Kapalı devre kameraların görüntü sinyallerini belirli bir konuma ilettiği CCTV, özellikle güvenlik ve gözetleme kameralarında kullanılan bir sistem. İlk olarak 20. yüzyılın ortalarında doğan sistem, şu anda dünyanın her yerinde kullanılıyor. Endüstri araştırmacısı IHS markit’in 2019’daki bir raporuna göre, şu anda dünyada 1 milyar CCTV kamerası var. Ancak günümüzde modern CCTV sadece video kaydı yapmıyor, aynı zamanda davranışlarımızı ve duygularımızı da takip ediyor. Bunu yapabilmesi için de insan algılama algoritmaları, yüz tanıma algoritmaları ve yapay zeka ile donatılıyor.
Bu sistem, hükümetlerin ve şirketlerin etik dışı kullanımlarıyla kişisel gizlilik ve güvenlik açısından oldukça tehlikeli sonuçlar doğuruyor. Tasarımcıların ve teknoloji insanlarının buna karşı ne tür çözümler sunduğuna sıkça yer veriyoruz. Alman tasarım stüdyosu WertelOberfell de Ignotum (bilinmeyen) adlı projesiyle bu sistemlerden korunmak için bir çözüm öneriyor.
Yapay zeka destekli CCTV sistemleri nasıl çalışıyor?
Ekip Ignatum’u tasarlamadan önce yapay zeka destekli CCTV sistemlerinin nasıl çalıştığını kavramaya odaklanmış. Werteloberfell’in açıklamalarına göre bu sistemler, temelde üç aşamalı bir süreç izliyor. Başlangıç olarak yapay zeka, görüntüyü küçük karolara bölerek insanları sahnedeki diğer nesnelerin arasında filtreliyor. Bunların içindeki kontrast değerlerini analiz ediyor ve ardından tanıma olasılığını hesaplıyor. İkinci aşamada, algılanan insanın hareketinin daha iyi izlenmesi için ona sanal bir iskelet uyguluyor. Son olarak da yüksek kaliteli yüz görüntüleri derin analiz için bir sunucuya gönderiliyor.
Yapay zekanın nasıl çalıştığını anladıktan sonra, hangi modellerin tespit edilmeyeceğini bulmak için kendi yapay zeka destekli kamera sistemlerini kurmuşlar. Sonunda ekip, bilgisayarın kafasını karıştıran en iyi görünümün parlak ve ızgara desenli giysi olduğunu keşfetmiş. Bilgisayar bu giysiyi giyenleri, sadece “%33 insan” olarak algılayabiliyor. Başka bir deyişle, bunu giyenlerin insan olduğunu algılayamıyor.
Bu prototip; geleneksel terzilik, 3B baskı, son teknoloji elektronik donanım ve tekstil yapıştırma teknolojilerinin bir araya gelmesiyle hayata geçirilmiş. Tasarımda, basitliği ve çok yönlülüğü nedeniyle seçilen bir stil olan bir pançonun kumaşına doğrudan basılan ışık kılavuzları kullanılmış.
Panço üç katmandan oluşuyor. Taban katmanı, tüm giysiye temel stabilitesini veren katman. Teknoloji katmanı ise ek bir optik illüzyon etkisi için tümü hareli bir başka katmanla kaplanmış olan baskılı devre kartları, tekstil kabloları ve LED’leri içeriyor.
WertelOberfell, geniş bir teknik ekip oluşturmak için bu konuda uzman başka şirketlerden ve oluşumlardan da destek almış. Ekibin tamamı şöyle: Werteloberfell (Jan Wertel, Max Krenn), Fraunhofer IZM (Christian Dils, Max Marwede, Robin Hoske, lars Stagun, Dr. Rafael Jordan, Kamil Garbacz, Sebastian Hohner), Stratasys (Naomi Kaempfer, Yossi Siso), Empa (Agnes Psikuta), Profactor (Pavel Kulha), Wear It (Ioana Puscasu, Manon Montant). İş birliği yapılan diğer bağımsız isimler de şöyle Markus Mau, Mira Thul-thellmann, Tim Schütze.
Ignotum ticari bir ürün olmaktan ziyade, yapay zeka destekli CCTV sistemleri konusunda farkındalık yaratmayı amaçlayan bir proje. AB tarafından finanse edilen Re-FREAM konsorsiyumunun bir parçası olarak tasarlanmış.
Görsel: WertelOberfell
