Savaş dünyanın neresinde olursa olsun, çizginin hangi tarafında durulursa durulsun zarar veriyor. Büyük aktörlerin düzen oyunlarının bir parçası da olsa yüzyıllardır süren bir anlaşmazlık da olsa savaş, -doğru veya yanlış- inandığı şey için emirleri dinleyen insanların hayatlarını kökten değiştiriyor. Var mıdır bilmiyorum savaş sonrası travması olmadan yaşasın birileri. Şiddetin herhangi bir adımındaysanız savaşın tam ortasında, artık ondan bir parçayı hep yanınızda taşırsınız herhalde. Birçok asker savaş sonrası depresyon yaşadığı için psikologa gitmekte ve yardım almakta zaten. Hatta savaş sonrası travma yaşayan askerlerin sanal terapistle olan çalışmalarından da bahsetmiştik evvelinde. Yönetmen ve yazar Devon Manney’nin kısa filmi Cradle da bu konular özelinde, izlediğinizde hüzünleneceğiniz bir kısa film.
Animasyon tarzında yapılan Cradle, savaştan sonra yaralanmış bir şekilde evine geri dönen bir askerin hikayesini anlatıyor. Eğer böyle konular sizi hüzünlendiriyorsa yanınıza biraz peçete almanızı tavsiye ederim. Hüzünlü konusuna rağmen Cradle güzel işlenmiş, tatlı detaylara sahip ve izlerken umut duygusunu hissedebileceğiniz bir film.
Cradle güçlü bir kısa film olması sadece bu tarz iltifatlarla da sınırlı değil. Cradle diğer yaralı savaşçı temalı filmlerin dışında duygusal olarak birbiriyle bütün bir ilişki kuruyor. Birçok animasyon kısasında en önemli özellik hikayenin duygusal yükünün nasıl birbiriyle ilişkilendirildiğidir. Cradle hikaye anlatışı ve yönetmenin bakış açısıyla bir animasyondan daha çok gerçek bir film gibi duruyor. Gerçekten de hikaye çok basit bir şekilde gerçek insanların arasında geçiyor.
Basit Anlatım, Gerçeğe Yakın Karakterler
Cradle yeni hayatına adapte olmaya çalışan iyi bir insan hakkında bir hikaye. Herhangi bir giriş hikayesi yok Cradle’ın, bu yüzden kafanızı karıştıracak mesajlar ya da diyaloglar içermiyor. Yönetmen ya da yazar burada ne demiş acaba diye düşünmüyorsunuz. Mesaj kaygısı taşımıyor. Hayatın kendisinde hali hazırda karşılacağımız bir dram olabileceğinden, öncesini anlatmak ya da mesaj kaygısı taşıma herhalde filmin gerçek duygusunu öldürürdü.
Film 14 dakika sürmesine rağmen filmi bitirince yaşadığınız hissiyatın bir süre daha süreceğini söyleyebilirim size. 2014’te projeyi yazmaya başlayan Devon Manney onun için zorlu geçen 2 yıl boyunca hikayesini, karakterlerini geliştirmeye ve görünüşlerini detaylandırmaya devam etti. Ayrıca iki kolu da olmayan ampute kişilerle yaşam tarzları ve hayatı nasıl deneyimledikleri ile ilgili görüşmeler gerçekleştirmiş. Sadece animasyonun kendisi için 8 ayını alan Devon Manney her bir kareyi elde tek tek çizdi. Geniş bir ekiple de çizgi filmin renklendirmesini ve arkaplanlarının çizimini yaptı.
Devon Manney bu kadar yalın anlattığı gerçek insanların hikayelerini animasyonlaştırmaya devam ettikçe güzel kısalar yahut uzun metrajlar izleyecekmişiz gibi görünüyor.
Görsel: Devon Manney