Teknoloji dünyası sürekli olarak gelişme ve ilerleme içinde. Bunu hiçbirimiz inkar edemiyoruz ve ayak uydurmaya çalışıyoruz. Hatta nesil bazında baktığımızda milenyum doğumlularla ‘90 öncesi doğan kuşağın arasındaki uçurumun nasıl kapatılabileceğini değerlendiren araştırmalar da paralel ilerlemeye devam ediyor.
2008 yılından önce teknolojik sorunlara getirilen çözümler her zaman daha fazla teknoloji ve kapasite genişlemesi yönündeydi. Daha iyi sabit diskler, daha iyi kamera çözünürlüğü, daha iyi grafik kartı ve işlemci… Ancak 2008 yılının bu vizyonun değişmesine neden olan olayların yaşandığı tarih olduğuna dikkat çekiyor Kleiner Perkins ortağı John Maeda.
Sürekli artan rakamlarla gelişen teknoloji, kullanıcıları memnun etmemeye başlamıştı. Bu nedenle geliştiricilerin de düşünce yapısında değişiklik yaşandı. 2008 yılında mobil uygulama alanının pastadan daha geniş pay alması ve finansal takip ve ödeme uygulaması Mint’in kurulması Maeda’nın dikkat çektiği kırılmanın iskeletini oluşturuyor.
Tasarımcı olmak sadece logo ve görsel hazırlamak değil disiplinin temelleriyle şirket yönetimi, kullanıcı ilişkileri, arayüz tasarımı gibi birçok alanda markaların benzerlerinden sıyrılmasını sağlayan bir değer. Tasarımcıların aktif rol aldığı girişimleri görmek için her gün kullandığımız ağları ve internet sitelerini örnek verebiliriz. 2006 yılında Google, Youtube’u satın alması; tasarımcı faktörünün büyük şirketlere karşı yarattığı değerin ilk örneği. 2010’dan bu yana ise Beats, Tumblr, Instagram, Behance gibi 27 girişim Facebook, Google, Yahoo, Dropbox, Adobe gibi dev şirketler tarafından satın alındı.
Farklı disiplinlerin bir araya gelmesiyle yaratılan girişimler, Silikon Vadisini de etkiliyor. John Maeda Ocak 2014’te Kleiner Perkins’e katıldığı zaman ofislerinin bulunduğu Sand Hill Road’da yönetici pozisyonundaki tek tasarımcı kendisiydi. Fakat bunu takip eden 6 ay içerisinde bu sayı 6 tasarımcı daha risk sermeyedarı şirketlerde yönetici olarak çalışmaya başladı.
Durum tasarım, teknoloji ve şirket ekseninde incelendiği zaman tasarım basamağının ürün piyasaya çıkmadan hemen önce denkleme girdiğinde sadece kozmetik süslemeler yapabildiği görülüyor. Fakat sürecin başına tasarımda dahil olursa süreci harmanlayarak ürünün gelişimini sağlıklı tamamlamasına neden oluyor. Kurumsal şirketlerin bu konudaki genel tavrı tasarımı bir maliyet kalemi olarak görmesi. Ve yanılgı yaratan nokta da tam olarak burası. Tasarım, maliyet olmaktan ziyade bir yaratırım olarak görülmeli ve uzun vadedeki verimliliği incelenmelidir.
Oturumun ikinci tartışma başlığı olan tasarım, teknoloji ve şirket ekseni için Maeda’nın verdiği ilk örnek, klişe olduğunu bilip dile getirse de Apple ürünleri oldu. Macbook’un kasasının alüminyum kalıbın kesimi ve üretimi için kullandığı lazer kesim, bu üçlünün birleşimiyle yaratılabilecek farklılığın ilk örneklerinden birisi. İkinci örneği ise gördüğümüzde normal ahşap sandalye diyeceğimiz Michael Thonet’in tasarımı. Üst üste koyarak iç içe geçen sandalyeler, lojistik konusunda bir devrim niteliğindedir. Bu sayede 1870’lerden beri 36 sandalyeyi 1 metreküp hacmindeki kutulara koyarak Avrupa’ya ve Amerika’ya gönderimini sağladı.
Üçüncü konu başlığının temelinde teknolojideki tasarımı niçin önemsememiz gerekir düşüncesi yer alıyordu. Mary Meeker’ın 2001’den bu yana düzenlediği internet trendleri raporu bu sorunun yanıtı için biçilmiş kaftan. 2001’de yayınladığı raporda internetin kazanan isimlerini geliştirdikleri kullanıcı deneyimi sistemiyle Microsoft, AOL ve Yahoo! kazanmıştı. Bu yıldan itibaren de tasarımın önemi ve kullanıcı deneyimi kavramı alanını genişletip tanımını zenginleştirdi.
Bilgisayar, teknoloji ve alt kültürlerine yakından ilgi duyan “nerd” bireylerin dahi ötekileştirildiği dünyada ekrana karşı toplumun verdiği tepki de bireyselciliği yüceltir nitelikte. Televizyon evimize girmeden önce masa çevresinde birlikte oturan bizler, televizyonla birlikte birbirimize değil erkana bakmaya başladık. Sonraki basamak bilgisayar ekranları oldu ve herkes kendi ekranına kavuştu. Oturduğumuz yerden kendi ekranlarımıza bakar konuma geldik. Ancak bu trendin son basamağı tabii ki sabit oturmamızı istemeyecekti. Mobil devrimle birlikte herkes kendi ekranını yanında taşıyabiliyor ve istediği zaman bakabiliyordu.
Kullanıcı deneyimini bu denklemde incelediğimizde deneyimleme süremize göre bir oran kurabiliriz. Maeda, kullanıcı deneyimiyle karşılaştığımız anı teknolojiye şaşırma anı olarak tanımlıyor. Masaüstü bilgisayarlar kullanırken sabah işe gitmeden önce ve akşam eve geldiğimizde, günde iki kez şaşırıyorken mobil devrimden sonra günde 150 kez şaşırıyoruz.
Tasarımcıların kurumsal pozisyonlarda aktif rol aldığı ilk şirket ise General Motors olarak not ediliyor. Ülke genelinde otomobil satışları düşerken bundan etkilenen General Motors, döneme göre alışılmadık bir karar alarak Harley Earl’ü otomobil tasarımcısı olarak işe alıyor.
Oturumun son başlığı olan “Teknoloji İçindeki Tasarımcı Nasıl Olunur?” sorusuna verilebilecek en sade yanıtı verildi. Güzel Sanatlar, mühendislik, sosyal bilimler gibi disiplinler insana belirli vizyon kazandırırken bunun üzerine etkileşime geçilen farklı alanlar bireylerin ufkunu açacağı gibi disiplinler arasındaki pamuk ipliklerini görmeyi ve bunları sağlamlaştırmayı sağlıyor.
Mühendislik ve Güzel Sanatlar fakültelerinden çıkan bireyler çapraz eşleşmeyle kendilerini geliştirmeye devam ediyor. Hatta böylece üretim sürecindeki çeşitli aşamalar hakkında bilgi ve görüş sahibi olarak kurumsal çıtanın yukarı çıkmasını sağlıyor.
Ticaret ve işletme hakkında yetkin okulların tasarım alanındaki etkinliği de artan trendler arasında yer alıyor. Amerika Birleşik Devletleri ve küresel çapta önde gelen 10 üniversitenin 7’sinde tasarım kulübü bulunuyor. Girişimci, tasarımcı, yazılımcı yetiştiren bu okulların öğrencileri farklı disiplinlerle çalışmayı eğitim sırasında gözlemleyerek arka arkaya ünvan yazabilir hale geliyor.
Maeda, oturumu toparlarken iki örneğe başvuruyor. Eski tasarım ve teknoloji kalıplarını çamur olarak tanımlayıp hakir göreceksek yenilerini de farklı bir seviyede yaşayan bulutlar olarak görebiliriz. Birinden çok uzak bu iki katman bir araya geldiğinde ise kaliteli tasarımlar yağmurla yeşeren filizler gibi ortaya çıkar.
1982 yılında Silikon Vadisinde kurulan Sun Microsystems’ın şirket binasının önündeki logosu ve iletişim dili sadece bilgisayar ve yazılımla ilgilenen kişilerin teknolojiye vakıf olabileceğini söylüyordu. Fakat Facebook ofisinin önünde yer alan panoda ise tasarımın ve tasarımcının önemini ortaya koyuyordu. Teknoloji sadece bilgisayarla ilgilenen kişi için olmaktan çıkıp herkesin ilgi alanına giren bir endüstri haline gelmişti.
John Maeda, oturum boyunca yaptığı sunumu Slideshare üzerinde de paylaştı.
Görsel; Bigumigu