Geleceğimiz kaçınılmaz bir şekilde robotlara bağlı. Peki vahşi doğada yaşayabilen ve kendi kendine gelişebilen makinelerle gezegenimizi paylaşmak nasıl bir duygu olurdu? Hyundai Motor Company, gelecek anlayışını yansıtmak, makinelerin insanlarla ilişkilerini vurgulamak ve çevremizde yaşayabileceği yeni yollar hakkında farklı bir düşünce kapısı açmak için Seul doğumlu sanatçı Anicka Yi ile makinelerin nasıl görünebileceği ve hissedebileceği üzerine bir iş birliği gerçekleştirdi.
Hayal gücü, teknoloji ve biyolojiyle harmanlanıyor
Radikal ve deneysel sanat eserleriyle tanınan, işlerinde sanat ve bilim arasında bir köprü kuran Anicka Yi, büyük ölçekli yerleştirmeleriyle ön plana çıkıyor. Hyundai, yeni düşünme yollarını teşvik eden girişimleri destekleme taahhüdünü kapsamında Tate Modern sanat galerisi ile birlikte yürüttüğü uzun vadeli ortaklığın en son ürününü Anicka Yi ile gerçekleştirilen projede gösteriyor. Sürükleyici deneyimi büyüleyici bir atmosferde sunuyor.
Dünyanın en çok ziyaret edilen sanat galerilerinden biri olan Tate Modern geniş bir koleksiyonuna ev sahipliği yapıyor ve Louis Bourgeois, Anish Kapoor, Ai Weiwei gibi birçok sanatçının sergisine ev sahipliği yapmış durumda. House of Greenland imzalı kampanya ise Anicka Yi tarafından hazırlanan yerleştirmelerin çevrim içi olarak daha geniş bir kitleye sunulmasını içeriyor.
Makine ve insan arasındaki ilişkiyi irdeleyen organizmalar
In Love With the World, biyolojiyi ve algoritmayı harmanlayarak doğa ve teknoloji arasında bir köprü kuruyor. Sanatın, teknolojinin, biyolojinin ve yeniliğin karışımında makinelerin dünya deneyimleri, insanlardan bağımsız hale gelebilmeleri ve diğer canlılarla zeka alışverişinde bulunabilme ihtimalleri üzerinde bir yaratım gerçekleşiyor.
Makinelerin bağımsız organlara dönüşme olasılıkları hakkında düşünmeye teşvik eden bağımsız yaşam biçime sahip organizmalar gibi görünen makineler havada süzülerek bilimkurgu filmlerinden fırlamış sahneye benzer bir ortam yaratıyor. Anicka Yi bu yerleştirmeler ile makinelerin bağımsız yaşam biçimleri olarak gelişip gelişemeyeceklerini sorguluyor.
Uzmanlardan oluşan bir ekip Anicka Yi’nin bu tasarımlarını hayata geçirmek için insansız hava araçlarının (UAV) otonom versiyonlarını geliştiriyor. Her biri kendi yazılımı sayesinde insan müdahalesi olmadın benzersiz uçuş rotasına sahip oluyor. Salon boyunca konumlandırılan sensörler sayesinde ziyaretçilerin ısı ve hareket bilgileri üzerinden makinelerin bireysel ve toplu davranış şekilleri değişime uğruyor. Tıpkı karıncaların ya da arıların birbirleriyle kurduğu ve insanların dışardan fark edemediği bir iletişim şekli gibi.
Sanatçı, bu makineleri “aerob” olarak adlandırıyor. Formları okyanuslardaki yaşam formlarına dayanan bu yaratımlarda tüylü deniz canlılarını, ahtapotları ve mantarları anımsatan helyum dolu küreler havada eşsiz bir şekilde süzülüyor.
Makinelerin bağımsız yaşam biçimlerine dönüşme olasılıkları üzerinden ortaya çıkan eserler galerinin ortasında yumuşak hareketlerle yukarıya ya da aşağıya süzülüyor. Kimi zaman rastgele dönüşlerle boşluğun içerisinde kendi rotasını çiziyor.
Bu gönderiyi Instagram’da gör
Bu gönderiyi Instagram’da gör
Bu gönderiyi Instagram’da gör
Künye
Müşteri: Hyundai Motor Company
Ajans: House of Greenland
Yönetmen: Agathe Cury
İdari Yaratıcı Yönetmen: Martin de Fleurian
Yaratıcı Yönetmen: Tim Noble
Beste: Jered Sorkin
Sanatçı: Anicka Yi
Görsel: Hyundai Artlab, Hyundai
