Yale University’de Siyaset Bölümününden mezun olan ve ardından Harvard Business School‘da MBA (İşletme Yönetimi Yüksek Lisansı) programını tamamlayan Casey Gerald, 31 Aralık 1999’un hayatında bir kırılma yarattığına değinerek SXSW 2016’daki konuşmasına başladı. Hepimiz için, tüm insanlık için büyük sıçrama olarak gülen bu tarih insanlığın yeni bir milenyuma girdiği tarih olarak anılıyor.
Gerald da o akşam ailesiyle beraber el ele tutuşmuş İsa’nın dünyalarını yeniden değiştirmesini bekliyordu. Baştan sona dini ritüellerle bezenen o gün bile, dinin tüm gereklerine yerine getirmelerine rağmen, saat 00:00’ı geçtiğinde İsa onları karşılamamıştı. İşin ironik kısmı ise dünyanın başka bir yerinde başka aileler saatlerinin 00:00’ı göstermesini ve kurtarılmayı bekliyordu. O an inanmanın farklı bir boyutunu keşfeden Casey Gerald, inancını yitirmek yerine yeni bir şeye inanmayı seçiyor: İnanmamanın mümkün olduğuna inanıyor.
“Take time to think of the fullness of the human expression bc there is a cost to a fraudulent life”-
Casey Gerald pic.twitter.com/tBE4qmX5Fm
— Kevin Hung (@KevinHung) 11 March 2016
Geralde, iki jenerasyon önceki atalarının Texas’ta köle olduğunu vurgulayarak devam ederken, akademik hayatındaki başarılarla birlikte ailesinin içinde bulunduğu sefaletin de sona ereceğini düşünme gafletinde bulunmuş. Çünkü bu başarısı ailesinin zengin olmasını veya yaşam standartlarının yükselmesini sağlamamış.
.@CaseyGerald asks himself every day: "What would you say if you were not afraid?" #SXSW Important grounding question.
— Abby Johnston (@ajohnston12) March 11, 2016
Mutlak gerçek ile birkez daha yüzleşen Gerald, toplumun asıl yaşam düzeyinin Harlem, Appalachia veya Lower 9th Ward gibi bölgelerde saklı olduğunu irdeliyor. Kimi insanların sadece günlük besin ihtiyacını karşılamak için yaşaması, kimilerinin ise çocuğunun karnını doyurabilmek için saatlerce çalışması bu bölgelerde oldukça sıradan bir durum. Fakat birkaç blok ötede, semt değiştirdiğinizde yaşam seviyesi ve alışkanlıkları çarpıcı şekilde değişiyor ve artık zengin insanların hayatını görüyoruz.
"How can we put a probe on Mars but we can't put food on an 8yr old's table?" @CaseyGerald #SXSW
— Kyle J. Britt (@kylejbritt) March 11, 2016
Kapitalist toplum içindeki bu dengesiz ve adaletsiz düzen içerisinde Gerald, MBA mezunu 3 arkadaşıyla birlikte ABD’yi gezmeye başlıyor. Fakat bu tur öyle Silikon Vadisi ve New York’un zengin ve büyük paralarla yaşamını sürdüren teknoloji geliştiricilerini hedeflemiyor. Aksine toplumun en yoksul, yaşam koşulları en düşük insanlarıyla bir araya gelerek onların hayatlarını akademik bilgileriyle nasıl değiştirebileceklerini sorgulamaya başlıyorlar. Ve böylece MBA Across America doğuyor.
https://twitter.com/jasminevallejo/status/708380919455834112
ABD’nin dört bir yanındaki üniversitelerde MBA derecesinde eğitim alan kişiler, ülkenin gerçek girişimcileriyle bir araya geliyor ve değişimi olması gereken yerden başlatıyor. Çünkü teknoloji doğru çözüme odaklanan doğru sorular sormadığında sadece afaki motivasyonlar olarak var oluyor.
Casey Gerald’ın Şubat ayında TED’de yaptığı konuşma, SXSW’teki ile aynı bağlama sahip. 18 dakikalık TED konuşmasını ise buradan izleyebilirsiniz.
"We believe the gospel that markets & tech will save us…I'm not sure teaching people to code will help" @CaseyGerald #sxsw16
— Bill Shapiro (@Bill_Shapiro) March 11, 2016
Words to live by from @CaseyGerald #SXSW #SXgood pic.twitter.com/NTqzANrK0Q
— Annie Rose Favreau (@A_Favreau) March 11, 2016
Görsel; SXSW