25. Kristal Elma Yaratıcılık Festivali’nde Creative Confessions oturumu adına yakışır bir şekilde, itiraflarla başladı. Serfinaz Altun’un da yardımıyla daha ilk dakikadan Jonathan Mildenhall’ın Whitney Houston aşkını öğrendik örneğin. Öyle ki kendi web sitesinde Whitney Houston hayran sayfası dahi var. Jonathan Mindenhall, 5 kardeşi ve annesi ile büyümüş. Ailenin tek okuyan çocuğu olan Jonathan, üniversitedeyken bir hocasına reklamcı olmak istediğini söylemiş ve nasıl bir yol izlemesi gerektiğini sormuş. Hocası ise bu sorusunu sektörde siyahi hiç kimsenin olmadığını, boşuna çabalamaması gerektiğini söyleyerek cevaplamış. Bu cümlenin ardından verdiği tepkiyi; “artık savaşacak bir düşmanım vardı, bu düşünce tarzı benim düşmanımdı ve benim onu yenmem gerekiyordu” diyerek anlatan Jonathan, 2 yıl sonra Leo Burnett ve McCann’den aynı anda teklif aldığını hocasına “mutlulukla” haber vermiş. Etnik azınlıktan sektöre girmeyi başaran ilk insan olduğunu belirten Jonathan ayrıca ilk siyahi kreatif direktör olmuş.
Konuşma sırası Tor Myhren’e geldiğinde, Grey’in sırları da yavaş yavaş ortaya döküldü…
Grey’de başarısızlıkların da ödüllendirildiğinden bahseden Myhren, başarısızlık inovasyonun can damarıdır diyor. Başarısızlığı bir şeyler yapmaya çalışmanın kanıtı olarak gören Myhren, kendisinin de büyük başarısızlıklara imza attığını kabul ediyor.
Jonathan’ın başarısızlık ile ilgili itirafı ise, başarısızlıklarının özel bir isime sahip olduğuydu. Yatırım yaptıkları birkaç kampanyanın tamamen başarısızlıkla sonuçlandığını ve milyon dolarlar kaybettiklerini belirten Jonathan, bu gibi kayıplara Güneş Görmemiş Altı Milyon Dolarismini taktıklarını açıkladı.
Tor Myhren “Eğer bir fikrin sahibi onun mükemmel olduğunu düşünüyorsa o fikir büyük ihtimalle mükemmeldir” diyor. Kafanızda bir fikir canlanır ve onu arkadaşlarınızla paylaşırsınız, size mükemmel geliyorsa o fikrin arkasında durun diye de ekliyor.
Sonra tekrar sektörden biraz uzaklaşıyoruz, Jonathan Mildenhall’ın Burning Man festivaline gittiğini öğreniyoruz. Para ve hiyerarşinin tamamen ortadan kalktığı bu festivalde kendisini çok rahatlamış hissettiğini söyleyen Mildenhall, Coca Cola’nın bürökrasisinin sıkıcı olmaya başladığı zamanlarda kendisini “sabret 6 ay sonra Burning Man’e gideceksin” diye rahatlattığını itiraf ediyor.
Tor Myhren İstanbul sokaklarında gezmeyi New York’ta gezmeye benzettiğini söylerken, 1 yıl önce İstanbul’da, ailesiyle birlikte 1 haftalık bir tatil yaptığını anlatıyor. Tatilin her günü Galata Köprüsü’ndeki balıkçıları izleyip Eminönü’ndeki balık ekmekçilerden balık ekmek yemiş. Balıklar bir köşede tutuluyor, diğer köşede yeniyor İstanbul inanılmaz bir şehir diyen Myhren’e Galata’nın mis gibi temiz suyundan bahsetmiyoruz tabii ki 🙂