Yaratıcı bünyeler için günlük besin kaynağı
Mobilde İnovasyon [Kristal Elma 2015]

Mobilde İnovasyon [Kristal Elma 2015]

Bilgisayarların "akıllı telefon" adıyla ceplerimize girmesi bir devrimdi. Sırada hangi devrimler var?

BiTaksi ve yeni uygulamalardan Getir’in kurucusu Nazım Salur, Kristal Elma 2015’in Future Salonu’ndaydı. 2,5 yıl önce BiTaksi’yi, 2-3 ay önce de Getir’i kurduğunu söyleyen Salur, sunumuna “Mobil, artık hayatın uzaktan kumandası.” cümlesiyle başladı.

Almanya’da yapılan bir araştırmaya göre gençler günde 160 kere telefonlarıyla etkileşime geçiyorsa, bunların yalnızca iki tanesi “alo” demek için; bu da belki de bu aygıtlar için “akıllı telefon” yerine yeni bir isim bulma ihtiyacı olduğu anlamına geliyor.

Salur’a göre 7-8 yıl önce iPhone’ların satılmaya başlanmasıyla bir devrim gerçekleşti. Ancak Apple pahalıydı ve bu teknolojinin geniş kitlelere yayılması Android işletim sistemiyle mümkün oldu. Akıllı telefonların halka yayılmasıyla mobil dünyada iş yapılabilir hale geldi. Birinci devrim bilgisayarın cebimize girmesi ve uygulamaların hayatımızın içine dahil edilmesiyse ikinci devrim, BiTaksi gibi uygulamalarla geldi. “Eskiden biz vardık ve karşımızda elektronik sistemin içeriği vardı. Şu an karşımızda başka insanlar var” diyen Salur’a göre BiTaksi, Türkiye’de bu alanda öncü oldu.

Dünya mobil piyasasında Uber gibi aktörlerin yanı sıra Çin ve Hindistan’da fazla bilinmeyen ama milyar dolar üzerinde değere sahip şirketler var. Milyar doların üzerinde olanlara “unicorn” (tek boynuzlu at) deniyor. Dünyada 250 şirket bu titre ulaşmış durumda ve bunların 6 tanesi taksi eşleştirme işi yapıyor. BiTaksi ise yurt dışındaki muadillerine benziyor, ama sürücü kısmı daha basit. Kolay bir kullanıma sahip; kredi kartı, paypal ve BKM ekspres seçenekleri sunarak ödeme yapma kolaylığı da sağlıyor.

Salur’a göre bir diğer devrim, BiTaksi’deki taksici notlama sistemi. Bu, taksicileri uyarma ve sisteme uymayanları çıkarma imkanı sağlayan bir kontrol mekanizması olarak çalışıyor. Böylelikle taksi yolculuğu tanımsız bir ilişkiyken indikten sonra da devam eden tanımlı bir hale geliyor. Ortalama dört yıldızın altında kalan sürücüyle çalışılmaması, belli bir standart sağlıyor.

Getir, şu iki özelliğiyle ön plana çıkıyor:

1) Dünyada 10 dakikada ürün getiren başka bir uygulama yok.

2) Dünyada bu hizmeti 24 saat veren başka bir uygulama yok.

Mobil işlerde sistem zaten belli bir temel veriyor, sizin yaptığınız onun üzerine katları çıkıp içini döşemek. Apple ve Android’in bazı formatları var ve bunların dışına çıkılamıyor. Bu, elde iyi bir fikir varsa web bazlı döneme göre daha az maliyetle halletme imkanı sağlıyor. Cloud sistemi sayesinde sunucu sıkıntısının yaşanmaması, mobilin bir diğer avantajı.

Salur, “adamlar yapmış abi” diye düşünmekten sıkıldığını ve Getir’in dünyada bu şekilde bahsedilen uygulama olmasını istediğini, “kimse yapmadıysa vardır bir şey” düşüncesini kendisinden sonra geleceklerin önünü açarak frenlemeyi amaçladığını söylüyor.

Gelen bir soru üzerine Salur, taksicileri BiTaksi’ye ikna ederken en çok teknolojiye alıştırma ve kredi kartı ile ödeme kısmında uğraştıklarını anlattı. Taksicilerin çoğu taksinin sahibi olmadığı için vardiyası bittiğinde belli bir miktar para götürmeleri gerekiyor. Bunun için o saatte taksicilerin hesabına para yatırdıklarını ve aynı gün içinde hesabın görüldüğünü söyleyen Salur, nakit ve kredi kartından BiTaksi’nin aynı komisyonu aldığı için kredi kartıyla ödemenin taksiciye bir zararı olmadığından bahsetti.

Bir diğer soru, Getir’in İstanbul trafiğinde “10 dakika” iddiasını nasıl sağladığıyla ilgiliydi. Getir’in BiTaksi’nin “know-how”ıyla çalıştığını söyleyen Salur, perakende şirketi olarak görülen Getir’in arkasında çok ciddi bir teknolojik altyapı olduğunu açıkladı.

Aslında kimsenin talep ettiğini bilmediği bu uygulamaların piyasaya sürülmesi, bir tür “gizli talep öngörüsü” sonucu gerçekleşiyor. Salur’un verdiği örnek, gençliğinde bilmediği kivi üzerinden: Tadını bilmeden nasıl talep edelim?