Ali Kiremitçioğlu’nun yönetiminde gerçekleşen panelde Chelsea klübünün eski yöneticilerinden Peter Kenyon ve Prime Time Sport’un CEO’su Esteve Calzada ile “Sporda Pazarlama” konuşuldu.

Sporun son yıllarda müthiş bir şekilde ilerlemesi ve gelişmesi ile büyük bir pazarlama alanına dönüşmesi, şüphesiz birçok marka için dudak ısırtan bir pazar payı oluşturuyor. Panel de tam bu noktaya değinmesi açısından önemliydi. Kenyon: “Dünyada sporda ciddi bir kitle polarizasyonu ve kutuplaşması var. Örneğin; Manchester United, Manchester City, Chelsea, PSG, B. Münih, R.Madrid, Barcelona var. Bir de diğerleri… Bu takımlar kulüpler düzeyinde de olsa milli takımlar düzeyinde de olsa bir şampiyonaya katılmaya hak kazanması durumunda müthiş bir ilgi başlıyor. Bu ilgi çoğu zaman markaların büyük bütçeler harcayıp kazanamadıkları düzeyde.

Türkiye’de dünkü şampiyona heyecanı gösteriyor ki büyük markalar için ciddi fırsatlar var.” Calzada ise: “Tabii ki tüm ülkeler açısından pazarlamada sporun bir pazar haline gelmesi ülkenin kaderini değiştiren bir yol olmayabilir. Ama Türkiye, Japonya ve Kore gibi ülkelerin bazı şampiyonalara ev sahipliği yapması ile oyunun kuralı değişecektir. Türkiye spor pazarlama ülkeleri içerisindeki en büyük ülkelerden biri.”

“Passion that connect” ile “450 milyon taraftar Microsoft ile birbirine bağlı” diyen bir kampanyada insanların sadece 90 dakikada değil sporun dışında da tüketime devam ettiğini görüyor ve fazlasını hedefliyoruz.

https://www.youtube.com/watch?v=G3OIGCDGGBo
Panelde değinilen bazı noktalara göre ise;

• İnsanların futbolu tüketme kabiliyeti ciddi oranda değişti. Çünkü isteyen istediği takıma erişip, takip edip, destekleyebiliyor. Teknoloji ile sporun tüketimi de değişiyor. Bu somut bir zihniyet değişimi.
• Spor pazarlaması için ilk adım boş tribünleri doldurmaktır. Çünkü artık çok daha az hak sahibi var ve gelirler daha büyük dağılabiliyor.
• Marka, markayla sponsorun uyumu ve her ikisinin etkileşimli çalışması önemli.
• Bir yerel ürünün kendini nasıl uluslararasılaştırdığı da çok önemli. Bu da uluslararası yayın hakları ile yapılabilir. Yani planlama önem taşıyor. Sponsorluk reklamdan çok daha zorlu bir iş. Bu ikisini doğru şekilde yapmak bizi elle tutulur işlere ulaştırıyor.
• Futbolu sanitize edip yorumlanamayacak hale getirmemize gerek yok. Nihayetinde bir spor. Ve yönetenler ile oynayanlardan daha fazla şey bilmiyoruz.
• Barcelona ve Real Madrid’in tüm takımları mağlup ettiği ya da Bayern’in hiç mağlup olmadan şampiyon olduğu bir ligi istemezsiniz. Bu konuda önemli adımları Premier Lig yıllar önce attı. Türkiye’de de bu konuda önemli adımlar atılmış durumda. Yönetimi 6 ay ya da her sene değiştirmek yönetimsel bazı sorunları beraberinde getiriyor. Bu kalıcılığı engelliyor.

Görsel; Bigumigu