7 Ocak 2015’te gerçekleşen Charlie Hebdo saldırısından sonra Batıda güç kazanan kötü ve terörist Orta Doğulu algısı su götürmez bir gerçek haline dönüşüyor. Bir önyargı olarak şekillenen bu düşünce de insanların geçmişlerini, hikayelerini, dinlemeden hüküm koyma gücü veriyor. Tüm dünyaya yayılan göçmenlere nefret beslemek, kendinden olmayanın yaşama hakkı üzerinde hüküm vermek veya sadece ten rengiyle, pasaportun üzerindeki uyrukla kişiyi yargılamak normalleşiyor. Özünde, içimizdeki korku her boyutuyla normalleşiyor.
Hollandalı illüstratör Milou van Montfort, Drawing The Times için hazırladığı çizgi romanda da kendi anılarıyla bu ayrışmayı işliyor. Milou, ülkesinden göçen bir Türk olan Ahmet ile olan arkadaşlığını ve yabancı olduğu coğrafyalara ait oluşan önyargıları işliyor. Turkish Coffee isimli çizgi roman, toplumların diken üstündeki yaşamlarını ve bireylerin bu döngü içindeki değerini ortaya koyarak değer yaratıyor. Çünkü siyaset, politika ve uluslararası ilişkiler farklı gelecekler tayin etse de bireylerin hayatı bu ilişkilerdeki gerçek anlayışı ve farklılığı doğuruyor.
Hikayenin olay akışını bozmamak adına ilk üç sayfasına yer veriyoruz, serinin devamını buradan okuyabilirsiniz.
Görsel: Turkish Coffee