Oturumun moderatörü Glamour Magazine‘nin moda editörü Amy Wicks’ti. Diğer konuşmacılar Tumblr‘ın moda işleri amiri Valentine Uhovski, BuzzFeed‘in varlığıyla sitede moda kategorisi açtırmıs editörü Amy Odell ve dünyanın en sağlam yemek yayınlarından Bon Appetit‘in sanat yönetmeni Elizabeth Spiridakis idi, bu 4’lü hem yemek hem de moda bloglarının mevcut durumunu ve geleceğini konuştular, daha ne olsun?

Moda, yemek ve sosyal medyayı birarada düşününce içerikte görsel ağırlığının önemi geliyor ilk olarak akla, bir de hangi sosyal ağları nasıl kullanmanın bu alanlar için daha iyi olacağı. Ve tabii ki markalarla işbirlikleri… Bu oturumu ele geçirenler de bunlar oldu.

Belirtmekte fayda var; BuzzFeed’den Odell, başta sitedeki lifestyle kategorisinin altındaki moda başlığı altında yazmak için ise alınmış ama işin geldiği nokta ile site moda adında ayrı bir kategori açıyor nisan ayında büyük bir partiyle.

Tumblr’dan Unovski’nin bahsettiklerine genel olarak değinmek gerekirse Tumblr’da 98 milyonun üzerinde blog var. Markaların yarattıkları bloglar kadar dünyanın dört bir yanından büyük-küçük moda bloglarının içeriği de önemli. Tumblr yalnızca internet ortamında kalmaktansa duzenli olarak gerçek hayatta etkinlikler düzenlemenin ve blog yazarlarıyla işbirlikleri yapmanın önemini vurguluyor. Unovski’ye göre Tumblr’da daha fazla takipçi elde etmenin iki yolu, güçlü içerik yaratmak ve etkileşimde kalmak.

Tumblr’da hesabı olan birçok moda markası var. Unovski’ye göre her marka her sosyal ağda var olmak zorunda değil, kritik olan kendisi için doğru platformu bulabilmesi. Unovski’nin markalara tavsiyesi rakiplerinin ne yaptığını çok fazla önemsememek ve kendi yolunu bulmak; ona yöneltilen en iyi örnekler, en iyi kullanımlar sorularını yanıtlamayı doğru bulmuyor. Tumblr’ı kullanan moda markalarından birkaçı; Ralph Lauren, Hermes, Marc Jacobs, Burberry, Calvin Klein ve Sephora.

İşbirlikleri için Tumblr mı markalara gidiyor, markalar mı Tumblr’a geliyor sorusunun yanıtı: her ikisi de!

Unovski için Tumblr’ı değerli kılan içeriğin viral olup yürümesine, popüler olmasina karar verenin Tumblr ya da markalar olmaması, toplulukların kendisinin karar vermesi ve kontrolün onlarda olması.

Bon Appetit’in sanat yönetmenine göre en çok gun ışığında yukarıdan çekilmiş, parlak, neyin ne olduğu çok belli görünen – örneğin yalnızca bir yumurtanın fotoğrafını çekmek gibi- fotoğraflar çok popüler oluyor. Bon Appetit profesyonel fotoğraf makinası kullanmıyor dijital yayınlarında, yalnızca iPhone ile çekilmiş fotoğraflar kullanıyor; bunun okuyuculara ‘orada olma ve oradan anında bildirme’ hissi verdiğine inanıyor. Instagram ve Snapfish uygulamaları ile görüntüyü modifiye ettikleri oluyor.

Bon Appetit’in kurucu ve editörünün GQ kökenli olması kendinde var olan moda ve yaşam biçimi gözünün yemek içeriklerine yansıması sonucunda yemek sanatı ortaya çıkıyor. Yemeğin nasıl göründüğüne takıntılılar, onların işi bir atmosfer yaratmak.

BuzzFeed’in moda bölümü editörüne gore New York, Paris, Milan moda haftalarına gidip orada insanların ne giydiğini fotoğraflayıp yayınlamak mesele değil, insanlar bunu önemsemiyor ve okumuyor. Eğer “Blazer ceketi doğru kullanmanın 25 yolu” formatında haberler oluşturursanız ve fotoğraflarla beslerseniz ancak, yeterince ilgi görürsünüz.

BuzzFeed editörü Odell’e göre video ile başa çıkmak çok zor. İnsanlara video izletmek zor, kulaklık takacaklar da, izleyecekler de… Yalnızca fotoğraf da diyemiyor Odell, ona göre en iyi yol BuzzFeed’in yaptığı gibi 30 fotoğraftan oluşan video gibi ilerleyen fotoğraf setleri oluşturmak.

Tumblr moda işleri amirine göre video’yu insanlara izletmekten zor profesyonel video hazırlama süreci zor ve hizmetli. Bon Appetit ise fotoğraftan ziyade video içeriğini tercih ediyor. Çünkü yemeklerle ilgili yazan bir yayın insanlara o yemeğin nasıl yapıldığını öğretmekle hükümlü, yemek işleri daha bilgi vermek uzerine. Yine de video’nun üretiminin maddi boyutu ve kaliteli görünmesini sağlamak onun için de zahmetli.

Bon Appetit’in sanat yönetmeni yemek konusunda herkesin bir fikri olduğunu söylüyor, malum herkes bir şeyler yiyip bir şeyler içer. Twitter, Facebook ve Instagram’da yorum yazanlarla etkileşime girmek çok önemli. Bon Appetit, negatif yorumların konuşmayı başka bir noktaya götürebilecek, kritik nokta yaratabilecek içerikler olduğuna inanıyor.

BuzFeed’in bir ‘yorum politikası’ var ve ırkçı yorumları elbette kaldırıyorlar. Ama moda bölümünde içeriğin genellikle kadınlarla ilgili olması ve çokça kadın vücuduna yer verilmesinden dolayı feminist ve hatta feminizm karşıtı yorumlarla karşılaştıklarında bölümün moderatörü kişiye ‘öyleyse moda bölümünü okumayın’ şeklinde e-posta gönderiyor, ilginç 🙂

Bon Appetit Vine’ın geleceği konusunda kararsız, sanat yönetmeni kişisel olarak sevse de önemli bir noktaya değiniyor. Instagram’da paylaşılmış bir yemek fotoğrafı “inanılmaz”, “hayran kaldım”, “çıldırdım” gibi yorumlar alıyor çünkü planlı bir şekilde çekiliyor, onun için filtre seçiliyor ve renkleriyle, atmosferiyle oynanabiliyor. Vine video’ları ile ise mükemmeli yakalamak mümkün değil, o an ne çektiyseniz yayınlayacağınız şey o, dönüştüremiyorsunuz. Bu anlamda ağlar içinde diğerlerinin popülaritesini uzun vadede yakalar mı emin olamıyor. Şahsi yorumum ilk başta kulağa mantıklı gelse de bunun iki yönlü olduğu, ya konser gibi bir etkinlike o an olanı çekeceksiniz ve mükemmellik derdiniz olmayacak ya da yemek bloğu için özel içerik oluşturuyorsanız mükemmeli yakalayana kadar tekrar tekrar çekeceksiniz. Salonda da 6 saniyelik yemek tarifi videolarının eğlenceli olabileceği konuşuldu.

Tumblr kalesi bu konuyu pas geçti tabii ki, ona göre en iyi platform Tumblr 🙂

BuzzFeed’den Odell, Vine çok yeni oldugu için geleceğinden emin olamıyor ama o Pinterestçi. Daha da büyüyeceğini, markaların Pinterest’teki varlığı satışa çevirme konusunda daha çok kafa yoracağını söylüyor. BuzzFeed’in Pinterest taktiği “Odanızı organize etmenin 30 yolu” şeklinde icerikler oluşturmak, ne kadar tekrar pin edildiğinin haddi hesabı yok.

Bon Appetit, Pinterest’te yemek içeriklerinden en çok içki fotoğraflarının ilgi gördüğünü bildiriyor.

Kesinlikle giyinip giyinip kendi fotoğrafını çekmek değil ya da ilginç giyinip birilerinin moda bloğunda fotoğraflarının yayınlanması moda bloglarının geleceğindeki gerçek mesele değil. Yalnızca markalarla işbirliği yapmak amacıyla yaratılmış bloglar tükenmeye mahkum. Çok fazla moda blogu var fakat doğru düzgün yazı yazabilen yok ortak yorumlardan çıkabilecek sonuca göre. Bu bir yetenek ve herkeste olamaz, geleneksel medya araçlarında yillarca iş yapmış birçok stilist ve fotoğrafçı var zamanında sağlam içerikler yaratmış, dijital çağda da gerçekten kaliteli moda yazıları da içeren moda blogları sahalarda görmek istediğimiz hareketlerden.