2014 yılında geliştirilmeye başlanan siyahtan daha siyah olan Vantablack’in üretimi 2016 yılında gerçekleştirilmişti. Işığın yüzde 99’unu hapsedebilen rengin sanatsal kullanım hakları da Anish Kapoor’a verilmişti. Böylelikle Vantablack nano teknolojiyle geliştirilen bir çalışma olmasının yanında sanat camiasında da tartışma başlatmıştı. Stuart Semple renk kavgasında Kapoor’a en çok tepki gösteren sanatçılar arasında bulunuyordu. Öyle ki Semple, Kapoor’un kullanamayacağı bir dizi renk bile üretti. #sharetheblack etiketi ile önce “En Pembe Pembe” sonra “En Yaldızlı Yaldız” ürünlerini yarattı. Ardından “En Yeşil Yeşil” ve “En Sarı Sarı” üretimini gerçekleştirdi. En son olarak “Daha İyi Siyah” ile iki parçalı ultra malt bir boya üretti. Yarattığı tüm renkleri Anish Kapoor ve yakın çevresinin kullanmasını da yasakladı. 2017 yılında ise Surrey Nano Systems Vantablack’in geliştirilmiş versiyonunu tanıttı. Böylelikle son beş senede renkler konusunda hızlı bir ilerleme kaydedilmiş oldu.
Yeni en siyah tesadüf eseri ortaya çıkıyor
Bugünlerde dünyanın en siyah rengi hakkında yeni bir gelişme yaşanıyor. Ancak bu sefer sanatçılar arasında süregelen çekişme ile alakalı değil. Yeni gelişme Vantablack’tan 10 kat daha siyah olan bir rengin bulunması oldu. 12 Eylül’de yayınlanan ACS Applied Materials & Interfaces dergisinde yayınlanan bir makalede bilim insanlarının bilinen en karanlık renk olan Vantablack’tan daha karanlık olan ve ışığın yüzde 99,996’sından biraz daha fazlasını emebilen rengi bulduklarını açıkladı. MIT’de havacılık ve astronomi profesörü olan Brian Wardle, Şangay Jiao Tong Üniversitesi’nde profesör olan eski MIT çalışanı Kehang Cui ve profesörlerin ekibi buldukları bu rengi ise farklı bir çalışma yürütürken tesadüf eseri buldu.
A new "blackest" material has been discovered, absorbing 99.996% of light that falls on it (over 10 times blacker than Vantablack). The CNT structures were synthesized by oxygen dehydrogenation reaction (ODR) using a home-built setup, a.k.a. Mango Tango. https://t.co/s2IXPcjKXO pic.twitter.com/r8JoWXQ147
— Ajit Johnson (@ajitjohnson_n) September 16, 2019
Ekip alüminyum folyo üzerinde karbon nanotüpler üretmenin bir yolunu bulmaya çalışıyordu. Bu folyolar havada oldukça hızlı bir şekilde okside oluyorlar ve oksit tabakası elektrik ve ısıyı engelleyerek bir yalıtkan görevi görüyordu. Ekip bu oksitlenmenin önüne geçmek için bir dizi deney gerçekleştirdi. Sonuçta tuzlu suyun oksidasyonu önlemede en etkili malzeme olduğu belirlendi. Daha sonra karbon nanotüpleri geliştirmek amacı ile fırına yerleştirdiler ve buhar biriktirme adı verilen bir işlemi uyguladılar. Tüm bu işlemler sonucunda malzeme ekibin istediği oldu. Alüminyumum termal ve elektriksel özelliklerini geliştirilmişti. Ancak bilim insanları bir şey daha fark ettiler. Malzeme oldukça siyahtı.
Çevresi malzeme ile kaplanan elmas kara delik gibi kararıyor
Profesör Kehang Cui, karbon nanotüpleri büyütmeden önce de malzemenin ne kadar siyah olduğunu fark ettiklerini ancak fırınlama sonrasında numunenin daha da siyahlaştığını söylüyor. Cui, numunenin optik yansımasının ölçülmesi gerektiğine karar veriyor. Kehang Cui ufak bir deney gerçekleştirmek için bir zamanlar MIT’de birlikte çalıştığı sanatçı Diemut Strebe ile iletişime geçiyor. Strebe bağlantılarını kullanarak 2 milyon dolar değerinde olduğu tahmin edilen 16.78 karatlık bir elmasla çıkageliyor. Cui ve Strebe üretilen siyahın ne kadar etkili olduğunu görmek için elmasın çevresinde malzemeden bir duvar oluşturuyorlar. Sonuçta parlaklığı ile göz kamaştıran elmas bir anda kara deliğe dönüşüyor. Cui yaptığı ölçümlerde malzemenin gelen ışığın yüzde 99,996’sını emdiğini buluyor.Aslında numunenin bu kadar karanlık olması mantıklı. Vantablack ve diğer aşırı karanlık malzemelerin ardındaki sır karbon nanotüpler. Malzeme yüzeyinde mikro düzeyde ne kadar çok girinti çıkıntıya bulunuyorsa -ki karbon nanotüpler bunu sağlıyor- ışığın yüzeye çarptıktan sonra geri çıkması zorlaşıyor. Bu yüzeyi labirent gibi düşünebiliriz. Işık labirentin yani yüzeyin içinde kayboluyor ve geri yansıyamıyor.
İlerleyen dönemlerde nihai siyaha ulaşılabilir
Havacılık ve astronomi profesörü Brian Wardle üretilen malzemenin estetik açıdan değerlendirilmesinden öte teknoloji alanında pek çok yönde kullanılabileceğine dikkat çekiyor. Optik ve uzay bilimleri uygulamalarında siyahın kullanım alanının fazlalığına dikkat çeken Wardle, bulunana renk ile üretilecek olan malzemelerin teleskop ve kızıl ötesi kameralar gibi farklı teknolojik alanlarda kullanılabileceğini söylüyor.
Yeni malzemenin Vantablack gibi önceki sürümlerden daha koyu olmasının temel sebebi bilinmiyor. Ancak bilim insanları, haberin başında konusu geçen, karbon nanotüplerle ilgili olduğunu düşünüyor. Çalışmada yer alan araştırmacılar ve profesörler ilerleyen süreçte daha da siyahın bulunacağını ve sonunda insalığın nihai siyaha ulaşacağını düşünüyor.
BMW X6’da Vantablack kullanılacak
Tabii bilim dünyasında bu gelişmeler yaşanırken “en siyahın” kullanım alanları da genişlemeye devam ediyor. Bu alanlardan biri de otomotiv sektörü oldu. BMW 68. Frankfurt Otomobil Fuarı’ında yeni modellerinin tanıtımında otomotiv sektörü için bir ilke imza atıldı. Kasım 2019 yılında üretimine başlanacak olan X6 Serisi’nde BMW X6’nın renginin Vantablack olacağını açıkladı. Şirket, Surrey NanoSystems ile gerçekleştirdiği iş birliği ile dünyada Vantablack renge sahip ilk otomobili üretmiş olacak.
Görsel: MIT, ACS Applied Materials & Interfaces