Teknolojinin hızını kişisel geçmişimize baktığımızda dahi hissedebiliyoruz. İnternetin ve akıllı telefonların hayatımıza girmesi başlı başına birer kırılma noktası. Öyle ki onlardan önceki hayatlarımızın nasıl olduğunu dahi anımsamakta zorlanıyoruz bazen. Geçmişte filmlerde ve dizilerde rastladığımızda bize hayal ürünü gibi görünen pek çok teknoloji de zaman içinde gerçeğe dönüştü. Örneğin Uzay Yolu (Star Trek) dizisindeki akıllı saat benzeri cihazlar, Kara Şimşek’teki sürücüsüz de ilerleyebilen yapay zekalı otomobil KITT, Azınlık Raporu’ndaki baş karakterin bilgisayarı jestlerle kontrol ettiği sahne ve daha niceleri hafızalarımızda. Bu öngörüler, günümüzde de sanat aracılığıyla karşımıza çıkmaya devam ediyor. Örneğin bugün yer verdiğimiz The Postcard adlı animasyon, 2037’de kartpostal teknolojisinin nasıl olacağına dair öngörüde bulunurken, insanın değişmeyecek bazı yönlerini ele alıyor. Çikolata markası Theodore Hildebrand and Son’ın 1900’de yayınladığı, 100 yıl sonrasına işaret eden illüstrasyonlar da aynı şekilde insanın geleceğe dair hayal gücünün sınırsızlığını ortaya koyuyor.
Theodore Hildebrand and Son’ın yayınladığı fütüristik illüstrasyonlarda; kişisel ulaşım aracı olarak kullanılan kanatlar, projeksiyon cihazı, denizde ve tren raylarında ilerleyebilen gemi, halkın kullanımına açık denizaltı, hareket eden binalar, su üzerinde yürümeye yarayan ayakkabılar, iklimi kontrol edebilen makineler gibi teknoloji kehanetlerine rastlamak mümkün.
Reklam kampanyası 1 yıl boyunca devam etti
Theodore Hildebrand and Son, 2000 yılının teknolojisini tahmin eden bu illüstrasyonları reklam kampanyasında kullanmış. İllüstrasyonlarla 12 ayrı kart hazırlanmış ve her ay çikolata paketleriyle birlikte dağıtılmış. Düşünsenize çikolatanızı yerken gelecekle ilgili hayallere dalıyorsunuz. Bir sonraki ayın çikolatasını iple çeker insan.
Görsel: Wikimedia Commons