Farkındalığı artırmayı hedefleyen, zihni boşaltıp rahatlamaya yardımcı olan 10’ar dakikalık video kliplerin bulunduğu mobil meditasyon uygulaması ve internet sitesi Headspace’in kurucusu ve eski bir Budist rahip olan Andy Puddicombe, meditasyonun temellerini öğrenmeye 10-11 yaşlarındayken annesi sayesinde başlamış. Üniversite yıllarında geçirdiği bir kaza sonucu ise eğitimini yarıda bırakıp Himalaya dağlarının eteklerinde yer alan Budist manastırlarında mutluluğu aramak üzere uzun bir yolculuğa koyulmuş.
Mutluluğu bulmak için binlerce kilometrelik yollar kat etmeye, dağlara tırmanmaya gerek olmadığını söyleyen Puddicombe; bir sokakta yürürken, müzik dinlerken, yemek yerken, arkadaşlarla konuşurken, çocuklarımızın oyun oynayışını seyrederken hissettiğimiz şeyin mutluluk olduğunu bilmemizi istiyor. Ancak tüm insanlar, bu kısa anların daha uzun sürmesini istiyor. Puddicombe’a göre daha sabırlı olabilmek, verimliliği artırmak ve zihnimizi çözerek mutluluğu daha uzun süre deneyimleyebilmek için insanların meditasyon yapmaya ihtiyacı var. İnsanlar, kısacık da olsa yaşadıkları mutlu anların tadını çıkarmalı ve kendilerini o anın büyüsüne tamamen bırakmalı. Çok fazla beklenti içine girmek, uzun vadeli planlar yapmak ise çoğu zaman mutlu etmiyor ve hayal kırıklığıyla sonuçlanıyor.
.@sxsw gets some Headspace. #HeadspaceSXSW #SXSW pic.twitter.com/eXif8ZSUHr
— Headspace (@Headspace) March 15, 2016
Hiçbir hazırlık yapmadan çıktığını söylediği sunumda teknolojinin mutluluğa olan etkisini de değerlendiren Puddiecombe, manastır ortamında internetin kendisi için bilinmezlikten ibaret olduğunu söylüyor. Önce e-posta ile tanışan meditasyon eğitmeni, daha sonra akıllı telefonun hayatına girdiğini söylüyor. Akıllı telefonların hayatlarımıza girmesi ise Puddiecombe’un düşüncesine göre insanlık için ne iyi ne de kötü bir teknolojik gelişme. Günümüzde herkesin cebinde ya da çantasında taşıdığı plastik, cam ve metal karışımı bu cihazların iyi tarafı, dünyadaki herkesle dilediğimiz an bağlantı kurabilmemiz. Kötü tarafı ise zihnimizi her an meşgul etmesi. Yaratıcılığı ve innovasyonu artırmak için teknolojiyi doğru kullanmak oldukça önemli. Teknolojinin, insanları belli değerlerden uzaklaştırmaması ve hayat denen bu yolculukta birlikte olduğumuzu hatırlatması gerekiyor.
Feeling like I should meditate while I wait for @Get_Headspace founder Andy Puddicombe to take the stage #SXSW2016 pic.twitter.com/PJhNbNkgiR
— LJ Watson (@L_JWatson) March 15, 2016
Puddicombe’un uzmanlık alanı meditasyon ise, sessizliği gerektiren bir disiplin ve sessizliğin de mutlulukla doğrudan bir bağlantısı var. Zihnimizi bir yola, yoldan geçen arabaları ise düşüncelere benzeten Puddicombe, sevdiğimiz renkteki veya modeldeki bir arabayı gördüğümüzde gözümüzü ondan alamadığımız gibi belli düşüncelerin de ister istemez aklımızı meşgul ettiğini söylüyor. Meditasyon ise tam olarak bu noktada devreye giriyor. Düşünceleri kontrol etmek ve istediğimiz şeyleri düşünebilmek meditasyonun önemli bir parçasını oluşturuyor.
Mutlu olmak için oturup beklememek gerektiğini hatırlatan Puddicombe, bu konuda somut adımlar atıp sorumluluk almamız gerektiğini belirtiyor. Mutluluk İngilizce’de “blue sky” yani “mavi gökyüzü” olarak da tanımlanıyor. Mutlu olmak için Puddicombe’un tabiriyle gri bulutların mavi gökyüzünden geçip gitmesi gerekiyor.
Over 2,500 people getting some Headspace right now at @sxsw. #SXSWGoesQuiet #HeadspaceSXSW #SXSW pic.twitter.com/D1sz1ddrLo
— Headspace (@Headspace) March 15, 2016
Puddicombe konuşması sırasında oturumu izleyen yaklaşık 2500 seyirci ve internetten canlı yayınlanan SXSW 2016’yı takip edenlerle birlikte 10 dakikalık bir meditasyon seansı yaptıktan sonra seyircilerin Twitter üzerinden kendisine yönelttiği birkaç soruyu cevapladı ve uzun soluklu SXSW maratonunun kapanış konuşmasını da yapmış oldu.
Görsel; SXSW, Twitter
Ekran görüntüsü; Bigumigu