Çok yönlü yazar ve şair Johann Wolfgang von Goethe’yi, kendisine benzer pek çok özgürlükçü ve sanat düşkünü aristokrattan ayıran şey, onun dehasının evrensel olmasıydı. Yaptığı işler herhangi bir ırka, milliyete, dile hatta zamana bağlı değildi. Çoğunlukla edebi yönüyle tanınıyor olsa da o sadece edebi eserler vermedi, bilimde de önemli çalışmalara imza attı. Optik ve renk bilimi üzerine eğilmeye başladığı andan itibaren Newton’un bu alandaki teorilerine karşı farklı teoriler ileri sürmeye başladı. Bunu yaparken de kalıcı “bilimsel sanat yapıtları” üretti. Onun bu yapıtları daha sonra Ludwig Wittgenstein gibi ikon kırıcı filozofları ve Wassily Kandinsky gibi soyut dışavurumcu ressamları derinden etkilemiştir.
Goethe, Newton’un “7 renk vardır” şeklindeki tespitine karşı; mavi ve sarı renkleri (kırmızıya da sarının içinde görüyor) ana renkler olarak tespit etmiş. Goethe’ye göre sadece mavi ile sarı var ve diğer renkler de bunların dereceleri. Bu onun Renkler Kuramı’na dair en popülerlik kazanmış bilgi.
Newton’un renk çemberi
Goethe’nin renk çemberi
Goethe, 1810 tarihli Renkler Kuramı’nı (Zur Farbenlehre / Theory of Colors) “en iyi çalışması” olarak nitelendirmiştir. Çalışmanın aşağıdaki sayfaları, Stockholm’daki Hagerstromer Sağlık Kütüphanesi’nde taranarak dijital dünyaya taşınmış.
Görsel: Brain Pickings, Hagstromer Library, Renkli Şeyler