21.yüzyılda yaşıyor olmamıza ve yapılan onca farkındalık kampanyasına rağmen regl konusu hâlâ dünya genelinde bir tabu. Bu tabu tamamen yıkılmadığı takdirde, kadınların sosyal yaşamda ve iş yaşamında yaşadığı dezavantajlar da devam edecek. Bu nedenle bu konunun üzerine gitmekte fayda var. Zomato’nun çalışanlarına regl izni vermesi ve Pantone’un çok tartışılan regl kırmızısı son dönemin en çok konuşulanları arasındaydı. Apple ise bu tabu yıkma mücadelesine, Apple Kadın Sağlığı Araştırması ile katkıda bulunuyor.
Regl semptomlarının hafife alındığı bir dünyada kadınlar neler yaşıyor?
Apple Kadın Sağlığı Araştırması hem geniş çaplı hem de uzun vadeli bir araştırma olması yönüyle önem taşıyor. Araştırmada kullanılan araç, Apple’ın Research uygulaması. İlk etapta 10.000 kadından toplanan verilerin sonucunda bir kez daha görüyoruz ki regl döneminde yaşananlar hafife alınamayacak ve görmezden gelinemeyecek kadar gerçek.
Harvard T.H. Chan School of Public Health bünyesinde yürütülen araştırmaya, Research uygulaması üzerinden çeşitli yaş ve ırklardaki Amerikalı kadınlar katılıyor. Araştırma aynı zamanda böyle büyük ölçekli ve uzun vadeli menstrüasyon araştırmalarının kadın sağlığıyla ilgili bilimsel gelişmeleri nasıl kolaylaştıracağını da ortaya koyuyor. Applle, menstrüel döngünün kadın sağlığı hakkında önemli bulgular sunmasına rağmen üzerine çok az araştırma yapılan bir konu olduğunun da altını çiziyor. Bugüne kadar yapılan araştırmalar genellikle küçük ölçekli çalışmalarla sınırlı kalmış ve nüfusun büyük kısmını temsil etmiyor. Apple somut bilimsel veriler olmadan, kadınların menstrüel semptomlarının tarih boyunca görmezden gelindiğini ya da aşırı tepki veya aşırı hassasiyet olarak adlandırılarak hafife alındığını da vurguluyor.
Görmezden gelinen semptomların bilimsel verilerle ortaya konulması cinsiyet eşitliği açısından önemli
Araştırma devam ediyor. Apple ABD’deki kadınları iPhone’larını ve varsa Apple Watch’larını kullanarak bu araştırmaya katılmaya davet ediyor. Katılımcılar araştırmayla paylaşacakları veri türlerini kontrol edebiliyor ve bu verilerin araştırmada hangi amaçlarla kullanılacağını şeffaf bir biçimde görebiliyor. Araştırmaya kaydolup demografi anketine yanıt veren ilk 10.000 katılımcıdan elde edilen verilere ilişkin ön analizi, kadınların geniş bir yelpazeye yayılan menstrüel semptomlara ilişkin deneyimlerini doğruluyor. Bu deneyimler arasında yaygın olarak bilinmeyen veya tartışılmayan bazı semptomlar da yer alıyor. Araştırmada en sık izlenen semptomlar karın krampları, şişkinlik ve yorgunluk. Bunların üçü de semptomlarını kaydeden katılımcıların yüzde 60’ından fazlası tarafından deneyimlendi. Semptomlarını kaydeden katılımcıların yarısından fazlası akne ve baş ağrısı yaşadıklarını bildirdi. İshal ve uyku değişiklikleri gibi yaygın olarak kabul görmeyen semptomlarsa katılımcıların yüzde 37’si tarafından kaydedildi. İlk analizler, bu semptom trendlerinin yaş, ırk ve coğrafi konum dahil çok farklı demografilerde geçerli olduğunu ortaya koyuyor. Örneğin, Siyahi, Hispanik ve beyaz katılımcıların tamamında en yaygın olarak bildirilen semptomlar karın krampları, şişkinlik ve yorgunluk oldu.
Apple Kadın Sağlığı Araştırması menstrüel döngülerin ve polikistik over sendromu, kısırlık ve menapoz gibi çeşitli sağlık durumlarıyla bağlantılarının daha iyi anlaşılmasını hedefliyor. Semptomların somut şekilde kabul görmesi, sağlık hizmetlerine ve menstrüasyon ürünlerine herkesin erişimi açısından önemli. Ayrıca cinsiyet eşitliğinin daha fazla olduğu bir geleceğe ulaşmamıza da katkı sağlayacak. Bulgular, regl semptomlarını doğrulamaya ve bunların küçük görülmesini engellemeye bir adım daha yaklaşmamızı sağlıyor.
Görsel: Apple Kadın Sağlığı Araştırması