Teknoloji her ne kadar ilerlese de iletim üzerine kurulu tekniklerin temelinde komutun verildiği an ile komutun gözlemlendiği an arasında yaşanan gecikme sürekli olarak düşürülerek sıfıra yakınsamaya çalışıldı. Çünkü bu durum temelde kullanıcıların etkileşim deneyimini değiştiriyor ve olumsuz etkiliyor. En basit örneğiyle, çevirim içi oynanan bir video oyununda internet hızı yüksek olan oyuncusunun yavaş olana üstünlük kurması gösterilebilir. Çünkü sunucular ile kullanıcılar arasındaki veri hızlı bağlantıda eş zamanlı gerçekleşir.
Projeksiyon yansıtma teknikleri için de benzer bir durum söz konusu. Belirli bir alanı derinlik, detay ve boyutlarıyla kullanarak yapılan görsel performanslar, sanatçı ile izleyici arasındaki kimyaya bağlı. Bu iletişim hızlanması da bırakılan izi güçlendiriyor. Ishikawa Watanabe Laboratory tarafından geliştirilen DynaFlash, bu konuda kayda değer bir örnek unvanını taşıyor.
Yüksek hızlı projektörlerle 8-bit görselleri kullanan DynaFlash, 1.000 fps (saniye başına düşen kare sayısı) görüntüde 3 milisaniye gecikmeyle yansıtma yapabiliyor. Bu tek haneli değeri ise insan gözüyle fark etmek pek mümkün olmuyor.
Bununla birlikte DynaFlash’in bir diğer etkileyici özelliği de yansıtmayı hareketli objeler üzerine yapabilmesi. Cismi anlık olarak takip edebiliyor ve belirlenmiş yansıtma bölgesinin dışına mikronik çıkışlar yapıyor. Bu da yine kullanılan takip teknolojisinden kaynaklanıyor.
Tokyo Üniversite’sinde de dinamik projeksiyon yansıtma üzerine daha önce farklı tekniklerle çalışmalar yapılmıştı.
Görsel; Youtube