Reklamcıların hayatı bir noktada hep gözlemle alakalı oluyor. Arkadaşını, her zaman gittiği kahvecideki yan masasına oturan çifti, yolda sürekli gözüne çarpan yaşlı amcayı hep izliyor reklamcı. Bilinçli ya da bilinçsiz bu onun hayatının bir parçası oluyor. Kimileri meslek hastalığı der kimileri merak buna. Sahadaki gözlem yeteneğiyle masa başındaki yaratıcılık birleşince de markaların istediği şey oluyor zaten: güzel iş. Bazı reklamcılar sadece reklamla yetinmiyor. Reklamcıların kariyer planlarını değiştirerek yeni sektörlerdeki yolculuklarını eski reklamcı serimizde de inceliyoruz. Şimdi de yeni bir seriyle karşınızdayız: Reklamcı mı Influencer mi? Biz ikisini de yapma demiyoruz ama reklamcılara hangisini hobi olarak yaptıklarını soruyoruz. Daha öncesinde bu sorunun cevabını Kutsal Bayraktar, Erhan Çırak, Şakir Yıldırım, Ezgi Hindistan, Ata Sözütok, Gökhan Yücel, Onur Kutluer ve Deniz Agah gibi isimlerle konuşmuştuk. Şimdi sıra Taylan Özmutlu’da.
Taylan Özmutlu sektörün şaka yapmayı seven kişiliklerinden. Taylan eğlenceli fikirlerini sadece sektörde değil sosyal platformlarda da göstermekten çekinmiyor. Twitter’da 24,5 bin takipçi sayısı var. Taylan’la internette ünlü olmak ve reklamcı olmak arasındaki farklar ve benzerlikler üzerine yaptığımız sohbetimize lafı fazla uzatmadan geçelim en iyisi.
Hobicilerde Şimdiki Durak: Taylan Özmutlu
Hangi markalarla çalıştın ve bu markalara hiç çalışmadığın ya da çalıştığın dönemde kendi hesabından bir paylaşım yaptın mı?
Aslında şu an çalıştığım Rhino Runner dışında çalıştığım büyük çaplı bir ajans olmadı. Memleketimde benden yaşça büyük birkaç arkadaşımın butik bir ajansı vardı onların yanında bir sene çalıştım, daha sonra şu an çalıştığım iş yerimde çalışmaya başladım. Bu süre zarfında irili ufaklı 20-25 markayla çalışma fırsatım oldu.
Troll dahi olsa internette takipçi sayısı yüksek hesapların, markalara artısı ya da etkisi reklamlara göre nasıl oluyor?
Olumlu veya olumsuz olabilir yani değişiyor desem daha doğru olur çünkü zaten markanın stratejisi ve hedef kitlesine göre bir skala var. Bu skaladaki hesapların daha önce neler söylediğinden tutun siyasi duruşu bile etkileyebiliyor, ince eleyip sık dokumak lazım derim.
Hiç senin de geliştirdiğin bir projede influencer kullanıldı mı?
Evet kullanıldı. Eğer markanın hedef kitlesine uyuyorsa ve bütçe de varsa kullanılması taraftarıyım.
Bir markaya reklamcı olmayı mı yoksa influencer olarak paylaşım yapmayı mı tercih edersin?
Bu soru biraz düşündürdü beni çünkü ikisinin de keyfi ayrı. Şimdi bir şeyler üretmek, daha sonrasında ortaya güzel bir şeyler çıkması harika bir duygu yani bunu tartışamam bile. Bunun yanında markaların seninle iş birlik yapmak istemesi karşılığında senin onlardan ücret talep etmen duygusu da çok güzel. Ama birinden birini seçmem gerekirse markaya reklamcı olmak derim.
Türkiye’de takipçi sayısı yüksek bir reklamcıdan ajans tarafında beklentiler ne oluyor ya da beklenti olmuyorsa bu iyi bir şey mi?
Beklenti olduğunu düşünmüyorum, influencer bütçesi vardır mesela senin fikrini sorarlar. “Sence bu influencer nasıl” falan gibi veya planlama kısmında konuya dahil ederler. Arkadaşlarının yaptığı işler olur. yayılması için rica eder, öyle yani, ben genelde rica eden arkadaşım olduğunda ölü taklidi yaparım ama.
vaay kanky demek canli muzik olan bir yere gidip sarkiya eslik ederken story cektin heee valla ne manyak sesin varmis senin be harcaniyosun kesin album falan yap sen yok satar
— TAKO (@ozmutlutaylan) July 13, 2018
Hangisi daha kolay internette takipçi yükseltmek mi yoksa reklam izletmek mi?
Ben reklam izletmek daha zor derim. Takipçi arttırmak nedir ki? İnsanlar sadece bir tane video ile binlerce takipçiye ulaşabiliyor.
Şaka yapmayan fenomen olmak zor. Ama markalar için de şaka yapmak kolay değil. Fenomen olarak bu konudaki görüşlerin ne?
Şakan yoksa bir şeyler ortaya koyman yani insanların seni takip etmesinin bir nedeni olması lazım. Markalar için de aynı şeyi söyleyebilirim. Mecralara göre farklı iletişim uygulanmalı, yani Twitter’da yaptığın bir şaka veya içerik Instagram’da hiç anlaşılmayabilir. Fakat şakayı destekliyoruz, artık insanlar iletişimin samimi olanını seviyorlar. Benim için şaka yapan proaktif marka bir adım öndedir.
Takipçi yükseldikçe kendine koyduğun sansürler oluyor mu? Otosansür mekanizman varsa nedir?
Keşke olmasa ama oluyor. Bir şey yazmadan önce tekrar tekrar düşünüyorum. Hatta bazen başıma iş almamak için yazdığım şeyi siliyorum. Fakat “benim mekanizmam şudur” diyeceğim bir şey yok olmasını isterdim.
Taylan Özmutlu’dan Küçük Bir Seçki
LAN KİME BÖYLE DALIP GİTMELERİN pic.twitter.com/f6HTNXU0hX
— TAKO (@ozmutlutaylan) June 25, 2018
dolaptaki pantolon sayisi: 13
kullanilan pantolon sayisi: 1— TAKO (@ozmutlutaylan) July 4, 2018
denizden geldikten sonra dus alip temiz nevresim takimi serilmis yatakta uyumak kadar guzel bir sey yok ya
— TAKO (@ozmutlutaylan) July 1, 2018
bu ışıltılı hayatı ben seçmedim pic.twitter.com/XQdqzfeOTs
— TAKO (@ozmutlutaylan) June 21, 2018
onedio zeka testi
+ acıkırsan ne yaparsın
– yemek yerim+ uykun gelirse ne yaparsın
– uyurumonedio: GERÇEK BİR ZEKA PIRILTISISIN SENİN ZEKANI GÖRMEMEK İÇİN KÖR OLMAK GEREKİR ÜF NE BİÇİM ZEKA BEE VAY ANAM VAYY
— TAKO (@ozmutlutaylan) April 28, 2018
senin onu çok sevmen ama onun she marka deodorant kullanması
— TAKO (@ozmutlutaylan) June 16, 2018
neee instagrama fotoğraf mı atmış pic.twitter.com/M1L6R1i6lR
— TAKO (@ozmutlutaylan) June 9, 2018
Taylan’ı Linkedin ve Twitter’dan takip edebilirsiniz.
Görsel: Taylan Özmutlu