İsveçli ürün tasarımcısı Simon Skinner, göçmen olmanın İsveçli kimliği üzerindeki etkilerini konu alan bir afro tarak koleksiyonu tasarladı. 8 taraktan oluşan Afropicks adlı bu koleksiyon, bu yılki Milano Tasarım Haftası’nda, Swedish Design Moves tarafından düzenlenen Hemma Gone Wild sergisinin bir parçası olarak sergilendi.
Afro-Karayip kökenli tasarımcı Simon Skinner, göç ve çok kültürlülüğün İsveçli kimliğini nasıl değiştirdiğini araştırmayı hedeflemiş. İsveç’te nadir kullanılması nedeniyle afro tarak üzerinden bunu yapmaya karar vermiş. Afro tarak, kıvırcık ya da dalgalı saçlarda kullanılan geniş ve seyrek dişli bir tarak. Son yıllarda Türkiye’de de pek çok insanın kullandığı bir obje. Simon Skinner’a göre bu tarak, siyah gücün bir sembolü ve siyah kültürün bir parçası.
Afropicks koleksiyonundaki her tarak gerçek bir hikayeyi görselleştiriyor
Sekiz taraktan her biri, araştırma sürecinde Skinner’ın bizzat görüştüğü siyah ve melez İsveçlilerin kişisel deneyimleri ile ilgili. Hatta taraklar, bu deneyimlerden yola çıkılarak isimlendirilmiş. Her tarağın arkasında bir hikaye, her hikayenin arkasında bir insan var. Özetle; hikayelerin, işlevlerin ve estetiğin farklı şekillerde tasvir edildiği sekiz tarak ortaya çıkmış.
Afropicks koleksiyonundaki tarakların isimleri; Femi, Miliona, Bintou, Alexandra, Jade, Anton, Jacqueline ve Mille olarak sıralanıyor. Hikayelerine dair örnekler de verelim. Femi adlı dalgalı dişlere sahip 3B baskı alüminyum tarak, Nijerya kökenli İsveçli bir adamın deneyimlerine dayanıyor. Bu adam Stockholm’de yaşıyor ve kendini buraya ait hissediyor. Skinner, Femi’nin adını İsveç tren vagonlarında kullanılana benzer bir fontla tarağın üzerine oymuş. Bu hemen hemen her Stockholm sakininin görür görmez tanıyabileceği bir font.
Dökme reçineyle yapılan Miliona, adlı tarakta ise gerçek insan saçı parçaları bulunuyor. Beyazların baskın olduğu bir mahallede yaşayan kadın, bu mahalleye uyum sağlamak için saçlarını kimyasal yöntemle düzleştirmiş. Skinner Miliona’nın hikayesinden yola çıkarak tarağı kısmen afro saçtan yapmaya karar vermiş. Tarak saçı koruyor ve dekoratif bir unsur olarak kullanıyor.
Skinner araştırma aşamasında, arada kalmış kimlikler fikrini ve tasarımda bu duyguları nasıl ifade edebileceğini bulmak üzere atölye çalışmaları ve grup tartışmaları organize etmiş. Bu etkinliklerde; ırk, arada kalmak ve İsveçlilik tanımları üzerinde durmuşlar. Etkinlikler, bu projenin ilham kaynağı olmak adına çok önemli sonuçlar ortaya çıkarmış. Hikayeleri ve düşünceleri bir nesneye dönüştürmek için birçok fikir doğmuş. Bu arada projenin genç İsveçli tasarımcılara verilen bir ödül olan Ung Svensk Ödülü 2019’u kazanmış olduğunu da belirtelim.
Görsel: Simon Skinner