Yaratıcı bünyeler için günlük besin kaynağı
Golden Drum Jürisi Burçak Günsev ile Sektördeki Kadın Erkek Eşitsizliğini Konuştuk

Golden Drum Jürisi Burçak Günsev ile Sektördeki Kadın Erkek Eşitsizliğini Konuştuk

17-18 Ekim tarihleri arasında düzenlenecek Golden Drum Festivalinde WHY kategorisi jüri üyeliği yapacak ve aynı zamanda bir de konuşma gerçekleştirecek olan Burçak Günsev ile festival ve sektörün durumu hakkında bir röportaj gerçekleştirdik.

Bu sene 26.sı düzenlecek olan Golden Drum 17-18 Ekim tarihleri arasında düzenlenecek. Avrupa’nın önemli yaratıcılık festivallerinden biri olan Golden Drum’da birbirinden farklı konuşmacılar, çalıştaylar, yeni iş bağlantıları ve tabii ki yaratıcılık yarışması gerçekleşecek. Festivalin bu seneki sloganı “Creativity 4 Change” (Değişim için Yaratıcılık) olarak belirlendi. Festival boyunca 40 uluslararası konuşmacı değişiklik yaratabilecek eylemler hakkında konuşacak.

Bigumigu olarak biz de festival kapsamında röportajlar gerçekleştirdik. Bu röportajların ilki Golden Drum WHY jüri üyeleri arasında bulunan ve festivalde bir de konuşma gerçekleştirecek olan Burçak Günsev. 2006 yılında Wanda Digital ajansını kuran Günsev, 2012 yılında Türkiye’nin en iyi kadın girişimcilerinden biri olarak gösterildi. Women to Watch 2016’da ise Dijital Lider ödülüne layık görüldü.

Wanda Digital’in değişim ve gelişim süreci

Küresel ve yerel markalar ile çalışarak 200’den fazla ödüle layık görülen Wanda Digital 2011 yılında sosyal medya departmanı Wanda Socialist ile birlikte büyüdü. 2015 yılında WPP’nin ajans grubu J. Walter Thompson Company ile bir ortaklık gerçekleştiren ajans, 2019 senesine geldiğimizde ise Ogilvy İstanbul ile güçlerini birleştirdi. Böylelikle reklam, pazarlama ve dijital üçlüsünü bir araya gelmiş oldu.

Bu birleşmeden sonra Burçak Günsev, Ogilvy İstanbul’un Müşteri Etkileşimi ve Satış Yetkinlik alanını yönetmeye başladı. Günsev dijital dünyanın ilerleyişi üzerine seminerler, konferanslar ve eğitimler vermeye devam ederken sektör içinde çalışmalarını da sürdürüyor.

Burçak Günsev festival kapsamında gerçekleştirilecek olan “Well, if you’re here, then who’s taking care of the kids?” (Sen çalışıyorsan çocuklara kim bakıyor?) başlıklı konuşması ile sektörde ve hayatın her alanında yaşanan kadın erkek eşitsizliğinin sebeplerini ve sonuçlarını değerlendirecek. Katılımcıların kendisinden pay çıkarabileceği bu konuşmanın yanı sıra WHY kategorisinde gelen işleri jüride bulunan diğer üyelerle birlikte değerlendirecek.

Çalışma hayatında tüm kadınlara ilham verici bir rol modeli olan Burçak Günsev ile gerçekleştirdiğimiz röportajı sizlerle paylaşıyoruz. Keyifli okumalar.

WHY jüri üyeleri arasında bulunuyorsunuz. Kategorinin hangi işleri kapsadığını ve değerlendirmenizi nelere göre yapacağınızı anlatır mısınız?

Burçak Günsev: Bu jürinin esas amacı, adından da anlaşılabileceği gibi işin nedenini sorgulamak. Hepimiz her gün farklı mesajlarla karşı karşıya kalıyoruz. Tüketici olarak bir ürünü tercih etme nedenimizi ya da rakipleri yerine o ürünü tercih etme sebebimizi sorguluyoruz. Ogilvy bakış açısıyla söylersem, “markaları değerli kılan” şeyi bulmaya çalışıyoruz. Çünkü tüm iletişim çalışmalarının temelinde de bu hedefin yattığına inanıyoruz. Bu sorgulamanın başında aklımızda canlanan temel soru ise; “Neden?”. Biz de jüri olarak bu soruyu önce kendimize soracağız.

Markaların tüketicide nasıl farklı bir yere dokunup, tercih edilir hale geldiğini anlamak üzere bir araya geleceğiz. Markanın ayrışma alanını yakaladığı avantajı sorgularken kullandığı metotlar da önemli olacak elbette. Aktivasyon, entegrasyon, yerel ruhu yakalamak, işlevsellik, sosyal yararı gibi alanlarda da değerlendirilecekler.

“Kadının eşit koşullara sahip olduğunu düşündüğümüz noktada, nelerde yanılıyoruz?”

Türkiye’nin en iyi kadın girişimcilerinden birisiniz. Sektördeki cinsiyet eşitliğinin güncel durumunu nasıl buluyorsunuz. İlerleyen süreçte daha çok kadın girişimciyi ve genci iş dünyasında ve ajansların başında görmek için neler yapılabilir?

Burçak Günsev: Sektörümüzde kadının yeri, diğer birçok sektöre göre daha iyi bir durumda diyebiliriz. Ülkemizdeki mevcut reklam ajansları arasında kadın çalışan oranının %50’nin üzerine çıktığını görüyoruz ve hatta yönetim kadrolarında da çoğunluğunu yine kadınlar oluşturuyor. Ogilvy İstanbul olarak kendimizden örneklemek istersek, sektörde kadının yeri konusu son derece umut verici, çünkü burada çalışanlarımızın %60’ı kadın ve yönetim kadromuzun çoğunluğu da kadınlardan oluşuyor. Birleşmiş Milletler’in hayata geçirdiği Kadının Güçlenmesi Prensipleri (Women Empowerment Principles – WEPs) imzacısı ve kadınların ekonomik yaşamdaki yerini güçlendirmeyi hedefleyen Birlikte Güçlüyüz Platformu üyesiyiz. Ancak her zaman daha iyi bir noktaya gelmek için çalışmayı sürdürüyoruz. Bu kapsamda Ogilvy’nin global anlamda özellikle yaratıcı tarafta kadınların güçlendirilmesine yönelik bir taahhüdü var. 2020 yılına kadar üst düzeyde yaratıcı pozisyonlara 20 kadının getirilmesi hedefleniyor.

Bütün bunlar hepimizin yüzünü gülümsetiyor, ama genelleme yaparak başka sektörlerdeki kadınların mevcut konumunu değerlendirdiğimizde bu başarı grafiğinin farklılık gösterdiğinin farkındayız.

İletişim sektörü kadınların kendilerini iyi ifade edebildiği bir alan ve eğer gerekli özgüven sağlanabilirse kendilerini daha da parlatarak gösterebileceklerine inanıyorum. Herkese eşit şartlarda fırsat sağlanması bunun için yeterli olsa bile aklımızın köşesinde sorular beliriyor: Kadının eşit koşullara sahip olduğunu düşündüğümüz noktada, nelerde yanılıyoruz? Evlilik, doğum, çocuk ya da boşanma gibi kadının kişisel hayatındaki konuların iş hayatına olan yansımalarında iş verenler olarak yeteri kadar duyarlı davranabiliyor muyuz? Bunlar gibi birçok soruyu cevaplamak bizleri daha ileriye götürecektir.

Ben ekibine çok inanan bir insanım, onlarla bir arada olmak ve onlardan beslenmek benim temel motivasyonum. Onların gösterdiği farklı patikaların, doğru yolu bulmamda her zaman önemli bir yeri oldu. Kişilerin pozisyonları ya da görevlerini kendimde bir engel olarak görmemek benim şeffaf iş dünyamı yarattı. Onlara da bunu aşıladığımı düşünüyorum.

Türkiye’nin Golden Drum’daki yeri

Geçtiğimiz yıl (Arda Erdik ve Sami Basut) olduğu gibi bu sene de jüri üyeleri arasında 2 Türk bulunuyor. Önümüzdeki yıllarda bu sayı artar mı? Ya da bir kategorinin jüri başkanı bir Türk olabilir mi? Bu seçime etki edecek ihtimaller nelerdir?

Burçak Günsev: Ülkemizden birçok değerli arkadaşımız geçtiğimiz yıllarda jürilik görevinin yanı sıra konuşmacı olarak da katıldı. Ülkemizden çıkan iş kalitesi birçok ülkeye göre yüksek olduğu için bu tarz etkinliklerde ülkemizden insanların söz sahibi kişiler arasında yer alması çok doğal.

Bizler ülkemizi ve yeteneklerimizi daha doğru tanıtmak için buradayız. Bu sorumluluk bizim için kişisel gelişimden daha önemli bir misyon çünkü burada ülkemizi ve yetkinlik alanlarımızı temsil ediyoruz. Farklı markalarda edindiğimiz deneyimleri orada tartışabilmek, daha iyisini markalarımıza anlatabilmek hedeflerimiz arasında oluyor.

Bu tek taraflı bir heyecan değil elbette. Bütün katılımcı ülkeler kendi iç pazarını geliştirmek, örnek marka davranışlarını görebilmek istiyor. Bizler de reklamcı olarak en iyisini yapma yolunda gayemize ulaşınca, masanın başında oturup nasıl yaptığımızı anlatabiliyoruz.

“Sosyal medya platformlarının hayatımıza girmesi bir devrim niteliğindeydi.”

2006 yılında ajans yapısını dijitale çevirdiniz. Döneme baktığımız zaman dijitale geçmek için oldukça erken zamanlardı. Dijital dünyanın reklam sektöründeki gidişatını bu kadar süredir yakından takip eden biri olarak sektördeki dijitalleşmenin nereye gideceğini düşünüyorsunuz?

Burçak Günsev: 2006 yılında dijitalin konumuyla ile şimdi yaşadığımız dönem arasında çok büyük farklar var. Bu konuyu 2006’da konuşuyor olsaydık ve 2019’a dair projeksiyonlarımdan bahsetseydim, tahminlerim yüksek ihtimalle bugün yaşadıklarımızın %10’u olurdu.

Böyle hızlı dönüşen bir dünyada değişime ayak uydurup geride kalmamak büyük yetenek istiyor. Her gün yeni bir konu üzerine konuşurken, markalara da bu vizyonda iş sunabilmeyi hedefliyoruz.

Sosyal medya platformlarının hayatımıza girmesi bir devrim niteliğindeydi. Kimsenin hayalini kuramadığı yeni iş başlıkları oluşturdu. Dönüşüm kesintisiz olunca, oturup düşündüğümde hala yeniliğe açık birçok alanın olduğunu görebiliyorum.

Hızlı olmak şaşırtmaktan daha önemli

Burçak Günsev: Kitleleri dinlemek, duymak ve anlamak için sosyal medya platformları çok değerli, burayı doğru duyduğunuzda hedef kitlenin ne istediğini net olarak anlamak çok kolay. Anlamlandırdığınız veriler size yeni ürün veya hizmet yaratmanızda da fayda gösterebiliyor. Günümüzde, sosyal medya üzerinden biçimlendirilmeye çok açık bir hayat var… Gençler, anneler, araba tutkunları, oyunseverler gibi her konuda kişilere ulaşmak için sosyal medyayı kullanabilirsiniz ve bu ortamda kendinize ait yayın alanları yaratabilirsiniz.

Fiziksel olarak dükkan sahibi olmayan satıcılar, televizyona hiç çıkmamış ünlü kişilikler ve hatta gerçek insan olmayan influencer’ların olduğu bir dünyadayız. Şimdi ne yapacağız? Bundan sonraki adımda ne görünce şaşıracağız? Hedef kitleyi nasıl şaşırtacağız? Bu gibi temel sorular günümüzün konusu.

Fakat bizim için şaşırtmaktan daha önemli bir konu varsa o da hız. İnsanların hızlı ulaşılabilecekleri her konuda ekstra para ayırmaları normalleşti. Bu hızlı hizmet beklentilerinin servis sağlayıcısı olmak için ise bir sınır yok. Start-up iş kurmak için en güzel çağdayız da denilebilir.

Dolayısıyla doğru içerikler üretebilmenin yanında, bu içerikleri en hızlı şekilde tüketiciye servis edebilmek, markalar için çok belirleyici hale geldi. Bu bağlamda, sektördeki dijitalleşmenin daha çok ivme kazanacağını düşünüyorum. Yaratıcılığın yanında, dijital reklam anlayışını ve yöntemlerini benimseyen ajanslar ise rakiplerinden sıyrılabilecektir. Ogilvy İstanbul’un yeni yapısı, bu bağlamda sektör için güncel bir örnek teşkil ediyor. Bir çok farklı disiplinde iletişimciler olarak, global ağımızdan da beslenerek, birlikte çalışıyoruz ama artık dijital kelimesini kullanmıyoruz, çünkü hayatta artık böyle değil.

Görsel: Burçak Günsev, Golden Drum
Manşet görseli düzenlenmiştir.