İnsanın algısında sevimlilik ve tuhaflık, çekicilik ve iğrençlik gibi çapraz duyguların kesiştiği bazı anlar var. Bu tarif etmesi güç algı durumu, yaratıcı işlerin estetiğine de yansıyor. Hani bazı işler vardır ya hem baktıkça içinizi tırmalar, sinir olursunuz; hem de gözünüzü bir türlü alamazsınız işte onlardan bahsediyorum! Japonya’da bu tür estetikle üretilen illüstrasyonlara son birkaç yıldır yüksek eğilim var. Hatta Hello Kitty’nin yaratıcısı Sanrio dahi dilimlenmiş et karakter Kirimichan karakteriyle bu kimo-kawaii (sevimli-iğrenç) illüstrasyon eğilimine uymuş durumda. Bu estetikle ses getiren isimlerden biri de Güney Koreli animasyon sanatçısı Jun Seo Hahm.
Bebek, güzellik ve canavar
Jun Seo Hahm’ın animasyonlarında; dört ayaklı pembe bir yunusun arka ayaklarını ayakkabı gibi giyen adamdan tutun da, çöle benzer bir evrende acınacak denli zar zor yürüyen canlılara kadar sürüsüyle acayip karakter görmeniz mümkün. Karakterler o kadar cezbedici ki, hareket halinde değilken bile görsellere uzun uzun bakmak istiyorsunuz.
Bir zamanlar reklam sektöründe çalışan Jun Seo Hahm, sektörde “bebek, güzellik ve canavar” (baby, beauty, beast) terimlerinin baş harflerinden türetilen 3B terimine vurgu yapıyor. Sektörde, bu 3B’ye sahip olan işlerin izleyicinin dikkatini kolaylıkla çekebileceğine inanılıyor. Jun Seo’nun karakterlerinde bu estetiği tercih etmesi de bu sektörel bilgiye dayanıyor. Karakterleri yaratırken, kurşun kalemle eskiz defterine çizim yaparak başlıyor. Hiçbir şekilde gerçek dünyadaki organik formları tasvir etmek gibi bir amacı olmuyor. Hepsi hayal gücünün eseri. Karakteri detaylı olarak planladıktan sonra dijital ortamda ona doku ve hareket vermeye devam ediyor.
Ters biyoloji
Eskiden bir biyolog olmak isteyen tasarımcı, karakterlerinin hareketlerini ise biyolojideki işleyişe tamamen aykırı şekilde kurguluyor. Karakterlerin gövdelerinde ıslak silikon görünümü ve bunun dışında da şişme, kaygan ya da aşırı yumuşak görünümlü dokular hakim. Jun Seo’ya göre bu dokular karakterlerin iğrenç yönünü açığa çıkarmak açısından anahtar rolde. Tasarımcı, Subsurface Scattering adı verilen bir render tekniğiyle dokular için balmumu, süt ve deri gibi materyallerin yarı saydam görünümünü elde edebiliyor. Süper gerçekçi cilt dokuları kullanmaktan uzak duruyor. Böylece gerçekliğin gölgesinde kalmaktansa hayal gücüne yer açıyor. Jun Seo, 3B baskı, kalıplama ve yumuşak robotik kullanarak çalışmalarını ekrandan gerçek hayata taşımayı planlıyor.
Jun Seo Hahm’ın çalışmalarını Instagram profili üzerinden takip edebilirsiniz.
Görsel: Jun Seo Hahm