Yaratıcı bünyeler için günlük besin kaynağı
Hasbro’dan Tepki Çeken Yılbaşı Reklamı

Hasbro’dan Tepki Çeken Yılbaşı Reklamı

Hasbro için hazırlanan yılbaşı filmi, eril dil kullanımı ve cinsiyetçi söylemleriyle sosyal medyada tepki çekti.

Bugün sosyal medyamız Hasbro’nun yılbaşı reklamı ile çalkalandı. “Yılbaşında evden çıkmak yerine eğlenceyi evinde yaşa” demek isteyen reklam, söyleyeceğini tecavüz imalı, cinsiyetçi, eril dile ve küfüre meyilli bir şekilde söyleyince işler rayından çıktı. Feminist gruplardan birbiri ardına açıklamalar geldi ve Twitter, Ekşi Sözlük ve Facebook’ta tartışmalar, yorumlar gırla giderken, Change.org üzerinden kampanya başlatılarak Hasbro özür dilemeye ve reklamı yayından çekmeye çağrıldı.

Tartışmaya mevzubahis reklam filminde kameraya konuşan taksi şöförü, vestiyer, DJ, tuvalet görevlisi ve garson kötü bakışlarla yılbaşında müşterileri nasıl kazıkladıklarını, “geçirme” imalı el hareketlerini de kullanarak anlatıyorlar. Işık, müzik ve oyunculuk… Kötü bir şeyler olacak havasını destekliyor. Konuşmalarda sık sık “sen de zevk alacaksın” ya da “sen de seveceksin” gibi laflar var, onlar yetmediyse sonunda çıkan Tecavüzcü Coşkun zaten gözden kaçabilecek imayı alıp bodoslama veriyor. Film sonunda, “evden çıkıp kazıklanma, evinde Hasbro’yla Monopoly oyna” mesajına geliyor. Videoyu yazının sonunda izleyebilirsiniz.

Peki neydi reklamı bu kadar sorunlu kılan? Pek çok şey…

Öncelikle elbette ki zamanlama… Ülkemizde kadına şiddet ve tecavüz olaylarının bu kadar arttığı bir dönemde, cinsiyetçilik tartışmaları her an yapılır ve bu konu giderek önem kazanırken böyle bir reklam çıkmak en hafif tabiriyle duyarsızlık olarak adlandırılabilir. Yılbaşında gündeme gelen taciz olayları ile yan yana konulduğunda; bu reklam da “Tacize uğramak istemiyorsan çıkma canım sen de, evinde otur” zihniyetinden farksız. Pembe Metrobüs yaklaşımı, mini etek giymesinler anlayışı… Bu ülke insanlarının “Taciz edilmek istemiyorsan evinde otur!” yaklaşımını yansıtan bir reklam bu ve öncelikle bu anlamda rahatsız edici.

İkincisi, erkekler arası yapılan maç sonrası muhabbetlerini Hasbro gibi uluslararası bir markanın reklamına taşımasındaki olmamışlık. Çocuklara ve genç ailelere özellikle seslenen, daha “entelektüel” bir hedef kitlenin markası olarak Hasbro, bu şekilde tecavüzlü, geçirmeli, el kol hareketli konuşmalı mıdır? Viral etki için her şey caiz midir?

Reklamda kullanılan meslek gruplarının temsiliyeti de sıkıntılı. Taksi şöförü, barmen, tuvaletçi… Münferit kişiler gibi değil; tüm meslek grubu böyle yaparmış gibi bir havayla resmedilmiş. Dolayısıyla evet belli bir grup emekçi; hırsız, dolandırıcı, kazıkçı, kötü betimlenmiş.

Tepkilerin yoğunlaştığı en kilit konu ise eril dil kullanımı. Eril dil, tecavüzü gülünçleştiren, hafifleştiren bir güce sahip, bu nedenle tecavüzü dilimizden de çıkarmak gerekliliği yadsınamaz. Bu reklamsa tam olarak o eleştirilen eril dil ile konuşuyor. Reklamda kullanılan kadın karakter bile erkeksi, o da “onlardan” biri, o da eliyle geçirme imasını yapıyor. Ardı ardına duyduğumuz sözler hep tecavüze göndermeli: Duyunca sen de bi’ hoş olacaksın, Alabildiğimiz kadar alıyoruz, Üstündekileri verince sen de gevşeyeceksin, Korkma sen de zevk alacaksın, Mecbur sen de seveceksin, Sen de eğleneceksin, bir şekilde gibi… Bunlar ile anlamayana zaten en sonunda Tecavüzcü Coşkun bizzat çıkıp, el hareketi vesilesiyle anlatıyor.

“Yılbaşında evinde kal, dışarısı kötü olur” bir içgörü olarak iletişimde kullanılabilir elbette. Ancak, bunu dışarı çıkarsan “tecavüze” uğrarsın diye ifade etmek geçtiğimiz haftalarda Fenerbahçe-Galatasaray maçında açılan ve tepki çeken “17 yıldır illegal, bundan sonra legal” pankartından farksız. Ya da Metro Turizm’in muavin skandalı ortaya çıktığında boşalma esprileriyle tacizi hafifletmekle aynı şey. Taciz, tecavüz, şiddet espri konusu olduğunda, deyimlere girdiğinde, dilin-konuşma şeklinin bir parçası olduğunda; insanların algısında kabul edilebilir bir şeye dönüşüyor, gülünçleşiyor, komikleşiyor. Ne komik tecavüzcü Coşkun, ne güzel geçirdik maçta, ne komik şey taciz, tecavüz…

Taciz, tecavüz, şiddet komik şeyler değil elbette. Ve bunları bu şekilde kullanmak kara mizah da değil zira kara mizah hassas konuları espri malzemesi yaparken alttan alta mesaj verir. Charlie Hebdo Ege kıyılarına cesedi vuran çocuğu karikatürüne konu ederken inceden inceye Avrupa’nın göçmen politikasını eleştirir. Boşu boşuna acı veya trajik konuları mizaha malzeme etmek ve pek de bir eleştiri yapmamak kara mizah değildir.

Yine de denebilir ki, bu film de kara mizah aracılığıyla bu tip kazıkçı adamların, küçük dolandırıcıların varlığını eleştiriyor. Peki ama bunu yapacak olan Hasbro gibi bir marka mıdır? Kimseyi üzmeyecek binlerce sosyal sorumluluk projesi varken, binlerce mesaj verilebilecekken Hasbro neden müşterisine kazık atan esnafa laf etme işini üstüne almıştır?

Bu anlamda reklam, her şeyi bir kenara bırakırsak reklamcılık açısından da eleştirilebilir. Neşeli bir oyun markası olan Hasbro’nun bu kadar neşeden, eğlenceden uzak konuşması doğru bir konumlama mıdır mesela?

Film, bol keseden tepki çekti. Konuşulacak konu çok. Cinsiyetçilik ve meslek gruplarının aşağılanması açısından tartışıldığı gibi reklamcılık ve marka anlamında da pek çok soruna işaret ediyor gibi. Bu nedenle muhtemelen uzun süreler hatırlanacak bir reklam olmuş Hasbro’nunki.

Konuyla ilgili olarak Hasbro Türkiye ve işin arkasındaki reklam ajansı Muhabbet‘le iletişime geçerek görüşlerini almak istedik. Hasbro’nun Halkla İlişkiler ajansı Excel’den şu açıklamayı aldık sadece:

“Yılbaşına özel hazırladığımız kampanya videomuza gelen geri bildirimleri tek tek takip ediyoruz. Oluşan hassasiyeti dikkate alarak videoyu yayından kaldırdığımızı ve gelinen noktadan büyük üzüntü duyduğumuzu belirtmek isteriz. Rahatsızlık duyan herkesten özür dileriz.
HASBRO TÜRKİYE”

Hasbro’dan gelen açıklama tepkileri söndürmeye yetecek gibi değil. Filmi yapan reklam ajansındansa henüz açıklama yok. Bilinen tek şey, tepkiler başlayınca markanın video postunun silindiği, ajansın Vimeo’ya yüklediği videonun da izleyiciye kapatıldığı. Şu an için “eyvah, tepkiler büyüyecek” endişesiyle malzemeyi saklama çabası var gibi görünüyor ama bu iş açıklamasız, özürsüz çözülmez sanki. Linçe dönüşmeden ajans bu durumu atlatabilecek mi? Göreceğiz, izlemedeyiz.

https://www.youtube.com/watch?v=483zNHvxpXU

Görsel: YouTube