Yaratıcı bünyeler için günlük besin kaynağı
Kristal Elma: Facebook’ta Yaratıcılık

Kristal Elma: Facebook’ta Yaratıcılık

Facebook Global Kreatif Çözümler Direktörü Mark D'Arcy Facebook'ta İçerikler ve İçeriklerin Kullanımı Hakkında Bilgileriyor

25. Kristal Elma Yaratıcılık Festivali’nin 2. gününde The Hub salonunda gerçekleşen Creativity on Facebook sunumu en kalabalık oturumlardan biri oldu.

Facebook Global Kreatif Çözümler Direktörü Mark D’Arcy günümüzde hafızanın artık sonsuz boyuta ulaştığını söyleyerek konuşmasına başlıyor. Bu sonsuz hafıza için neyin önemli olduğuna karar vermenin önemli olduğunu söyleyen D’Arcy, bu kararın veriliş aşamasında etkili olacak konulara değiniyor.

Türkiye’den günde 19 milyon aktif kullanıcının ulaştığı Facebook’a bu kullanıcıların 9.5 milyonu ise mobil yollardan ulaşımını sağlıyor. Türkiye’den aylık aktif kullanıcı sayısı ise 33 milyon!Türkiye’nin Facebook için çok değerli olduğunu belirten D’Arcy, Türkiyeye gelmeden önce güzel bir partide olduğunu ve arkadaşlarının “neden Türkiye’ye gidiyorsun?” sorusunu, “gitmem gerekiyor çünkü orada 19 milyon aktif kullanıcımız var” diyerek cevapladığını anlatıyor.

Günümüzde insanlarla iletişim kurmanın öneminden bahseden D’Arcy, eskisi gibi yalnızca kullanıcılara duyuru yapılan bir çağda değil, bu duyurular sonucunda insanlarla karşılıklı olarak konuşulduğu, bir bağ kurulduğu bir dönemdeyiz diyor. Facebookta bağ kurmanın eğlenceli örneklerinden birini, kullanıcı yorumlarından bir şarkı yapan Wendy’s Pretzel Bacon Cheeseburger Love Songsvideosunu da bu noktada izliyoruz;

https://www.youtube.com/watch?v=HP8RtEV8eC4

Artık araştırma değil keşfetmenin öne çıktığı bir dönemde zamanın iyi kullanımının önemli olduğunu belirten direktör, günümüzde insanların ilgilerinin çok geniş olduğunu insanların onlarla ilgilnemeyen şeyleri keşfetmek istediğini de ekliyor.

Sunumun bu bölümünden sonra, daha yoğun olarak, Facebook’ta yapılmış olan kampanyalardan örnekler görmeye başlıyoruz.

Seçtiğiniz içeriğin doğru kişilere ulaştığından emin olmalısınız diyen D’Arcy, işletme büyüklüğü farketmeksizin bütün işletmelerin Facebook’ta aynı şeyleri yaptığını göstermek istiyor ve ortak bir ürün seçerek bu ürünü pazarlayan 3 farklı firmanın Facebook yaşamlarından örnekler veriyor. Bu ürün “kahve” ve markalar; Starbucks, Nescafe ve Facebook’ta yalnızca 136 like alan bir yerel kahve dükkanı.

Starbucks’ın Oklahoma’da yaşanan felaketin ardından başlattığı kampanya bu örneklerin ilkiydi. Starbucks’ın Oklahoma’ya bağış yapan misafirlerine büyük boy kahve hediye ettiğini öğreniyoruz.

İkinci örnek ise Nescafe’den; Facebook’ta çok fazla arkadaşı olan bir kullanıcının Nescafe’sini de alıp tüm bu arkadaşlarını tek tek ziyaret ettiği kampanya da içerik üretimine güzel bir örnek olarak karşımıza çıktı.

Son olarak bir yerel kahve dükkanının bir Facebook paylaşımını görüyoruz. Dükkanın yazı tahtasına tebeşirle her gün farklı bir yazı yazan işletme, bu yazıları aynı şekilde her gün fotoğraflayıp Facebook’ta paylaşıyor ve o da hedeflediği kitleye bu şekilde ulaşmayı başarıyor.

Dünyadaki gelişim ile birlikte etkileşimlerin de ne oranda büyüdüğünü göstermek istercesibe D’Arcy, “Eskiden 3 toplantı yapıyorduk şimdi ise dünyayı dolaşan bir ekibimiz var, bu ekip markalara gidip neden facebook kullandıklarını sordular.” diyor.

Sosyal hedeflerle değil iş hedefleriyle yola çıkın.

Yeni Zelanda’lı Griffin’s markası, uzun zamandır üretilen Choco-ade biskülerinin üretimini durduruyor. D’Arcy bu bisküvi’nin tarihini babaannelerimizin bile bildiği bir bisküviydi diyerek anlatıyor. Ve birkaç ay sonra Amber Johnson adında bir kadın bu bisküvileri çok özlediğine karar veriyor, ardından da Get Griffin’s to bring back Chocoade Facebook sayfasını oluşturuyor. Ardından firma bunu farkediyor ve Choco-ade ile ilgili paylaşımlarda bulunuyor, 500.000 like alan son paylaşımdan sonra (Yeni Zelanda nüfüsu; 4,5 milyon) tekrar Choco-ade’i üretmeye karar veriyorlar. Kampanyayı sunduktan sonra, bu örnekte firma, sosyal bir hedefle değil satış yapma hedefi ile hareket etti, diyen D’Arcy, sosyal hedeflerle değil iş hedefleri ile yola çıkın diye de ekliyor.

Mark Zuckerberg’ten bir alıntı yapan D’Arcy, insanlara yönelik konuşmadan insanlarla konuşmaya yönelmeliyiz diyor ve bunu şöyle bir örnekle açıklıyor; “Sizin devasa hoparlörleriniz olabilir, dünyanın en yüksek sesini çıkartabilirsiniz ancak güzel olan konser sırasında o hoparlörleri kapatıp sizi dinlemeye gelen insanlarla birlikte aynı şarkıyı söyleyebilmektir.”

Yeni Delhi’de hafıza sorunları yaşayan birinin Facebook’ta arkadaşlarını bulmasını ve onlardan anılarını öğrenmesini anlatan bir Facebook hikayesini bizlerle paylaşan D’Arcy oturumu sonlandırdı;
https://vimeo.com/46441896

Mark D’Arcy, konuşması boyunca çok sıradışı örneklere değil de daha doğal ve samimi içeriklere yöneldi. Sanırım dinleyicilerin de bu oturumdan çıkarması gereken büyük sonuç bu olmalı.