Ürün ve ambalajı arasındaki bağlantı markayı öne çıkaran detaylar arasında yer alır. Tasarımıyla fark yaratan ambalajlar ürünü de ön plana çıkarır. Grafik tasarımcı Nina Cornelison’ın, Hemingway klasiği olan “Yaşlı Adam ve Deniz” romanı için tasarladığı konserve kutusu şeklindeki ambalaj bu tanıma bir örnek olabilir. Coca-Cola’nın sanal gerçeklik gözlüklerine dönüşen ambalajları, KFC’nin ekmeksiz bir sandviç olan Double Down Sandwich için tasarladığı, yenebilir bir ambalaj kağıdı diğer örnekler arasında. Tasarımda yaratıcı bir yaklaşımda fındık, badem gibi kuruyemişler için yapılıyor. Proje, doğada sıklıkla karşılan bir durumu ambalaj tasarımına taşıyor.

Ağızlarını depo olarak kullanan kemirgenler tasarıma ilham oluyor

Tasarımını Constantin Bolimond’ın gerçekleştirdiği çizimlerini Vareyko Tamara’nın yaptığı ve modelleme sürecini ise Nikita Bulgakov ve Aleksey Koler’in üstlendiği bu projede kemirgenlerin yiyeceklerini taşıma süresinde depo olarak kullandığı yanaklarından ilham alınıyor. Hrum-Hrum adıyla bir marka yaratan ekip üç farklı tasarım ile fındık, badem ve ayçiçekleri için kuruyemiş ambalajları tasarlıyor. Tüm bu lezzetli kuruyemişler ise kemirgenlerin yanaklarına benzeyen bir ambalajda sunuluyor.

Taşınması oldukça rahat gözüken kuruyemiş ambalaj tasarımlarında ürün bir kese içerisine yerleştirilmiş. Vareyko Tamara’nın çizimleriyle hazırlanan paket ise bu keseyi sarıyor. Paketin üzerinde bulunan tutma yeri ise ürünü taşımayı kolaylaştırıyor. Proje açıklamasında tasarımların Almanya’nın önde gelen market perakendecilerinden biri olan EDEKA-Verbund için yapıldığı bilgisine yer veriliyor. Ancak Yaratıcı ekibin Hrum-Hrum adıyla sunduğu bu ürünler herhangi bir marka tarafından henüz kullanılmıyor. Kemirgenlerin tatlı çizimleri ve fikrin yaratıcılığı düşünüldüğünde kuruyemişler için nokta atışı bir iş olduğu söylenebilir.

Künye

Görsel: Behance