Akıllı telefonunuzu, tabletinizi ya da artırılmış gerçeklik gözlüğünüzü durağan bir görüntünün üzerine tuttuğunuzda görüntünün hareketlenmesi yeni bir şey değil. Bu şimdiye kadar sergilerde, reklam afişlerinde, çeşitli mobil uygulamalarda ve benzeri önceden kurgulanmış ortamlarda örnekleriyle karşılaştığımız bir teknoloji. Peki ekranınızı ya da artırılmış gerçeklik gözlüğünüzü rastgele doğrulttuğunuz herhangi bir görüntü, artırılmış gerçeklikle canlanabilir mi? Photo Wake-Up projesi bunu mümkün hale getirdi.
Fotoğraflardaki figürler Photo Wake-Up ile canlanıyor
Washington Üniversitesi’nden ve Facebook’tan araştırmacılar, Photo Wake-Up (fotoğraf uyandırma) projesinde şimdiye kadar şahit olduklarımızdan çok daha yetenekli bir artırılmış gerçeklik teknolojisi geliştirdiler. Proje herhangi bir görüntüdeki sabit karakterleri harekete geçiriyor. Bu karakter artırılmış gerçeklikte, 2 boyutlu dünyasından sıyrılıp 3B olarak izleyiciye doğru hareket ediyor.
Araştırmacılara göre projen 3 farklı açıdan önem taşıyor. İlki, insanları yalnızca bir fotoğraftan yola çıkarak 3 boyutlu görüntüleyebilmesi ve bu görüntüye hareket verebilmesi. İkincisi, yeni bir 2B bükme metodu sunması. Bu metodla, figürün karmaşık siluetine uyan hareketlendirilebilir bir şablon modeli oluşturulabiliyor. Üçüncü önemli özelliği ise kısmi kendini kapatma/tıkanma sorununu aşabilen bir metod olması. Proje, figürü 3B karakter olarak yeniden üreten ve bu 3B karakterin fotoğrafın içinden gerçek dünyaya doğru adım atmasını sağlayan etkileşimli bir artırılmış gerçeklik arayüzü de sunuyor.
Videoda Photo Wake-Up’ın fotoğraflarda, posterlerde ve sanat yapıtlarında nasıl başarıyla çalıştığını görebiliyoruz. Araştırmanın şu anda çok erken bir aşamada olmasına rağmen Picasso tablosundaki figürden tutun da siyah beyaz bir fotoğrafa kadar geniş bir yelpazede figür tanıma yeteneğine sahip olması oldukça etkileyici.
Chung-Yi Weng, Brian Curless ve Ira Kemelmacher-Shlizerman’ın yer aldığı araştırma ekibine göre proje, imgelerle etkileşime girmek ve eğlenmek için de yeni yollar açabilir. Eğer benzer etkileşimler, insan figürleri dışındaki görüntüler için de yaratılabilirse daha da heyecan verici olabilir. Örneğin rastgele seçtiğiniz bir fotoğraftaki otomobilin sürülmesini, bulutların hareket etmesini sağladığını hayal edin. Tüm bunları gerçekleşmesi de pek uzak görünmüyor.
Görsel: Washington Üniversitesi