Tate, Birleşik Krallık’ta bulunan en büyük müze ve modern sanat kurumlarından birisi. 4 farklı sanat müzesiyle İngiltere’deki ve Avrupa’daki önde gelen sanat eserlerine ev sahipliği yapıyor. Bu yıl düzenlemeye başladıkları IK Prize yarışmasıyla ise sanatı dijital teknolojilerle birleştirerek ortaya çıkan sonuçları değerlendiriyor. Jüri ve ziyaretçi oylarıyla belirlenen yarışma sonuncunda 10.000 Sterlin ödül ve 60.000 Sterlin geliştirme bütçesi sağlıyor Tate.
IK Prize’da, After Dark isimli çalışma birincilik ödülünü kazanırken TateWorlds isimli çalışma dikkatleri üzerine çeken çalışmaydı. TateWorlds, Tate müzesini ve içindeki eserleri Minecraft dünyasına entegre ederek alternatif gerçeklik içerisinde müzeyi tekrar yaratıyor. Adam Clarke tarafından yapılan Tate müzesinin dijital yansıması, yarışmadan ödül alamasa da Tate tarafından desteklenerek geliştirilmeye devam ediliyor.
Minecraft, bloklardan oluşan bir dünyada bazı blokları bozup onlardan yeni bloklar yapmayı temel alan, herhangi bir görev veya senaryo akışı olmayan ve bu özelliklerinden ötürü sandbox diye tabir edilen bir video oyunu. Tek veya çok kişi oynanabilen oyun modifiye veya değişiklik yapılmaya uygun bir yapısı var. Oyuna başladığınızda elinizde, çevrenizde size yol gösterecek kimse bulunmuyor. Tamamen kendi yaşam öykünüzü yazacağınız ve kendi görevlerinizi yaratacağınız bir oyun.
Christopher Nevinson’ın The Soul of the Soulless City (1920) eserinden yola çıkarak hazırlanan Minecraft haritası.
Christopher Richard Wynne Nevinson, The Soul of the Soulless City (‘New York – an Abstraction’ 1920)
Oyun size “Ev yap. Tarla yap. Yemek yap. Alet yap.” gibi yönergelerde bulunmuyor. Çünkü bu mekanizmaları oyuncu içgüdüsel olarak gerçekleştiriyor. Kendini korumak ve hayatta kalması yapması gerekenleri oyuncuya söylemeye ihtiyaç duyulmuyor, tıpkı gerçek dünyadaki gibi. Ve Minecraft’ı diğer ana akım oyunlardan farklı kılan özelliği, oyuncuya kendi hikayesini yaratma imkanı vermesi. Bu bir dağın içine açtığı oyukta yaşayan bir karakterin de hikayesi olabilir, bir kale yaparak içinde tek başına yaşayan yalnızlık eleştirisi de olabilir. Oyuncu kendi yoluna karar çizdikçe Minecraft bir bilgisayar oyunu olduğu kadar, bir meditasyon aracına da dönüşüyor. Sadece önceki düzeni bozup değiştirerek gelişme sağlanan bir Dünya’da varoluşsal ikilemleri de görebiliyoruz.
Minecraft’ı farklı fizik mekaniklerinden ötürü yaratıcı sonuçlar için kullananlar da oldukça fazla. Bu evren içinde çalışan
hesap makinesi, 3 boyutlu yazıcı yapılıp bire bir ölçekli Danimarka haritası ve Yüzüklerin Efendisi ve The Hobbit hikayelerinin geçtiği Orta Dünya’nın haritası yeniden canlandırıldı. Bu örneklerin sayısı her geçen gün artarken birbirini tekrar etmeyen projeler geliştiriliyor. TateWorlds de bu alanda sanat ile kurduğu bağ ve değerli sanat eserleri Minecraft dünyasında canlandırdığı için önem kazanıyor.
Bu çalışmayı
TateWorlds internet sitesinde indirerek kullanabilirsiniz. Şu an kullanılabilir 2 harita yani sanat eseri bulunuyor. Pek yakında ise 4 farklı çalışmayı daha ekleyerek toplam sanat eseri sayısına 6’ya çıkarmayı amaçlıyor.
André Derain’in The Pool of London (1906) eserinden yola çıkarak hazırlanan Minecraft haritası.
André Derain, The Pool of London (1906)
Görsel; Tate (Manşet görseli düzenlenmiştir.)