Nihayet Cihan’ın doğal malzemelerle yaptığı sihirli figürler, görür görmez insanın kalbini fethediyor. Her biri adeta masallar diyarından gerçek dünyaya düşmüş gibi. Nihayet Cihan’ın bu minik heykellere olan tutkusu, Avustralya’da yaşadığı döneme dayanıyor. Oradaki doğa yürüyüşlerinde gördüğü tohumları, tohum kozalarını ve her türlü doğal malzemeyi toplayıp biriktirerek başlamış her şey ve zaman içinde kendi deyimiyle “Cangıl’ın bu küçük dostlarına” namıdiğer Jungle Dudes‘a dönüşmüş.
Nihayet Cihan’ın Jungle Dudes adı altındaki çalışmalarını Instagram’ı ve Facebook sayfası üzerinden incelemeniz ve takip etmeniz mümkün. Ancak kendisini tanımak, kendisini adım adım Jungle Dudes’a götüren yaşam öyküsünü öğrenmek isterseniz internette çok fazla bilgiye rastlayamayabilirsiniz. Biz hem hikayesini öğrenmek hem de heykellerinin yapım sürecine dair detayları kavrayabilmek üzere kendisine sorular sorduk. Ortaya Artvin’den Avustralya’ya ve oradan da Fethiye’ye uzanan, Jungle Dudes kadar sihirli bir yaşam öyküsü çıktı. Yaşamının pek çoğumuz için ilham ve cesaret kaynağı olacağına inandığım Nihayet Cihan’a sorularımızı cevapladığı için bir kez daha teşekkürler!
Nerede yaşıyorsun, kaç yaşındasın, heykellerinin haricinde neler yaparsın? Yaşamındaki eğitim ve kariyer dönemlerinden biraz bahsedebilir misin?
Nihayet Cihan: 37 yaşındayım. Son sekiz aydır Fethiye’nin bir köyünde yaşıyorum. Son bir aydır, JungleDudes dışında vaktimin çoğunu doğa yürüyüşlerinde, denizde ve evimin bahçesinde geçiriyorum. Geçen sene çok sevdiğim dostlarım tarafından hediye gelen bir bendirim ve bu sene kendime hediye ettiğim bir curam var. Cangılın dışında geçirdiğim zamanlarda onları çalabilmeyi öğrenmeye çalışıyorum:)
“Okuduğu bölümle alakası olmayan işler yapan çoğunluktan biriyim.”
Anadolu Üniversitesi, Klasik Arkeoloji bölümü 2005 yılı mezunuyum. Şimdiye dek, okuduğu bölüm ile alakası olmayan işler yapan çoğunluktan biriyim. Türkiye’deki çalışma hayatımın ilk 1,5 senesini İstanbul’da bir TV kanalında asistanlık ve yönetmenlik yaparak geçirdim. Hayatımın en zorlu ve anlamsız gelen yıllarıydı, istifa ettim kurtuldum:) Çok kısa bir süreliğine, yakın arkadaşlarımın çoğu reklam camiasında olduğu için bende mi reklamcı olsam diye düşünüp, grafik tasarım eğitimi alıp reklam ajansında sadece stajerlik yapabildim. “Ben kimim, amacım ne, hangi işi yapıp para kazanacağım? Hiç de şehir insanı değilim” kaosu ile geçen 4 senenin ardından, 2009 yılında Avustralya’ya gittim. İlk bir sene İngilizce kursuna gidip, bir reklam ajansı ve mimarlık bürosunu temizleyerek para kazandım. İkinci senemde 4 ay boyunca Avustralya’nın kuzeyinde Bundaberg adlı kasabada, bir tarlada domates topladım. Sonra Sydney’e döndüm ve artık İngilizce konuşabilir kıvama geldiğim için garsonluğa terfi ettim. 2011-2012 yıllarını bir İspanyol restaurantında aşçılık yaparak geçirdim. 2013 yılı başında Sydney’den doğaya taşınmaya karar verip, muhteşem bir doğası olan Central Cost’a taşındım. Çok güzel bir arazide, bir karavanda yaşadığım bu süreçte; ilk sene portakal, limon ve avokado tarlalarında bu meyveleri topladım, paketledim ve pazarlarda sattım. Ağaç budadım, insanların bahçe düzenlemelerine ve temizliğine yardım ettim. Pazarlarda taze meyve suları ve kendi yaptığım takıları sattım. Avustralya’daki son senem olan 2014 yılında bir kutu fabrikasında süpervizörlük yaptım. Türkiye’de geçirdiğim bu son 4 yıl boyunca, toplam 6 ay dışında, ailemin, kız kardeşimin ve dostlarımın desteği sayesinde, para kazanmak için çalışmadım.
Artvin’de meyve ağaçlarının tepesinde, derelerde, ormanlarda geçen bir çocukluk…
Bir doğa tutkunu olduğun anlaşılıyor. Bu tutku ne zaman ve nasıl başladı? Aktivist misin, herhangi bir toplulukla (çevre örgütleri, doğa dernekleri vb) bağlantın var mı? Yoksa bireysel olarak mı yaşıyorsun bu tutkuyu?
Nihayet Cihan: Kendimi bildim bileli doğada olmak benim en büyük mutluluk ve neşe kaynağım. Artvin’in Kemalpaşa ilçesinin Köprücü köyünde, inanılmaz güzellikte bir doğada doğdum. 20’li yaşlarının başında memur olup bu köyden 3 çocuk ile şehre taşınan bir ana-babanın çocuğuyum. Çocukluğumdan itibaren tüm yaz tatillerim bu köyde meyve ağaçlarının tepesinde, derelerde, ormanlarda, yaylalarda, deniz kenarlarında geçti…
Jungle Dudes tamamen benim bireysel dünyamda yaşadığım bir üretim süreci. Aktif anlamda aktivist değilim:) Hiçbir çevre örgütü ile bağlantım yok. Şimdiye dek her zaman en çok değiştirmeye çalıştığım şey kendi yaşamım, alışkanlıklarım ve çevrem oldu.
Mucizenin içinde gözlemci olmak
İlk Jungle Dudes figürü nasıl ortaya çıktı? İlham kaynakların neler? Bu tür heykeller yapan başka sanatçılara rastladın mı?
Nihayet Cihan: İlk Jungle Dudes karakteri, Sydney’de yaşadığım dönemde sanırım 2011 yılı idi, bir akşam evde can sıkıntısı ile elime geçen şeylerle (ahşap bacaklar, oje, küçük bir örgü parçası, bir dergi yaprağından kestiğim Claudia Schiffer dudakları) yaptığım bir karakterdi. O karakterde doğaya ait olan tek şey küçük dal parçalarından antenlerdi.
En büyük ilham kaynağım, yaşamın ta kendisi, doğa ana ve evrenin bizlere sunduğu her şey. Yaşam dediğimiz bu çılgınlık, tüm varlıkları ile beni her zaman büyüledi ve büyülemeye devam ediyor. Baktığım her yerde ve her şeyde gördüğüm tek şey, akıl almaz bir mucizenin içinde olduğumuz. Mümkün olduğunca, bu mucizenin içinde sadece bir gözlemci olmaya çalışmak, en büyük çabam.
Doğal malzemeler ile çalışan bir sürü yetenekli sanatçıya denk geldim, geliyorum. Jungle Dudes tadında çalışmalar yapan birine henüz rastlamadım.
Kullandığın malzemelerin neler olduğunu biraz anlatabilir misin? Beton yığını şehirlerde doğup büyüyen insanlar için hepsini tanımak kolay değil. Özellikle favorin olan bir malzeme var mı? Örneğin gözlerde sık sık aynı malzemeyi kullandığını görüyorum, çıkaramadım ne olduğunu:) Doğadan topladıklarının yanı sıra ufak tefek hazır malzemeleri (boncuk vb) de işin içine katıyor musun?
Nihayet Cihan: Doğadan topladığım malzemeler saymakla bitmez aslında. 8 senedir biriktirdiğim bu hazineler, baktıkça beni bile hayrete düşürüyor. Tohumlar ve kozaları, ağaçlardan, çiçeklerden, bitkilerden yerlere düşmüş herhangi parçalar, kuru çiçekler, ölü böcek ve kelebek kanatları, fırtınalı günler sonrasında deniz kıyılarından topladığım bilimum ağaç parçaları, dalları ve kabukları, olgunlaşamadan yere düşmüş meyveler… Şimdiye dek toplamış olduğum, kullandığım ve masamda bulunan bu doğal malzemelerin yüzde 95’inin adını bilmiyorum, benim için bu mümkün değil ve böyle bir bilgi birikimi gerekliliği hissetmiyorum bu anlamda. Aşırı mesai gerektiren her şeyden kaçıyorum yani:) En sık kullandığım malzemeler arasında farklı çeşitte okaliptüs ağaçlarının tohum kozaları var. Evet en sevdiğim gözler onlar:) Bu üretim sürecinin ilk yıllarında doğal malzemeler ile birlikte geri dönüşüm malzemeleri, oyun hamurları, boncuk gibi diğer malzemeleri de kullanıyordum fakat son 4 senedir sadece doğadan topladığım malzemeleri kullanıyorum. Bu dönüşüm ile beraber yapmış olduğum bu karakterler Jungle Dudes ismini aldı.
Türkiye’de nerelerden malzeme topluyorsun?
Nihayet Cihan: Türkiye’ye döneli bugün tam 4 sene oldu:) Bu 4 sene benim için oldukça hareketli, yollarda ve çoğunlukla doğada geçti. Akdeniz, Ege, Marmara ve Karadeniz ormanlarından, yaylalarından, köylerinden, sahillerinden, Belgrad ormanından, şehirlerdeki parklardan, hatta koca bir beton yığını arasında tek başına direnen ağaç altlarından, doğa ve bitki sevdalısı insanların yaşadığı evlerin bahçelerinden, balkonlarından, cam altlarından… özetle doğaya ve yaşama karıştığım heryerden, çok şükür:) kesin bir malzeme bulur oldum artık.
Malzemeleri tutkalla mı birleştiriyorsun? Yapım sürecinde başka ne tür araçlar kullanıyorsun?
Nihayet Cihan: Malzemeleri birleştirmek için güçlü bir yapıştırıcı kullanıyorum. Küçük bir çakı, sivri uçlu bir cımbız, küçük bir pense ve diş fırçası kullandığım aletler.
Kırılgan malzemelerle çalışmanın sırları
Doğal malzemelerin oldukça kırılgan olması bu işin teknik olarak en zor taraflarından olsa gerek. Heykelleri zarar görmeyecek şekilde saklamak ve insanlara da sağlam şekilde teslim etmek için nasıl önlem alıyorsun?
Nihayet Cihan: Evet, benim için bu yaratım sürecinin tek zorlayıcı ve heyecan veren kısmı malzemelerin büyük bir çoğunluğunun çok hassas ve kırılgan olması. İlk yıllarda kalıcı olmaları için reçine, cila vb. yöntemler denedim fakat hem sonuç tatmin edici değildi hem de yaptığım şeye ters düşen yöntemler olduğu için içime sinmedi. Yaklaşık bir ay öncesine kadar, hassas olmaları yüzünden, yapmış olduğum bu dostları, insanlara maddi bir gelir karşılığında sunmak konusunda oldukça tedirgindim. ‘İnsanların sevip para vererek aldıkları bir şey olur da hemen ellerinde kırılırsa büyük hayal kırıklığı yaşarlar, nasıl olacak bu iş?’ diyordum. Yakın zamanda çok yakın bir arkadaşım ile bu konuları konuşurken, bir aydınlanma yaşadım. İnsanlar kırılma ve bozulma potansiyeli olan bir sürü şeye bütçe ayırıyor aslında. Aldıkları şeyin hassasiyetinin farkında oldukları için, bu konuyu tamamen onların insiyatifine bırakmam gerektiğini farkettim. Bana düşen, insanların yüzünü gülümseten ve onlara ilham kaynağı olan bu küçük orman dostlarını kargo ile onlara sağlam bir şekilde ulaştırmak. Bunun için, sağlam ve aynı zamanda çerçeve şeklinde duvara asarak, karakterleri içine koyabilecekleri ahşap kutular hazırlıyorum. bu kutuların içine pisi pisi otlarından bir yatak hazırlayıp karakteri içine yerleştirdikten sonra kalan tüm boşlukları tekrar bu otlar ile dolduruyorum. (Pisi pisi otlarının köpük görevini üstlenebileceğini keşfettiğim gün yaşadığım mutluluğu tarif edemem:). Kutuyu yine ahşap bir kapak ile kapatıp elimde şöyle bir sallıyorum, bakalım içinden ses gelecek mi diye. Ses gelmemesi demek, karakterin içeride hiç hareket etmeden ve ezilme riski olmadan yeni sahibine ulaşacağı anlamına geliyor. Bir de kutuyu aldıkları andan itibaren, açarken ve karakteri içinden çıkarırken göstermeleri gereken özeni ve hassasiyeti anlatan bir not iliştiriyorum kargoya.
JungleDudes bir hobi mi, yoksa geçimini sağlamak adına da katkısı oluyor mu?
Nihayet Cihan: Jungle Dudes sekiz sene önce, yaşamıma neşe ve daha fazla ilham getiren bir hobi olarak başladı. Geçen bu zaman dilimi içerisinde beni türlü hediye masraflarından kurtardı:) Ve çoğunlukla tanıdığım insanların satın alması ile yaşamıma küçük miktarlarda ek gelir sağladı. Son bir aydır, yeniden doğaya dönüşüm ve yerleşik hayata geçişim ile beraber hem en çok zaman harcadığım uğraşım ve motivasyonum, hem de tek gelir kaynağım haline geldi.
Görsel: Instagram
Manşet görseli düzenlenmiştir.