Sosyal medyada pepepepebrick kullanıcı adıyla paylaşım yapan Tayvanlı sanatçı; etkileşim tasarımı, el takibi (hand tracking), görsel – işitsel çalışmalar, yaratıcı kodlama ve etkileşimli ses konularında uzmanlaşmış. “Composing a Melody Over 500 Years?” başlığıyla paylaştığı yeni projesinde, görsel – işitsel etkileşimli bir sistem olarak doğanın dokularını algoritmalar aracılığıyla taklit ediyor.
Proje, deniz kabuklarının büyüme sistemini temel alarak biçimsel desenlerin zamanla genişlemesini simüle ediyor. Bu desenler evrimleştikçe, sistem onları ses sinyallerine dönüştürüyor. Ortaya çıkan sonuç, bir deniz kabuğunun yüzyıllar süren yavaş büyümesini yalnızca 10 saniyelik bir melodiye dönüştüren bir “doğa zaman atlaması” , başka bir deyişle “doğanın hafızasının hızlandırılmış bir kaydı” (a time-lapse of nature’s memory).
Her kabuk, adeta zamanın sessiz bir günlüğü
Tıpkı bir ağacın gövdesindeki yıllık halkalar gibi, deniz kabuklarının yüzeyinde de mevsimsel değişimleri kaydeden açık ve koyu bantlar bulunuyor. Bazı kabuklu türleri onlarca, hatta yüzlerce yıl yaşayabiliyor. Bilim insanları, bu izleri inceleyerek deniz ikliminin bin yılı aşkın tarihini yeniden oluşturmayı başardı. Her bir kabuk, adeta zamanın sessiz bir günlüğü gibi geçmişin izlerini taşımaya devam ediyor.
Sanatçı bu fikirden yola çıkarak şu soruyu soruyor: “Yüzyıllar süren bir dönüşüm, yalnızca birkaç saniyelik bir müzik parçasına sığdırılsa nasıl bir ses çıkarırdı?” Bu sorunun peşine düşen sanatçı, “hiyeroglif benzeri” desenleriyle tanınan özel bir deniz kabuğu türünü incelemiş ve onu bir müzik notası olarak yeniden tasavvur etmiş. Kabuğun doğal büyüme sürecini dijital ortamda simüle ederek bu evrimi ses sinyallerine çevirmiş.
Ortaya çıkan melodi, zamana yazılmış bir beste gibi yankılanıyor. Doğanın kendi elleriyle, yavaş ama kusursuz bir ritimde yazdığı bir müzik parçası.
Bu gönderiyi Instagram’da gör
Görsel: pepepepebrick
