Düşünün çok sıcak bir gün. Yaz ayı dışarı çıksanız hemen terler boncuktan öte şelale oluyor, kapalı bir yere girseniz bu sefer de klima vücudun dengesini şaşırtıyor. Ve deniz kenarında değilsiniz, yani her an koşarak sulara atlayamıyorsunuz. Öyle bir gün insanda sürekli şu cümleyi tekrar ettirmiyor mu, “eriyoruz” diyoruz sürekli. Hani kaldırımda yumurta kırıp pişirmeli günlerden işte. Böyle günlerde bir resmi de acaba güneşin altına koysanız erir mi? Materyaline göre değişir eriyip eriyemeyeceği. Fakat Viyana’da üreten multidisipliner sanatçı Alper Dostal’ın sergisine denk gelirseniz o tabloların sıcaktan eridiğini düşünebilirsiniz.
Uyanamadığınız Bir Kabus Değil Sadece Bir Sergi
Sanatçının serisinde geçmiş dönemlerin ünlü tablolarını çok gerçekçi bir şekilde erirken görüyorsunuz. 3B görselleştirme tekniğiyle Munch’ün The Scream’ı ve Van Gogh‘un Starry Night’i gibi eserler güneş altında dondurmaya dönüşüyorlar. Her bir resmin altından bolca boya damlıyor gibi görünüyor baktığınızda. Yürürken dikkat etmem gerekir mi diye dahi düşünebilirsiniz. Sonuçta ayaklarınıza önemli tabloların boyaları bulaşabilir. Alper Dostal ise işlerini biraz garip, esprili ve sarkastik olarak yorumluyor.
Bir sanatseverin gerçeküstü kabusu gibi duruyor sergi ilk bakışta. Sanki sanatsever bu sergiye girmiş ve ordaki havalandırma sisteminin çalışmadığını görmüş ve her şey erimeye başlamış. Sanatseverde bu kabustan çığlıklarla uyanmış gibi. Fakat serginin kendisi böyle. Sanatçı Alper Dostal’ın Hot Exhibition sergisi için yarattığı konsept bu daha doğrusu. Sanatçının sergisi için havalandırma sisteminin çalışmadığı bir sergi kabusu düşünmesi gerçekten ilginç olmuş ama. Düşünsenize Louvre Müzesi’nin başına bunun geldiğini. Sonuçlar neler yaratır acaba?
Alper Dostal’ın tüm işlerini Instagram ve Behance’ten inceleyebilir, sitesinden de Hot Exhibition serisinin baskılarını satın alabilirsiniz.
Görsel: Hot Exhibition