Markalar kimi zaman kendilerini tasarımcılara emanet eder. Kimi zaman sadece ambalaj tasarımları bazen de tüm kurumsal kimlikleri yenilenir. Ambalaj tasarımı da markalar ve tasarımcıların sık sık buluştuğu alanlardan birisi. Markalar kimi zaman tek tasarımcıyla kimi zaman da birden çok tasarımcıyla çalışarak özel çalışılmış ambalajlar üretir. Daha önce Coca-Cola kutu ve şişe tasarımları için ünlü İtalyan moda markası Trussardi ile çalışmış ve beş farklı tasarıma imza atmıştı. Doritos ise Onur Haftası için gökkuşağı renklerinde ve ABD’deki başkanlık seçimleri dönemine özel olarak ambalajlar tasarlamıştı. Anadolu Efes de Fol Studio ve Volkan Ölmez küratörlüğünde 6 tasarımcıyla çalışarak bir projeye imza attı.
Ambalaj tasarımlarında sanata yer aç
Fol Design Studio’nun kurucularından Volkan Ölmez küratörlüğünde gerçekleşen projede Volkan Ölmez de dahil olmak üzere altı tasarımcı ambalaj tasarımlarıyla renklerin zenginliğini ve yeni desenleri gündelik hayata servis ediyor. Berat Pekmezci, Melih Çebi, Meriç Karabulut, Mustafa Gündem ve Yiğit Karagöz‘ün bir araya gelerek kendi vizyonlarıyla şişe tasarımlarına imza attılar. 6 tasarımcının çalışma yaptığı projede ortaya çıkanlar ise son kullanıcıya ulaşmak ve hayatlarında yer edinmek üzere üretim bandına girdi.
Proje sonucunda ortaya çıkan işlere bakınca ambalaj tasarımınlarının hiçbir noktasında marka tarafından bir ikon veya logo dayatması gelmediği görülüyor. Öyle ki tasarımcılar kendi dünyalarını kendi tarzlarını yansıtmış ve özgür bir dünya içinde logo yerleştirme baskısı olmadan çalışmış. Böylece de tasarımcılar düşüncelerini, hislerini dilediği gibi aktarabilmiş. 6 tasarımcı da aynı serbestlikte çalışmış. Haliyle özgünlük ve birbirleri arasında harmoni yakalanmış. Bu uyum ve farklılık da ambalaj tasarımıyla doğan yeni dünyanın kimliğini oluşturuyor.
Başarısını kanıtlamış sanatçılar kendi dünyalarını yansıtıyor
Ankara Üçlemesi çizgi roman antolojisiyle tanınan Berat Pekmezci, Londra’da yaşıyor. Çizgi roman, kitap kapağı tasarımı ve illüstrasyon alanlarında etkin bir isim. Geçtiğimiz yıl kendisiyle bir röportaj yaparak hobileri, tasarım süreci ve çalışma dinamikleri üzerine sohbet etmiştik.
Olaylara, durumlara ve ana odaklanarak üretim yapan Melih Çebi, bu proje için de benzer bir güzergah izliyor ve durumun heyecanını yansıtıyor.
Toronto’da yaşayan Meriç Karabulut, sürekli olarak kendine yeni stiller deneyen bir isim. Meriç’in güncel olarak üzerinde çalıştığı stil de bu projede kendini gösteriyor. Tasarımcı, bu çalışmasında Japon resim sanatı ukiyo-e‘nin vazgeçilmez öğelerinden olan dalgalara odaklanıyor.
Uluslararası platformlara konsept çalışmalar üreten Mustafa Gündem, kendine özgü geliştirdiği tekniğini projenin dünyasıyla ahenk içinde uyguluyor.
İstanbul’da yaşayan Yiğit Karagöz, ikonik illüstrasyonlar üretiyor. İkonlarla bütünsel bir mesaj veren sanatçı farklı kombinasyonlar kurgulayarak modüler bir yapı kazandırıyor çalışmalarına.
Volkan Ölmez ise kendi çalışmasının odağında göz figürü yerleştiriyor. Böylece odak noktayı üründen ve tasarımdan uzaklaştırarak karşı tarafa, izleyiciye çeviriyor. Projeyle üretilen eserler müziğe, keyfe, sohbete, hayal gücüne, birlikteliğe yer aç diyerek geçmiş ile arasındaki bağı koparmadan yeniliğin temelleri atıyor. Ve dönüşümün de sinyallerini veriyor.