Ori Toor’un Gibberish (anlamsız/anlaşılmaz) evrenine birkaç yıl önce Gibberish Worlds serisine yer vererek adım atmıştık. İllüstratör o günlerden bu yana Gibberish Journey, Gibberish Violence, Gibberish Architecture ve Gibberish Exploration gibi farklı temalar üzerinden bu evreni genişletmeye devam ediyor. Toor tüm bu serileri Photoshop ya da Illustrator kullanarak dijital ortamda hayata geçiriyor.
Canlı mimariler, robotik varlıklar ve çizgi film karakterleri bir arada
Toor’un herhangi bir eskiz, planlama yapmadan tamamen bilinçaltını ekrana aktardığını yazmıştık. Dolayısıyla Gibberish evreninde çizgi film yaratıkları, makinelerin ceplerinden filizlenen yapraklar veya gökkuşağına sarılmış tünelleri görmek alışılmadık bir durum değil. Bilinçaltı ve çizim demişken geçen hafta yer verdiğimiz Dave Green çalışmalarından da bahsetmeden geçemeyeceğim. Green de lüsid rüyalarında yaptığı çizimleri uyandığında tekrar çizerek kendine özgü bir yaratım süreci ve stil geliştirmişti.
Gibberish evreninde her sahne, doğaçlama olarak gelişiyor. Ori Toor bu süreci bir Rorschach resmi – deneklerin algılarını mürekkep lekeleri üzerinden analiz eden psikoloji testi – oluşturmaya benzetiyor. Biraz ilerledikten sonra resimde ne gördüğünü anlamaya çalışıyor ve sonra çalışmaya devam ediyor. Çizim bitene kadar ne anlatmaya çalıştığından emin olamıyor. Çoğunlukla dünyada güvende hissetmeye çalışan kendini çizdiğini düşünüyor.
Tel Aviv’de yaşayan çizerin Gibberish serisinin tamamına Behance üzerinden göz atabilirsiniz. Çizimlerini içeren baskılara, maskelere ve benzeri ürünlere internet mağazası üzerinden erişmek mümkün. Yeni çalışmalarını da Instagram’ı üzerinden takip edebilirsiniz.
Görsel: Ori Toor