Müzik, film ve interaktif medya festivali SXSW’nun 2021 ayağı son süratle başladı. Günün ilk oturumlarından biri olan “Commute In The Skies: The Future of Air Mobility” uçan taşıtlar ve eVTOL hakkında bilgi edinmek isteyenler için altın madeni niteliğindeydi. Konu hakkında pek bir şey şey bilmiyor olabilirsiniz, ancak bu yazının sonunda bu teknolojinin gelecekte ürünlerimizi ve kendimizi taşıma şeklimizi nasıl kökten değiştireceğiyle ilgili ayrıntıları öğrenmiş olacaksınız.
eVTOL (electric Vertical Take-off and Landing) dediğimizde dikey olarak havada süzülen, kalkış ve iniş yapan, bunun için de elektrik gücü kullanan bir tür uçaktan bahsediyoruz. Bu teknoloji, kentsel hava hareketliliği için yeni araçlara, örneğin hava taksisine, yönelik artan ihtiyaç dolayısıyla ortaya çıktı, ve Boeing, NASA, Airbus gibi şirketler tarafından aktif bir şekilde geliştirilmekteler.
Endüstri hala embriyo aşamasında ancak birçok otorite geleceğin ulaşım araçlarının elektrikli uçan taşıtlar olacağından emin. Bu oturumda Deloitte’in Uzay ve Savunma Sanayi Uygulaması lideri Robin Lineberger, Los Angeles Ulaştırma Endüstrisi Uygulama Departmanı Genel Müdürü Seleta Reynolds, ve alanın yenilerinden biri olan Joby Aviation’da Politika ve Devlet İşleri lideri olan Max Fenkell, kendi görüş ve deneyimlerini paylaştılar.
Uçan hava araçlarının geleceğine bir bakış
Fenkell’in anlattıklarına göre göre Joby Aviation günde bir milyar insanı, belki de toplu taşımanın gafletinden, kurtarma misyonu etrafında kurulmuş. Bunu yapabilmek içinse son birkaç yıldır yapabilecekleri en iyi uçağı tasarlamaya çalışıyorlar. eVTOL adını boşa çıkarmayan bu uçağın tasarımı için karmaşık operasyonlar yönetiliyor ve Fenkell temeldeki ekosistemi oluşturmanın teknolojiye can vereceğini söylüyor.
Bir sonraki havacılık devriminin bu araçlarla geleceğini söyleyen Fenkell, bunun teknolojinin sıfır emisyon ve sessiz olmasından kaynaklandığını söylüyor. Joby 2023 yılının sonunda FAA (Federal Aviation Administration) sertifikası alma yolunda. Bu sertifika halkın korunması için FAA’in güvenlik kriterlerinin sağlanmasına bağlı olarak şirkete verilecek. Çalışma sertifikası alındığında, Joby’nin eVTOL aracı gönlünce uçabiliyor, denenebiliyor olacak.
Bu tarz teknolojilerin böylesine öne çıkmalarının en önemli sebeplerinden biri kesinlikle trafik. Dünyanın pek çok yerinde de olduğu gibi, Los Angeles’ta da trafik çok büyük bir problem, ve araçların emisyonları da işin içine girdiğinde neredeyse içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Reynolds bu teknolojilerin LA’deki ulaşım planlarının büyük bir kısmını kapsadıklarını söylüyor.
Reynolds’a göre bu teknolojiler, kentsel hava hareketliliğini bir nevi gökyüzüne taşıyacakları için, yer üstündeki trafiğin başka şekillerde kullanılabilmesi için yer açacaklar.
Ayrıca Los Angeles’ın buna bu kadar yoğun bir şekilde yatırım yapmasının ve ilgilenmesinin nedenlerinden birinin, bu teknolojinin hava yolculuğunun yeni altın çağı olduğunu görebiliyor olması olduğunu söylüyor. Bu sektöre yatırılan para miktarının, belediye ulaşım bütçesinden daha büyük olduğunu söyleyen Reynolds, “Teknolojinin hızla geleceğini biliyorum ve masada oturmazsam menüde olacağımın farkındayım,” diyor.
Lineberger ise Deloitte’ın yakınlarda yayımladığı, endüstrinin pazar potansiyeline bakan çalışmanın sonuçlarından bahsetmek için buradaydı. Raporu insanları bilgilendirmek, daha iyi bir bakış açısı elde etmek ve zaman içinde nasıl ilerleyecekleri, sosyal ve ekonomik faydaların ne olacağı konusunda endüstriyi bilgilendirmek için hazırladıklarından söylüyor.
— Robin Lineberger (@robinlineberger) January 26, 2021
Temel çıkarımlarından bazıları şu şekilde:
Tartışılan kentsel hava hareketliliği ve hava teksisi gibi teknolojiler 2035 ve 2040 arasında hayatlarımıza girmiş olacaklar. Bunun gerçekleşmesi için gerekli strateji ve yaklaşımlar var. Başta drone’la yapılan küçük kargo teslimatlarının otomotivin yerini almasıyla beraber, teknolojinin git gide yangın kurtarma, ilaç dağıtımı gibi kamu hizmeti alanlarına sıçrayabileceğini söylüyor.
Sadece ticari yönden değil, kamu sektöründe de hava ulaşımının oynayabileceği büyük roller var. Çeşitli doğal afetler sonrasında, insanların yardımına daha hızlı koşulması için kullanılabileceğini söylüyor Lineberger.
“Eğer pazar beklediğimiz gibi gelişirse, 2035’te yılda 115 ile 150 milyar dolar arası bir sayı görebiliriz,” diyor. Tabii ki, bu büyüyen endüstrinin iş fırsatları yaratacağı da aşikar. Pazar oluşmaya ve ölçeklenmeye başladığında ABD’de 280.000 kadar iş yaratılabileceğini söylüyor Lineberg. Yani durum lojistikten öte, sosyal faydalar da söz konusu. “Elektrifikasyon öncesi, yüksek karbonlu bir Dünya’nın” ihtiyacı gerçekten de bu araçlar olabilir.
İnsanların günlük yolculuklarının da çok önemli bir derecede azalacağını görüyoruz. Örneğin, eVTOL araçların 30 dakikada yaklaşık 130 kilometre gidebilmeleri, ileride insanların “İş yerime çok uzak” sıkıntısı çekmeden, istedikleri işi seçebilmelerini sağlayacak. O zamana kadar ofise gitmek yerine tamamen evden çalışmaya dönmezsek tabii.
Görsel: SXSW 2021, Joby Aviation