Pandemi yüzünden “maske” sözcüğünün insanlarda uyandırdığı etki büyük bir değişime uğradı. Kurallara en çok uyanlarımızın bile taşırken zorlandığı bu nesne, yalnızca mikroorganizmalardan koruyan işlevsel bir aparat olarak çok fazla olumsuz anlam yüklendi. Kültürel ve sanatsal boyutuyla maskenin ne olduğu geri planda kaldı. Neyse ki tasarımcılar ve sanatçılar sık sık maskenin bu bağlamdaki yerini hatırlatıyor. Londra Tasarım Festivali’nde, Damselfrau’nun kumaşlarla ve buluntu malzemelerle tasarladığı maskelerde ve bu kağıt maskelerde bunun örneklerini en iyi şekilde gördük. Filippo Nassetti ve Vincenzo Reale ise yeni serilerinde salgın nedeniyle taktığımız koruyucu maskeleri bir ifade aracına dönüştürüyor.
Filippo Nassetti ve Vincenzo Reale bu seri için; Stratasys, Empa, Haratech ve CREATIVE REGION Linz & Upper Austria ile iş birliği yapmış. Bu talasik (thalassic / okyanussal / denize ait) maskeler, fikir olarak koruyucu maskeyi yeniden düşünmeye odaklanan bir projenin ürünü aslında.
Koruyucu maske gelecekte insanın bir uzvu haline gelebilir. Peki o zaman nasıl görünecek?
Ani ve çarpıcı küresel olayların hayatımızı nasıl değiştirebileceğini yansıtan talasik maskeler, tıbbi bir ürünü alıp çağdaş kimliklerimizi ifade etmeyi amaçlayan bir tasarım ifadesine dönüştürüyor. Ancak ortaya çıkan sonuç bu şekilde özetlenemeyecek denli etkileyici olmuş. İkili çok özgün bir estetik yaklaşım ortaya koymuş.
Devam etmekte olan küresel salgının yanı sıra iklim değişikliği, hava kirliliği gibi ekolojik sorunlar, maske ve benzeri araçların yaşamlarımızda kalıcı olacağına işaret ediyor. Hatta gelecekte maskenin adeta insan bedeninin bir uzvu haline geleceği düşünülüyor. Deniz formlarından ilham alan talasik maske; biyomimetik (biyotaklit) tasarım tekniklerini, 3B baskıya dayalı eklemeli üretimi ve fizyolojik analizi bir araya getirerek yeni bir maske türü yaratıyor. Ayrıca giyilebilir nesneler biçimindeki teknoloji ile insan vücudu arasındaki ilişkiyi yeniden yorumluyor.
Deniz yaşamına ait formlar, tasarımlara ilham vermiş. Özellikle de denizanaları, mercanlar ve deniz anemonları gibi organizmalar. Bu organizmalar suyu süzebiliyor ve ondan oksijeni ve besinleri çıkarabiliyor. Fiziksel yapıları sayesinde biyolojik filtre görevi görüyorlar ve yaşadıkları çevreyi aktif olarak değiştirme yeteneğine sahipler. İkili bunu göz önüne alarak çevreyi filtreleme özelliğine sahip talasik maskeler tasarlamış.
Doğal organizmaların sahip olduğu havayı ve çevreyi moleküler bir düzeyde süzme kabiliyeti, basit bir tekstil ürünüyle taklit edilmesi güç bir şey. Ancak 3B baskı gibi teknolojiler sayesinde yapıları son derece hassas ve kontrollü bir şekilde tanımlamak artık mümkün. Bu projede de Stratasys tarafından sunulan 3B baskı teknolojisi maskelerin hayata geçirilmesini sağlamış.
Görsel: Filippo Nassetti