Pandemi hem küresel bir felaket hem de yaratıcılığı tetikleyen bir engel olarak hayatımıza girdi. Evlerinden üretim yapmanın yollarını arayan tasarımcılar ve sanatçılar çeşitli online etkinliklerle ve meydan okumalarla birbirlerini harekete geçirdiler. Örneğin Eny Lee Parker karantinada evlerinden çıkmayan tasarımcılara seslenerek onları hayallerindeki evleri kilden yapmaya davet etti. Hatta yarışmaya ivme kazandırmak için bir grup tasarımcıya hediye polimer kil seti gönderdi. Mimarlık ve tasarım firması Foster + Partners ise çocukların kağıttan yapılar inşa edebilmesi için #architecturefromhome adlı bir etkinlik serisi hazırladı. Kaan Bilaloğlu’nun #drawthisinyourstyle etkinliği de sanatçıları harekete geçiren ve devam etmekte olan bir etkinlik. Camille Benoit ve Mariana Gella ise karantina döneminde, kağıttan ve evlerinde bulabildikleri diğer malzemelerden Invisible Cities adını verdikleri fantastik mimari modeller yapmış.
Londra’da yaşayan ve ev arkadaşı olan kağıt sanatçıları Camille Benoit ve Mariana Gella, pandemiden bir süre önce Invisible Cities için beyin fırtınası yapmış. Karantina ise onların bu projeyi hayat geçirmeleri için adeta bir fırsata dönüşmüş. Benoit ve Gella, projeyi hayata geçirmek için salonlarını atölyeye dönüştürmüş. O günlerde yataklarında modellerden küçük parçalarla uyanıyorlarmış.
Projenin ilham kaynağı Italo Calvino’nun Invisible Cities kitabı
Projede Saori, Azra, Calista ve Ika olmak üzere 4 farklı mimari model ortaya çıkmış. Projenin ilham kaynağı ise Italo Calvino’nun Invisible Cities/Görünmez Kentler kitabı. Kitap, Marko Polo ile Kubilay Han’ın satranç oynarken yaptığı sohbetlerden oluşuyor. Sohbetlerin konusu ise Marko Polo’nun seyahatleri.
Projenin ilk adımları kağıt üzerine yaptıkları eskizlerle başlamış. Ardından Illustrator’da bu çizimleri geliştirmişler ve Rhinoceros’ta her şehrin 3 boyutlu olarak neye benzeyeceğini, ışığın heykelleri nasıl etkileyeceğini kurgulamışlar. Bu ön çalışmaların ardından 2 boyutlu kağıt parçaları hazırlamaya başlamışlar. Bu aşamada hem plotter kesim makinesini kullanmışlar hem de manuel kesim yapmışlar. Kesimler tamamlandıkça parçaları birleştirip 3 boyutlu modelleri ortaya çıkarmaya başlamışlar. Modellerin ayakta durabilmesi için bazı bölümlerde metal teller kullanmışlar. Araştırma süreci, tasarım, inşaat ve fotoğraf çekimi dahil tüm süreç 2 ay sürmüş. Fotoğraf çekimini de kendileri yapmışlar. Fotoğraflarda atmosfer yaratmak için de elektronik sigaradan çıkan dumanı kullanmışlar.
Projedeki binalar hayali olsa da, tasarımları bazı gerçek binalardan ilham alıyor. Calista modelinde Ricardo Bofill’in La Muralla Roja’sından etkilenmişler. Saora’da ise L’Institut du Monde Arabe ve Sakura House etkileri var. Ika için S + PS Architects’in Collage House‘undan, Azra için de Xavier Corberó’nun evinden ilham almışlar.
Camille Benoit‘nin çalışmalarını buradan ve Mariana Gella‘nın çalışmalarını ise buradan takip edebilirsiniz.
Görsel: Instagram