Trend deyince Bigumigu için akan sular durur.
Ben de dev bir keyifle trendwatching.com‘un kurucu ortağı ve araştırma departmanı global başkanı Henry Mason’ın ‘Perform Or Perish! Consumer Trends That Will Make You Kick Ass in 2014!’ oturumun izledim. Benim çok alışık olduğum, daha da önemlisi meraklısı olduğum şeyleri anlattığı için harika bir sunumdu ama 2014’ün trendlerinden mi bahsetti? Hayır. Oturum başlığı bunu iddia ettiği için bir konu, onun dışında bu bir problem değil bu bana kalırsa.
3 ana çeşit trend var; Makro, Tüketici ve Endüstri trendleri. Trendwatching’in trend dediği şey tüketici trendleri, yani Youtube’da en çok izlenen video, Twitter’da hakında en çok konuşulan şey değil. Trendler sinyaldir diyor Mason.
(Kısa özet: trendwatcing.com’un dünyada 200 bin ücretsiz üyelik sahibi takipçisi, 1300 de ücret ödeyen yani müşterisi olan trend raporu alan takipçisi var. Bize bu trendleri kim taşıyor, nasıl saptıyoruz diyenlere yanıt vereyim diyor, ‘spotter’ adını verdikleri insanların oluşturduğu bir ağları var. Freelancerlar, öğrenciler, yaratıcılar… İnsanlar kendi işlerini de yollayabiliyor, Brezilya’da ya da Japonya’da ne olduğuna dair bilgiler de gelebiliyor insanlardan. Dünyanın en büyük markalarının hemen hemen hepsi için çalışıyorlar. Peki neden? trendwatcing.com’un haber verdiği trendleri analiz edip, kendi müşterilerinize, kendi endüstrinize, kendi işlerinize, kendi şehrinize, yaşadığınız yere uygulamanız için.)
Kopyalamak, iyi mi kötü mü?
Konu ve iş alanı trend raporlama olunca elbette kopyalama, esinlenme konuşuluyor. Mason’a göre önemli olan fikri alıp daha iyisini yapmak için adapte etmek bunu yaparken de hakkını vermek, yani telif. Mason kopya kelimesinin hep kötüyü çağrıştırdığını, esasında ise öyle olmadığını düşünüyor. Bunun için de 3-4 örneği sıralayıveriyor dev markalardan. İçlerinden en açık olan Zipcar ve BMW’nin bu sistemi Berlin’de kendi işine uygulamış olması. Konuştuğu bir Çinli’den de şöyle bir alıntı yapıyor:’In China what matters is copying right, not copyright.’
Mesele bir fikri en iyi uygulamaya nasıl adapte edeceğiniz. Çünkü tüketicinin umrunda değil. Tüketici markanın önemsediği ve üstüne çalıştığı ürün geliştirme vs gibi aşamalarla ilgilenmiyor. Telefonunu ya da tabletini bir başkasıyla kıyaslıyor, onu da tasarım ya da kullanım kolaylığı anlamında yapıyor. Tüketiciye her zaman daha iyi bir deneyim yaşatabilmek konu.
Bir fikri alıp yenisine uygulamak
Peki nasıl? Bu 4 adımı kontrol ederek:
Vizyon: hangi iş sizin işinizin vizyonunu geliştirir?
Yeni iş konseptleri: Zipcar örneğinde olduğu gibi yeni iş modelleri geliştirmek.
Yeni ürün, servis ve deneyimler: bağımsız fikirler yarat, tüketicinin dilinden konuştuğunu belli et.
Pazarlama, reklam, PR: sonra da reklamını yaparsın.
3 Trend: Tech Fever, Citysumers, Clean Slate Brands
TECH FEVER
Bu trende ait uygulamalar da kendi içinde ayrılıyor. ‘Perfectly Predictive’ kategorisinde olan uygulamalar tüketicilerin kendi datalarının alınıp onlara yeni, harika ve etraflarında onlara yakın olan fırsatları keşfetmeleri için önerilerde bulunması ile alakalı olan uygulamalar. Örnekler:
Field Trip: Uygulama gerçek zamanlı olarak tüketiciye etrafında görülecek gezilecek nereler olduğunu haber veriyor.
Facebook Nearby: Bu da aşağı yukarı ilk örnekle aynı şeyi yapıyor.
Hellmann’s Recipe Cart: Brezilya’da ürünün satışlarını %70 artıran uygulama NFC teknolojisi ile alışveriş merkezinde gezene karşısındaki raftaki malzemelere göre yemek tarifi sunuyor.
‘Safety Net’ kategorisinde olan uygulamalar ise tüketicilerin doğası gereği kendilerini hep güvende hissetmek istemelerinden yola çıkan uygulamalar. Örnekler:
LaunchKey: Oturum açarken şifresiz giriş yapmanıza yarayan bir uygulama. Hem pratik hem de güvenli bir inovasyon.
https://vimeo.com/65199145
China Survival Guide: Bir doktora öğrencisinin Çin’de nasıl sağlıklı beslenilir üzerine bilgiler verdiği bir uygulama. Özeliikle hangi restaurantlarda yememeniz gerektiğini gösteriyor.
TrackTrips: İnsanları kapkaççılardan korumak için geliştirilmiş bir uygulama.
islendigabok: İzlandalılar o kadar az sayıda ve akraba olma ihtimalleri o kadar yüksek ki, gençlerin birbirleriyle flört etmeden önce akraba olup olmadıklarını kontrol edebilecekleri bilgi deposu uygulaması geliştirilmiş. Dev hizmet.
CITYSUMERS
Bu trende ait uygulamalar da kendi içinde ayrılıyor. ‘Crowd Cracked’ ise şehir problemlerine çözüm üretmek için kurgulanan uygumalarla tüketicilerin sosyal medya aracılığıyla bir araya gelip, kitle-kaynak platformlarında buluşmasıyla ilgili. Örnekler:
DansMaRue: Parislilerin şehirle ilgili problem olarak gördükleri şeyleri bildirebilmeleri için geliştirilmiş uygulama.
I’m Stuck: Amerika’da halkın gün içinde gördüğü problemleri doğrudan vekillere, senatoya raporlayabildiği uygulama.
IBM Smarter Cities Software: Bu yazılımın ne yaptığını verdiğim linkten daha detaylı okuyabilirsiniz ama Mason’ın verdiği örnek çok dikkat çekici. Bu yazılım Hindistan’da insanların sinir seviyesi ve şikayet etme oranlarına göre şehirlerin trafik haritasını çıkarabiliyor. Tabii bu geribildirimleri durumu pozitife çevirmek için kullanıyor.
‘Branded Government’ kategorisindeki uygulamalar tüketicinin hükümetin tüm şehir problemlerini çözemeyeceğini bilmesi ve kimi markalardan sosyal ve sivil şehir değişimine önderlik etmesinin beklemelerinden doğuyor. Örnekler:
Kraft Foods: Kraft aşağıdaki videoda gördüğünüz mobil dişçiyi Meksika köylerinde diş hekimine gitmeyen insanların ayağına götürüyor ve tedavi ediyor. Bu bir ürün ya da kampanya değil, markalar bu tür sosyal sorumluluk çalışmalarıyla da tüketiciye dokunuyor.
CLEAN SLATE BRANDS
Mason’a göre tüketiciler artık daha yeni, daha iyi, daha hızlı, daha temiz, daha sorumluluk sahibi, daha açık olan ve tarihi veya mirası olmayan markalara güveniyor. Toptancılardan Amazon, bilgi kaynaklarından Google, taşımacılıkta Zipcar, fast-food’da McDonald’s gibi. Örnekler:
TrackMyMacca’s: Bu bir Mc Donald’s ürünü. NFC teknolojisini kullanıyor ve ürün içindeki tüm malzemelerin nereden geldiğini gösteriyor. Siz bir fast-food markasını bu konuda inandırıcı bulun ya da bulmayın Avustralya’dan çıkan bu uygulama kendisi hakkındaki negatif algıyı yenmek için böyle bir yöntem geliştiriyor.
Nike Bid Your Sweat: Nike Meksika Facebook üzerinden parayla değil koştuğunuz mesafe ile katılım gösterdiğiniz açık artırma yapıyor, ödül bir çift koşu ayakkabısı.
Coca-Cola Small World Machines: Coca-Cola birini Pakistan’da birini Hindistan’da alışveriş merkezlerine yerleştirdiği otomatlarla insanları birbirine bağlıyor ve barış, dostluk mesajı veriyor.
Veuve Clicquot: Şampanya markasından şişeyi iki saate kadar serin tutan ve patates ile geri dönüştürülmüş kağıttan yapılan şişe koruma kabı.
https://www.youtube.com/watch?v=n7Gzq36Pt3I
//
Mason’dan ayar: Bunları ofisinize, evinize gittiğinizde tekrar düşünün. Kendi işinize, kendi sektörünüze, kendi müşterinize nasıl uyarlayabilirsiniz, nasıl iyi tüketici deneyimi yaşatabilirsiniz, bu trendleri nasıl kendi yaşadığınız şehirde yaşatabilirsiniz.
Mason’dan öneriler:
Gözünüz korkmasın: çok fazla seçenek var, çok fazla fırsat var.
Kutlayın: tüketiciler hala iyi, faydalı, sürdürülebilir ürün ve servislere aç, bunu değerini bilin.
Fırsatlara atlayın: trendler ne, nasıl uyarlarım diye uyanık olun, ülkenizde ya da endüstrinizde uygulanmamış trendleri kovalayın.
