Büyükler için çocuk kitabı düşüncesiyle doğan Şirin Pembe Bulut karakteriyle popülerleşen ve birçok tabu üzerinden yaptığı mizahla tanınan Yavuz Öztürk ile bu fikir geliştirme sürecinin olgunlaşması ve mizahının yan etkileri gibi konular üzerine konuştuk. Duyarlılık üzerine geliştirilen farkındalığın kişiselleşmesi ve toplumsal etki yaratabilecek ölçeğe ulaşması, tabular da gözden sakınılan konular üzerine mizah yapan Yavuz Öztürk‘ün aldığı tepkileri de aynı oranda artırıyor. Hem olumlu hem de olumsuz yönde.
Kimileri için kutsal görülen konular bir başkası için mizah öğesiyken Yavuz Öztürk, bu tabuların neredeyse hepsini eserlerinin özne haline getiriyor. Yavuz Öztürk ile tabu, mizah ve farkındalık ve deneyimler üzerine bir röportaj yaptık;
Instagram’daki postlarının büyük çoğunluğu illegal olanın veya hepimizin bildiği fakat üzerine konuşmadığı gerçeklerin trajikomik yönleri üzerine. Bu durumların kurgusu nasıl doğuyor? Başıma gelse ne gülerim veya arkadaşımın başına geldi çok güldüm gibi temelleri var mı?
Yavuz: Söylediğiniz gibi, duyarlılıklar ve konuşmaya çekinilen tabuvari konular üzerinden ilerleyen bir mizah var çizimlerde. Bu tür konular mizah kapsamında çok tercih edilmediği ve aynı zamanda hoş karşılanmadığı için üzerinde çalışılabilecek çok fazla unsur vardı. İnternet ortamında yaptığım işleri yayınlayabilmenin rahatlığıyla bu unsurları kullanmaya başladım.
Genel olarak kurguyu şöyle oluşturuyorum: Klişe veya tabu olan bir konu seçiyorum, sonra bunu nasıl komik yapabilirim diye düşünmeye başlıyorum. Düşünme sürecine çizimi de dahil ediyorum. Yani çizerken düşünüyorum diyebilirim.
Aslında arkadaş ortamında gülünen bu tarz hikâyeler çizime dökülünce pek anlam ifade etmiyor. Ben de tek karelik çizimler yaptığım için meseleyi hikâyeleştirmekten kaçınıyorum. Esprileri olabildiğince tek kareye sığdırmaya çalışıyorum, tipleri de tek karede derdini anlatacak tiplerden ibaret tutuyorum.
Çizimlerin yaşanmış hikâyelere mi dayanıyor?
Yavuz: Birebir yaşanmış hikâyeler olduklarını söyleyemem, ama çizimlerim genellikle sağdan soldan gördüğüm ve duyduğum olayların mizahi bir dille işlenmiş hâlleri.
Şakası yapılmayacak konular üzerine çizmek olumsuz tepkiler doğurdu mu?
Yavuz: Ben başlangıçta çok büyük tepkiler bekliyordum, işlerimi yayınlamaya başladığım ilk dönemlerde çevremden bu konuda dikkat etmem doğrultusunda uyarılar aldım ama korktuğum kadar da olmadı. Küçük ve olaylara benzer bakışlara sahip bir çevrede yayılmış olmamla da alakalı bu konu.
Peluş molotof kokteylini yaptığımızda başta büyük tepki aldık, peluş kuzu bacağı da veganlardan ve hayvan hakları savunucularından tepki aldı. Geçtiğimiz günlerde de sirinpembebulut.com çocuklar için ürün sattığımız iddiasıyla şikayet edildi.
Şirin Pembe Bulut’un diğer karakterlerinden ayrışmasını sağlayan temel nedenin ne olduğunu düşünüyorsun?
Yavuz: Şirin Pembe Bulut karakterini uzun zamandır yapmak istediğim “büyükler için çocuk kitabı” fikrinden yola çıkarak hazırladım. Sonuç olarak kitabını yapmadığım ama Instagram üzerinden kare kare yayınladığım bir iş çıktı. Şirin Pembe Bulut’u sanki bir kitap ya da dergi varmış gibi yayınlamaya başlamıştım. Bu nedenle ortaya çıkan sonucun karikatür özelliği de pek yok.
Popüler olmasında, karakterin diğerlerinden ayrışmasında Şirin Pembe Bulut’un keyif verici maddelerle olan ilişkisi ve o alt kültürün kullandığı klişeleri, tabirleri kullanması etkili oldu diye düşünüyorum.
Instagram ve Şirin Pembe Bulut dışında bir uğraşın var mı şu an?
Yavuz: Uzun zamandır serbest olarak illüstrasyon işleri yapıyorum, üç senedir de reklam ajanslarına illüstrasyon yaptığımız bir şirketimiz var.
Görsel: Yavuz Öztürk