Avustralya’nın Sidney şehrindeki sahil şeridinin yarısından fazlası, sudaki yaşamın plastik atıklar nedeniyle bozulması ve deniz duvarlarıyla dolması nedeniyle, doğallığını kaybetmiş durumda. Bu durum karşısında, daha fazla plaj temizliği yapmak veya deniz duvarlarını yıkmak yerine Volvo soruna Living Seawall ile daha yaratıcı ve çağdaş bir çözüm sunuyor.
Living Seawall, yerel mangrov ağaçlarını taklit ediyor
Volvo, Living Seawall’un tasarımında Sydney Deniz Bilimleri Enstitüsü ve Reef Design Lab ile iş birliği yapmış. Volvo’nun internet sitesindeki açıklamalara göre bu canlı deniz duvarı, yerel mangrov ağaçlarının yapısını taklit ediyor ve denizdeki canlılar için bir yaşam alanı sağlıyor. Karoların formunda ise istiridye kabuklarından esinlenilmiş. Otomobil üreticisi ayrıca Living Seawall’un biyolojik çeşitliliğe yardımcı olacağını iddia ediyor. Bir başla vaadi de duvarın, ağır metaller gibi kirliliğe neden olan maddeleri filtreleyebilen organizmaları çekerek suyu temiz tutacağını yönünde.
Volvo, Living Seawall ve çeşitli sahil temizliği projeleriyle sürdürülebilirlik konusunda duyarlı bir marka profili çiziyor. Şirket aynı zamanda kendi içinde de tüm tek kullanımlık plastiklerin ofislerinden, kafeteryalarından ve etkinliklerden uzaklaştırılması ve sürdürülebilir, çevre dostu seçeneklerle değiştirilmesi sürecinde. Ayrıca 2025 yılına kadar 1 milyon elektrikli aracın trafiğe çıkmasını ve üretim faaliyetlerinin karbon nötr olmasını hedefliyor. Otomobillerin tasarımında, çevresel etkinin azaltılmasını birinci öncelik olarak belirlemiş. Volvo V90 Cross Country’nin satış geliri, Volvo Ocean Race’in Science Programına fon sağlıyor. Bu program, yarıştaki teknelerde bulunan sensörler aracılığıyla okyanusdaki mikro plastik düzeylerini ölçüyor. Volvo bu bilginin okyanusların sağlığını anlamaya yardımcı olacağını umuyor.
Görsel: Volvo