Analog animasyon ve GIF üretim teknikleri arasında karakteristik bir geçmişi ve tekniği olan Fenakistiskop, 1831 yılında Avrupa’nın iki farklı noktasında iki farklı kişi tarafından eş zamanlı bulunuyor. Bir disk üzerinde konumlandırılmış karelerin belirli bir hızla hareket etmesiyle, gözün aldanıp animasyon hissi yaratmasına dayanıyor.
İki boyutlu ve yüzey üzerinde uygulanmasıyla Fenakistiskop, Walt Disney animasyonlarında ve 90’larda defter kenarında gördüğümüz; “sayfaları o kadar hızlı çevirelim ki beynimiz bunu hareketli sansın” Flipbook tekniğine yakınlık gösteriyor.
Fenakistiskop, analog animasyon tekniklerinden Zoetrope‘dan önce bulunmuştur. Zoetrope animasyon ve dijital GIF’lerin evrilme süreci sırasında mecrayı fiziksel objelere ve strobe (kesintili yanan ışık parlamaları) etkisine taşımıştır. Bu da Fenakistiskop’la oluşan 2 boyutlu zeminlerdeki animasyon algısını 3 boyuta taşımıştır.
Tarihi kesitleri düzenleyerek ürettiği GIF’lerle ve SSCB’de Soğuk Savaş dönemi uzay propaganda posteriyle hatırladığımız Gökhan Yücel; Fenakistiskop’un tarihçesini, üretim sürecini ve tekniklerini ele alan bir Twitter dosya zinciri oluşturdu. Bu zinciri ve çalışmasını Gökhan Yücel’in izni ve önsözüyle Bigumigu’da yayınlıyoruz;
Animasyon tarihi, aynı zamanda optik yanılgının da tarihi. Birbirini takip eden farklı görüntülerin kesintisiz hareket ettiğini zannetmek beynimizin boşlukları tamamlama eğiliminin bir sonucu. Bir nevi hata olsa da sonucu gayet güzel, bu nedenle şikayet edecek değiliz. Ancak tarihte geriye gittiğimizde bu optik yanılgının sağlanabilmesi için farklı farklı cihazların kullanıldığını görüyoruz.
Bunlardan ilki onbeşinci yüzyılda bulunduğu sanılan Magic Lantern, ilkel bir tepegöz de diyebiliriz aslında. İkincisi Thaumatrope, iki yüzünde birbirini tamamlayan görseller olan diskler. Hızla döndürdüğünüzde, bir yüzündeki çizim, diğer yüzdekiyle birlikte bir bütün oluşturuyor. Örneğin bir yüzdeki kuş, hızla dönmeye başlayınca diğer yüzdeki kafesin içindeymiş gibi görünüyor.
Üçüncüsü ise bugün de konumuz olan Fenakistiskop. Günümüz animasyonuna ilk yakın sonuç bu cihazla elde edilmiş. Kendisini tekrar eden aksiyonlar içerdiği için de günümüz gif’lerinin atası sayılabilecek durumda. İsterseniz, örnekleriyle beraber Fenakistiskop’u daha yakından inceleyelim.
Phenakistoscope 01 pic.twitter.com/15xDoPOJ1q
— gökhan yücel (@gokhanyucel) July 27, 2015
Phenakistoscope 02 pic.twitter.com/oV3w624Hs6
— gökhan yücel (@gokhanyucel) July 27, 2015
Phenakistoscope 03 pic.twitter.com/4SKRe615r5
— gökhan yücel (@gokhanyucel) July 27, 2015
Phenakistoscope, yunancada ‘phenax: aldatmaca’ ve ‘scopio: bakmak’ kelimelerinin birleşiminden oluşmaktaymış. pic.twitter.com/DX92wkR0CN
— gökhan yücel (@gokhanyucel) July 27, 2015
1841’de Joseph Plateau buluyor, ama aynı yıl Simon von Stampfer, Stroboscopic Disk adıyla bir benzerini çıkarıyor. pic.twitter.com/RLyWBG33cB
— gökhan yücel (@gokhanyucel) July 27, 2015
Ne var ki çalışma mekanizmasının teorisini ortaya atan isim Öklid, konu üzerine ilk çalışmaları yapan ise Newton. pic.twitter.com/lS1tqYTV4t
— gökhan yücel (@gokhanyucel) July 27, 2015
Bir ayna karşısında çevrilip, üzerindeki çiziklerden yansımalara bakmak suretiyle animasyon hissi yakalanıyor. pic.twitter.com/QZFFa0NgEK
— gökhan yücel (@gokhanyucel) July 27, 2015
Bir örnek üzerinden inceleyecek olursak, diskin üzerindeki durum şekildeki gibi (tabii bu anime edilmiş hali). pic.twitter.com/Ggu0vqJ3gV
— gökhan yücel (@gokhanyucel) July 27, 2015
Gerçek hayatta izleyicinin gördüğü ise şu şekilde daraltılmış bir kısım (gif’in ilk dönemleri diyebiliriz yani). pic.twitter.com/Hd2KxbXES9
— gökhan yücel (@gokhanyucel) July 27, 2015
Çizimler konusunda ilk dönemde Joseph Plateau ve Jean-Baptiste Madou çalışıyor. Örneğin, bu Madou’ya ait bir çalışma. pic.twitter.com/6VeohjoQi0
— gökhan yücel (@gokhanyucel) July 27, 2015
Peşinden bir set de Thomas Talbot Bury çalışıyor. Yaptığı 6 iş arasında birisi özellikle manidar: Turkish Juggler pic.twitter.com/TgYDWaNDKh
— gökhan yücel (@gokhanyucel) July 27, 2015
Başka bir güzel iş de İngiltere’den politik karikatürler yapan Thomas McLain’e ait. Her iki çemberde de ayrı olay. pic.twitter.com/uttz2sBVFv
— gökhan yücel (@gokhanyucel) July 27, 2015
McLain’in, toplumun durumunu ironik bir biçimde irdeleyen politik çalışmaları da varmış bu mecraya özel ürettiği. pic.twitter.com/CyVNbCaMSj
— gökhan yücel (@gokhanyucel) July 27, 2015
Bir başka önemli isim de Eadweard Muybridge. Bu da 1893 yılından, kendini boksa vermiş bir çalışması. pic.twitter.com/3Utl6nxRUs
— gökhan yücel (@gokhanyucel) July 27, 2015
Mecranın doğası zaten büyülü olsa da 2 ayrı olay özellikle ilgi çekici. İlki birbirine dönüşen görseller. pic.twitter.com/IDCo0H4MNo
— gökhan yücel (@gokhanyucel) July 27, 2015
Diğeri ise çemberin dışına çıkıyormuş gibi görünen öğeler…ki bu olayı da ilk başta Plateau ve Madou denemiş. pic.twitter.com/fXTJMS89fn
— gökhan yücel (@gokhanyucel) July 27, 2015
Çemberden çıkmanın en iyi örneği ise Baynes’in fareleri. Bu işle, zincirimizi başladığımız noktada bitirmiş oluyoruz. pic.twitter.com/fwb7OZZOXf
— gökhan yücel (@gokhanyucel) July 27, 2015
Bir dosyamızın daha sonuna geldik. Pek yakında, bir başka enteresan konuda daha buluşmak üzere.
— gökhan yücel (@gokhanyucel) July 27, 2015
Görsel; Gökhan Yücel