İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra dünya tarihinin en büyük idolojik ve sosyolojik ayrılıklarından birisi gerçekleşti. Almanya İmparatorluğunun savaşı kaybetmesiyle Berlin’e gelen Müttefik Kuvvetleri; Amerika Birleşik Devletleri, Fransa, İngiltere ve Sovyetler Birliği şehri dört parçaya bölerek paylaşmıştı. 1949 yılında dörde bölünen şehir, kısa bir süre sonra ortak siyasi ve ekonomik görüşe sahip olan ABD, Fransa ve İngiltere toprakları birleştirilerek federal devlet yapısına sahip Batı Almanya ile tek bir yönetim birimi oluşturuldu. Doğu Almanya ise Sovyetler Birliğinin Avrupa’da kuracağı sosyalist rejimin merkezinde olacaktı. İki yönetimin rejimleri ve siyasi örgütlenmesi kendi içinde tutarlı olsa da, pratikte sivil halk 1955’e kadar Doğu Almanya’dan Batı Almanya’ya yoğun göçlerde bulunmuştur. Batı Almanya’nın sanayileşmesini tamamlaması ve yüksek emek talebi ile gelişen ekonomisi, Doğu Almanya’dan daha cazip hale yönetim olmasını sağladı. Özellikle Berlin metrosunu kullanarak yapılan büyük göçler, Sosyalist Birlik Partisini bir duvar örerek bu göçü durdurma düşüncesine yönetti.
Berlin Duvarı fikri hayata geçirilene kadar gizlilikle sürdürüldü. 13 Ağustos 1961 yılında ise bir gece inşaa edildi. Doğu Almanya vatandaşlarının göç etmesini engellemek için yapılan bu duvar 1989’a kadar Berlin’in iki parça olmasına neden oldu. Bu sırada yapılan pek çok göç ve kaçış girişimi yaşandı. Doğu Almanya ise bekçiler, gözetleme kuleleri, devriyeler ile bunu engellemeye çalıştı. Doğu Almanya yönetimi son dönemlerinde duvarı, kapitalist ülkelere karşı bir kalkan olarak göstermeye çalışsa da duvar içindeki insanların seyahat hakkı bulunmuyordu. 1989 yılında yönetim, halkın Doğu Bloğu ülkelere seyahat etmesinin önünü açtı. Polonya, Çekoslavakya, Yugoslavya gibi ülkelere giden Doğu Berlin halkı; Amerikan, İngiliz ve Fransız büyükelçiliklerine sığındı. Doğu Berlin halkı artık yurt dışına ve batıya gitmenin bir yolunu bulduğu için Berlin Duvarı da işlevsiz hale geldi. Böylece 9 Kasım 1989’da yıkıldı.
Duvarın yıkılışının üzerinden 25 yıl geçti. Ve bu yıl anma törenleri dahilinde 7 – 9 Kasım arasında Berlin Duvarı’nın bulunduğu noktalara helyum balonları yerleştirildi. Işıklarla parlayan balonlar duvarın farklı bir ruh haliyle yeniden hatırlanmasını sağladı. Bauderfilm tarafından gerçekleştirilen Lichtgrenze projesinin son gününde ise balonlar aynı anda serbest bırakılarak Berlin semalarında yükseldi.
Berlin Duvarı iki tarafında iki farklı çehreye sahipti. Doğu tarafı, kaçmaya çalışanların tespiti için tamamen beyaza boyanmıştı. Batı cephesi ise graffiti ve sokak sanatlarıyla renklenmişti. Duvar yıkıldıktan sonra ise bu parçalar Dünya’nın dört bir yanındaki müze ve sergi alanlarına gönderildi. Los Angeles’taki
Wende Müzesi de Berlin Duvarı ile Wall Project isimli projesini hayata geçirdi.
Google ise 9 Kasım’da duvarın yıkılış gününe özel bir
Doodle yayınladı. Berlin Duvarı’nın yıkılışından sahneleri içeren video, yıkıldıktan sonra parçaların dünyanın hangi şehirlerinde nasıl yer aldığını gösteriyor.
Görsel; Vimeo