Aşk bazı insanların hayatına girdiğinde onları tepetaklak edebiliyor. Birçok insan aşık olduğunda bir eli ayağına dolanma durumu yaşıyor aslında. Onu görünce ne yapacağını şaşırmak, ansızın abartılı gülmek ya da hareketleri kontrol edememek. Bu eylemler çeşitlendirilebilir. Herkesin aşkı kendine sonuçta. Alicja Jasina’nın Once Upon a Line isimli animasyon kısası da bizleri aşkın çizgisel boyutunda misafir ediyor ve çizgilerin karışıp nasıl düğüm olduğunu gösteriyor.
Minimal Bir Aşkın Hikayesi
Once Upon a Line, 2016 yapımı 7 dakikalık bir kısa animasyon ve o seneki Student Academy Award’ın kısa listesine kalan işlerden. Günlük rutinin içerisinde boğulmuş bir adamın hayatına aşk girmesiyle siyah beyaz hayatının nasıl renklere kapı araladığını gösteriyor.University of Southern California, bu keşif hikayesinde eğlenceli çizgi tabana sahip bir estetik kullanmış. Anlatılan hikaye aslında klasik. Adam kadınla tanışır, birbirlerine aşık olurlar ve her şey bir anda değişir. Yani hikayenin kırılmak noktasından sonraki kaçış evresi de gayet beklenebilir öykü fakat kullanılan çizgisel metod kendini 7 dakika boyunca izletmekten kaçınmıyor.
Jasina’nın minimal bir şekilde gösterdiği dünya yaşadığımız hayatı da hoş bir şekilde sadeleştiriyor. Hepimizin kendi yolunun kendi çizgisi olduğunu düşünürsek basit ve işler bir mantığı var Jasina’nın. Gündelik hayatta bizim enerjimizin ve hayatımızın aktığı şekilde ilerliyor animasyon. Animasyon kısası bir yandan da 1968 yapımı yine aynı adlı kısa animasyona da benziyor. 1968 yapımı daha genel bir hayat üzerineyken, buradaki çizgiler aşk üzerine.
Sürekli soldan sağa seyahat eden çizgi, kahramanı evden işe götürüyor, yolda yürütüyor, iş yaptırıyor, ve yatırıyor. Gün bitiyor ve çizgiyle gün yeniden devam ediyor. Ta ki pembe çizgili esas kadın gelene kadar. Oradan sonra işler bazen düğüm oluyor. Adeta iki çizgi kulaklık gibi birbirine dolanıyor. Bir anda çizgiler siyah-beyaz ve köşeliden renkli ve yuvarlak hatlara sahip bir şekle bürünüyor. Ve tabii ki de karakterler aşık oldukça çizgi hızlanıyor, yani karakterlerin arasındaki duygudurum değişikliklerine göre hızı değişiyor hikayenin.
Once Upon a Line, izleyicileri süre boyunca aşkın ilk günlerine geri götürüyor. İnsana izlerken kendi ilk görüşte aşklarını hatırlatan animasyon bu konuda yeterince güçlü.
Görsel: Vimeo