Deutsche Telekom kreatif ajans adam&eveBERLIN iş birliğiyle hazırladığı Kafkaesk kampanyasında, dijital dünyadaki verilerin kötüye kullanımı ve yapay zekânın gelişimi ile birlikte ebeveynlerin karşı karşıya kaldığı artan risklere dikkat çekiyor. #ShareWithCare adlı kampanyada yapay zekâ ve deep fake teknolojilerinden yararlanan yaratıcı ekip, 9 yaşındaki bir çocuğun görüntülerini manipüle ederek kimlik istismarının yaratacağı tehlikeleri gözler önüne seriyor.
Our new campaign with @deutschetelekom, Without Consent, by adam&eveBERLIN, raises awareness about parents unknowingly sharing photos of their children online and advocates for the responsible handling of data on social.
👇@BrittaneyKiefer and #UlrichKlenke CMO @deutschetelekom https://t.co/cVSjR0lvou
— adam&eveDDB (@aandeddb) July 13, 2023
9 yaşındaki Ella, sosyal medya çağında doğan çocuklardan biri yalnızca biri ancak kampanyada bir nesli temsil ediyor. Yaşıtlarına benzer şekilde Ella’nın ailesi de onun hakkında sosyal medyada sık sık paylaşımlarda bulunuyor. Doğum günleri, tatiller, oyunlar ya da eğlenceli anlar… Keyifli anları diğer insanlarla da paylaşmak için sosyal medyaya konulan bu masum görüntülerin nelere yol açabileceğinin ise ne Ella ne de ailesi farkında.
Ebeveynlerin sosyal medyada çocuklarıyla ilgili özellikle fotoğraf ve bilgi paylaşmasına Sharenting deniyor. İngilizce share ve parenting sözcüklerinin birleşiminden oluşan bu kavram, uzmanlara göre hem çocuk hakkı ihlali hem de ceza gerektiren bir suç. Bu konuda dünyanın pek çok yerinde farkındalık kampanyalarıyla aileler uyarılara bilinçlendirilmeye çalışılıyor.
Deutsche Telekom’un “A Message from Ella” ile başlayan kampanya spotunda deep fake teknolojisi yardımıyla yetişkin bir genç kıza dönüştürülen Ella, bir sinema perdesinden seslendiği ebeveynlerine sosyal medyada kendi rızası olmadan paylaşılan görüntülerin yapay zekâ tarafından gerçekleştirilen kimlik hırsızlığının bir parçası olabileceğini; bu nedenle işlemediği bir suç nedeniyle cezalandırılabileceğini; kötü niyetli insanlar tarafından görüntülerin kullanılabileceğini ve geleceğinin mahvolabileceğini anlatıyor.
Şirketin Kafkaesk kampanyasının izleyenleri dehşete düşüren spotu, sosyal medyada viral olarak toplamda 5,5 milyondan fazla görüntüleme aldı. Sharenting’in kimlik hırsızlığını teşvik ettiğini belirten Deutsche Telekom, bir çocuk da dahil olmak üzere herkesin dijital kimliği hakkında kendi kararlarını verme hakkı olduğunu savunuyor.
Öte yandan uzmanlar 2030 yılına kadar tüm kimlik hırsızlığı vakalarının üçte ikisinin sosyal medyada yapılan paylaşımlar kullanılarak gerçekleştirileceğini belirtiyorlar. Bunun yanı sıra bir çocuğun 5 yaşına gelene kadar ebeveynleri tarafından çevrim içi ortamda ortalama bin 500 fotoğrafının paylaşıldığı tahmin ediliyor.
Diğer bir ifadeyle Çocuklarının görüntülerini internette paylaşan ebeveynler, onları istemeden veri hırsızları tarafından profil çıkarmaya, bilgisayar korsanlığına, yüz tanımaya, pedofiliye, mahremiyet ve güvenlik ihlalleri gibi tehditlere maruz bırakma riski ile karşı karşıyalar.
Tüm bu içeriklerin ağ üzerinde korumasız bir şekilde dolaştığını belirten Deutsche Telekom yetkilileri, kampanyanın yanı sıra dijital okuryazarlığı artırmayı amaçlayan çalışmalarıyla bu konuda kamuoyunda bir farkındalık oluşturmaya çalışıyor. Teachtoday girişimi ile iş birliği yapan şirket, Almanya’da dijital okuryazarlığın artırılarak dijital güvenlik becerilerinin geliştirilmesine odaklanan bir sertifika programı hayata geçirdi. Her yaştan kullanıcının katılımına açık olan programda, katılımcılar pratik günlük ipuçlarının yer aldığı bir rehber ve çeşitli materyallerle destekleniyor.
Görseller: Twitter, Youtube