Güneşin pırıl pırıl parladığı bir sabaha uyandığınızı hayal edin. Derken tanıdığınız biriyle karşılaşıyorsunuz ve ondan her şeyin sular altında kalmasının an meselesi olduğu haberini alıyorsunuz. Herkesin evini terk edip gideceğini öğreniyorsunuz ve size de evinizi terk etmeniz tavsiye ediliyor. Ne yapardınız?
Sororal adlı kısa animasyon, yaklaşan felaketi 3 kız kardeşin perspektifinden ayrı ayrı göstererek insanın bu tür durumlarda nasıl tepki vereceğini analiz ediyor. Örneğin haberi ilk aldıklarında Madeleine anında paniğe kapılıyor, Emilie herkesin içini korkuyla dolduran suyla mistik bir bağ kuruyor. Anna ise duruma kayıtsızlıkla bakıyor. Lars von Trier’in Melankoli’sini izleyenlerin aşina olduğu bir yaklaşım aslında bu. Felaket öncesi insanın psikolojisine odaklanan ve gerilimi de farklı karakterlerin varoluşsal krizleri üzerinden tırmandıran bir film var karşımızda. Papy3D ve JPL Films tarafından prodüksiyonu gerçekleştirilen filmin yönetmen koltuğunda ise Frédéric Even ve Louise Mercadier oturuyor. Film Fransızca ancak CC butonunu tıklayıp İngilizce alt yazıyı seçebilirsiniz.
Sororal, kardeşlerin yaklaşan sele karşı tepkilerini çeşitli fiziksel unsurlarla görselleştiriyor. Madeleine ve Anna haberlere inanmamak için direndikleri için ciltleri yavaş yavaş tuzlu kabuklarla kaplanıyor. Emilie ise korkularına yenik düşmeden gerçeği kabul ettiği için bedensel olarak bir sıkıntı yaşamıyor. Filmin finali de beklenenden uzak bir şekilde gelişiyor. Aynı psikolojik dinamikler finalde de etkiliyor.
Dijital olarak modellenip 3B baskıyla yazdırılan kuklalar
Even ve Mercadier reçine kuklaları 3B baskıyla yazdırmadan önce dijital olarak modellemiş. Kız kardeşlerin yüzleri, 12. Yüzyılın Fransız Gotik ve Asya sanat formlarından ilham alıyor. Gövdeleri, tel iskeleti görünür halde bırakıyor. Çizim yaparken kullanılan ahşap modelleri andırıyorlar bir parça.
Kukla olduklarını gizlemek, gerçekçi olmak ve onlara etten kemikten bir görünüm vermek istememişler. Kafalarındaki ek yerlerini ve ellerindeki eklemleri görmenin onları kırılgan ve dokunaklı hale getirmeye yardımcı olduğunu düşünmüşler. Yönetmenlere göre bu detaylar, izleyicide gerçekçi bir temsilden daha fazla empati yaratıyor. Gerçekten de izlerken karakterlerin kolayca kırabileceklerini ve bedenlerinin hiç de güvencede olmadığını hissettiriyorlar. Bu görünüm hikayenin yarattığı gerilimi de pekiştiriyor. Karakterler, kendilerini tehdit eden devasa dalga karşısında daha savunmasız görünüyorlar.
Görsel: Vimeo