İnsanlık olarak çevreye verdiğimiz zararı topladığımızda hiçbir canlı türünün bizim kadar yıkıcı olmadığını öngörebiliriz. Hatta insan dışındaki tüm canlıları bu veride toplasak yine bizim kadar tehlikeli arz etmeyeceklerdir. Yer altı ve yer üstü madenleri tüketip, ormanları yok edip, buzulları eritip, gözümüze çirkin görünen yerleri teknoloji çöplüğüne çevirdik. Bunun üzerine bir de Dünya’nın hala sağlıklı bir yer olduğunu söylemek gaddarlıkta yeni bir tanım yaratıyor.
Doğa ve çevreye karşı farkındalık yaratmaya çalışan Global Population Speak Out isimli kitap tüm bu konuları derleyip insan olduğunun yok etmeye ne kadar meyilli olduğunu gösteriyor. 316 sayfalık kitabın tamamı güçlü ve çarpıcı görüntülere sahip. Yani 316 sayfa boyunca Dünya’yı nasıl yok ettiğimizi görme fırsatına kavuşuyoruz böylece.
Ünlü yazar, bilim insanı ve biyologlardan alıntılarla ve desteklenen bu fotoğrafların temel amacı aşırı nufüs, aşırı tüketim ile insanlığın doğal çevreye verdiği zararı göstermek. İnternet üzerinden ücretsiz erişilebilen Global Population Speak Out, fiziksel kopya isteyenler için de Amazon üzerinde satılıyor.
Kaliforniya’daki Kern Nehri petrol bölgesinde 1899’dan beri petrol çıkıyor.
Ulusal Willamette Ormanı, %99 ormansızlaştı.
Meksika Körfezinde yanan petrol platformu, 2010
Bangladeş’de yeryüzünü kaplayan çöplükler.
Endenezya’da palmiye tarlasına dönüşmüş orman.
Dünya’nın üç teknoloji çöplüğünden biri Gana’daki Accra bölgesi.
20 Milyon nüfusuyla Mexico City.
Dünyanın en kirli denizindeki dalgalar Java, Endonezya.
Kuzey Pasifikte plastikten atıklardan hayatını kaybetmiş bir Albatros.
Dünyanın en büyük elmas madeni, Rusyadaki Mir Madeni.
Norveç’teki Svalbard Adası yakınlarındaki bir buzdağı eriyor.
Global Population Speak Out kitabının tamamı;
Görsel; Global Population Speak Out