Sosyal medyayı gerçek hayatla entegre etmek aslında o kadar da zor birşey değil ancak bunu yenilikçi ve yaratıcı bir yolla yapmak biraz emek istiyor.
Son zamanlarda birçok marka gerçek hayatla sosyal medyayı farklı yollardan entegre etmenin yollarını arıyor, çoğu bunu hashtaglerle ve QR kodlarla gerçekleştiriyor, başarısız olan kampanyaların sayısı da azımsanmayacak derecede.
Son Nescafe kampanyası ise bunlardan biraz farklı ve biz oldukça sevdik.
Hırvatistan’lı reklam ajansı Drap ile birlikte çalışan marka, ilk adımda 1000 adet ikonik kırmızı fincanını Hırvatistan’ın en büyük iki şehrine dağıtıyor.
Özellikle Avrupa’da oldukça yaygın olan “Love Locking” trendine gönderme yapan bu kampanyada (Sevgililerin isimlerini bir kilide yazarak köprüye, geçite, çite veya halka açık herhangi bir yere bu kilidi asmaları trendi) Nescafe fincanlarını dört basamaklı bir şifre isteyen bisiklet kilitleriyle şehirdeki köprülere, banklara asıyor. Tüketicilerin kilidi açmak için Nescafe’nin Facebook sayfasına girip lokasyonlarını vererek şifre almaları gerekiyor. Ancak tabi ki Nescafe işi, şifreyi çözüp fincanı almakla bırakmıyor, şifreyi çözdükten sonra bisiklet kilidini yakındaki Nescafe standına götüren tüketiciler fincanlarını kahveyle doldurabiliyorlar ve buna ek olarak Nescafe, tüketiciye bir fincan daha hediye ederek kahvesini arkadaşıyla paylaşmasına imkan tanıyor.
Kampanyanın sahibi ajans Drap, fikrin sosyal medyadaki kırmızı kupa trendinden ortaya çıktığını söylüyor. Kırmızı kupaların sosyal medyada oldukça yaygın olmasıyla birlikte “Bin Kırmızı Kupa” fikrini ortaya atan ajans, bu kampanyayla halihazırda varolan müşterilerini hedeflerken aynı zamanda kırmızı kupaların görsel gücüyle yeni tüketicileri de harekete geçirebileceğini düşünüyor.
İnsanlara bedava bir şey vermekten çok daha fazlası!
Hepimizin bildiği gibi markalar tüketiciye ulaşırken duygusal bir bağ kurmadıkça o müşteriyi yakalaması, yakalasa bile sadık bir tüketici haline getirmesi oldukça zor. Bu yüzden aslında çok fazla bir anlamı olmayan basit bir kırmızı kupa vermek yerine Nescafe, tüketicileri sosyal medyayla entegre ediyor ve en sonunda kahveyi bir kişiyle daha paylaşmalarını sağlayarak onları bir araya getirmiş ve sevdikleriyle ufak da olsa bir kahve sohbetine yönlendirmiş oluyor.
Bin Kırmızı Kupa kampanyası tek bir ikonik fikirden, sağlam tüketici içgörüsüyle örülmüş bir kampanyanın nasıl yapılabileceğinin oldukça güzel bir örneği.
Nescafe’nin kırmızı kupaları ve kahvenin insanları bir araya getirme misyonu da işin içine girince nefis bir kampanya ortaya çıkmış.
Künye
Ajans: Drap Hırvatistan
Müşteri Direktörü: Vladimir Karmelić
Sanat Yönetmeni: Ana Petak
Metin Yazarı: Aleksa Tatalović
Müşteri Asistanı: Ana Cetinić
Görseller: YouTube