Hikaye anlatıcılığı teknoloji tarafından yeniden şekillendiriliyor fakat maddi olarak daha erişilebilir ve ucuz olana kadar tüketici pazarına inecek gibi görünmüyor. Ben demiyorum bunu, “sanal gerçekliğin vaftiz annesi” diye bilinen Nonny de la Peña diyor. SXSW 2018’de konuşan ödüllü gazeteci üç boyutlu haberciliğin hikaye anlatıcılığını yeni çağa geçiren zili çaldığına inanıyor.
Emblematic’in kurucusu Nonny de la Peña SXSW’te şu anki dünyayı şekillendiren büyük sorunlardan ve bunların içinde kalan insanlardan bahsetti. Ve bu insanları olayların tam içine yerleştirmenin gücü ve etkisini anlattı. Gazeteci sunumunda Suriye’deki polis vahşeti ve savaş sıkıntıları yaşayan kişilerle yüz yüze gelmemizi sağlayan sanal gerçeklik (VR), 360 derece film yapımı ve volumetrik sanat gerçeklik (volumetric VR) teknolojilerini gösterdi.
Erişim Hızlandıkça Yeni Çağın Hikayeleri Herkese Ulaşacak
Volumetrik sanal gerçeklik konusunda da gazeteci; büyük ölçekte çekilen fotoğrafların birbirine dikilmesiyle 3B deneyim yaratmanın sadece akıllı telefon ve yazılımla yapılmasının bile ucuz ve kolay olduğunu söyledi. Gazetecinin şirketi Emblematic Group, bu amaçla REACH adında bir platform yayınlıyor. Platform, sanal gerçekliğin basit bir tarayıcı üzerinden akmasına izin verecek. Ayrıca platformun gelecekte 5G hızında ağlarla daha yaygın hale geleceğini düşündüğünü de söyledi.
Sanal gerçekliğin vaftiz annesi, ağ sağlayıcılarımız 5G bağlantı hızına eriştiğinde sanal gerçeklik hikayesi tüketiminin kitle pazarına ulaşacağına inanıyor. Birçok yayıncının şu anda sanal gerçeklikle deneme yaptığını ancak maliyetin hala temel bir sorun olmaya devam ettiğini dile getiriyor.
Nonny, dünyayı düz bir şekilde değil hacimli bir şekilde algıladığımızdan ve deneyimlediğimizden bahsediyor konuşmasında. Radyo gibi geleneksel mecraların bitmeyeceğini aksine podcast yayınlarıyla daha da güçlendiğini söylüyor ve ekliyor, “fakat yeni dünya, içerik yaratıcılarının gelip özel bir şeyler yapmasını bekliyor”.
Gazeteci konuşmasında ayrıca bazı örnek vakalar gösterdi ve anlattı. Sanal gerçekliğin insanların hayatına nasıl pozitif etkileri olabileceğini gösterdi. Yanık kurbanı olan bir grup insanın sanal gerçeklik deneyimiyle bir günlerini penguen olarak geçirdiklerini anlattı. Bu günün sonunda kurbanların acılarının morfin tüketim sıklığına oranla daha az olduğu ölçülmüş. Ayrıca şirketinin yaptığı Kiya ve Project Syria projelerinden de bahsetti.
Gazeteciliğin Eski Kuralları Hala Geçerli
Gazeteciliğin sanal gerçekliğe doğru evrilmesinin, gerçekçi fotoğrafların bile manipüle edilebildiği bir dönemde güvensizlik sorunlarına yol açıp açmadığı konusunu da dile getirdi. Nonny de la Peña, eskiden beri süregelen aynı gazetecilik ilkelerinin yeni gazetecilik biçimlerine de uygulanabildiğini söyledi. Kontrol etme, doğruluk ve eğitim konularının hala gazetecilikte önemli ve hayati olduğunu vurguladı.
Yeni teknolojilerle birlikte gelişen sahte habercilik döneminden bahsederken dudak senkronizasyonu gibi tekniklerin ses kayıtlarının nasıl gerçekçi videolara dönüştüğünü anlattı. Gazeteci, MIT raporundan örnek vererek, Twitter’da 2006’dan 2017’ye kadar 3 milyon kişi arasında 126 bin dedikodunun yayıldığını söyledi. Bu da demek oluyor ki sahte haberler gerçek haberlerden daha fazla insana ulaşabiliyor.
Sanal gerçekliğin silah kontrolü konusuyla ilişkisi hakkındaki bir soruyu da yanıtlayan Nonny, katılımcılara bir hikaye anlattı. Çocuklarının eğitim gördüğü okulun kampüsü silah resmi içeren bir tweet yüzünden kapatılmış. Bu konunun onun da düşündüğü bir konu olduğunu bile getirdi gazeteci. Birçok olayı örneklendiren gazeteci olayların bu şekilde, bu kadar vahşi olmasına gerektiğine inanmıyor. Gazetecilerin, hikaye anlatıcılarının nezaket kurallarını yeniden geçerli kılabileceğini söylüyor ve “buna karşı durmak zorundayız” diyor.
Konuşmanın tamamını aşağıdan izleyebilirsiniz.
Görsel: Facebook