Dijital dünyanın estetiği, çağdaş resim ve heykel sanatının içine sızmış durumda. Shawn Huckins’in Beyaz Saray resim koleksiyonundaki tabloları Photoshop’la silinmiş gibi gösterdiği Erasure serisi, INSA’nın Shutterstock için D&AD’de sergilediği etkileşimli muralı File Under: Unresolved, grafitileri Photoshop’la silinmiş gibi gösteren CTRL+X ve Andy Denzler’in yağlı boya glitch portreleri bunun en somut örnekleriydi. Yine heykel sanatına baktığımızda Paul Kaptein’in glitch ahşap heykelleri ve Toshiya Masuda’nın piksel piksel seramik heykelleri de bu gerçeğin heykel sanatındaki en açık kanıtı. Jason Anderson ise pikselli soyut manzara resimleriyle gündeme gelen bir sanatçı. Ancak onun ilham kaynağı dijital dünyaya değil farklı bir alana dayanıyor.
Jason Anderson ve soyut kent manzaraları
İngiliz sanatçı Jason Anderson, piksel fırça darbeleriyle soyut kent manzaraları tasvir ediyor. Sanatçının en güçlü yönlerinden biri de pastel renklerden oluşan boya paleti. Eserleri, pek çoğunuza izlenimci ressamların tablolarını çağrıştırabilir ki kendisi de internet sitesindeki açıklamalarda kendine özgü izlenimci bir üslup izlediğini belirtmiş zaten.
Pikselli stil vitray sanatındaki deneyimlerine dayanıyor
Anderson, her kompozisyonda uzaktan görünen bir alt yapı unsuruna – gemiler, marinalar, trenler, binalar – yer veriyor. Bu insan yapımı yapıları ise onları çevreleyen doğal unsurlarla dengeliyor.
Anderson’ın sanat kariyeri, katedrallerdeki vitray restorasyon projeleriyle başlamış. Vitray sanatındaki parçalı yapılar, ressam olarak kendi özgün stilini şekillendirmede yardımcı olmuş.
Jason Anderson’ı internet sitesi, Instagram’ı ve Twitter’ı üzerinden takip edebilirsiniz.
Görsel: Instagram
Manşet görseli düzenlenmiştir.