Brooklyn’li fotoğrafçı ve tasarımcı Anton Repponen, New York’ta yer alan ünlü mimari eserleri, ait oldukları fiziksel çevreden kopararak, bambaşka kırsal alanlar üzerinde konumlandırıyor. Şehirle tüm bağları koparılan bu yapılar, dağ başı, çöl ya da kayaların arasında adeta yeni baştan inşa ediliyor.
Chrysler Binası, William Van Alen
Chrysler, Guggenheim Müzesi, Birleşmiş Milletler gibi New York şehrinin simgeleri durumundaki bu mimari eserleri, bağlamından tamamen uzaklaşmış olarak yeniden farketmek salt mimarlık ile karşılaşmak adına şaşırtıcı bir deneyim.
Met Breuer Binası, Marcel Breuer, Richard Gluckman, Hamilton P. Smith,Michael Irving
Guggenheim Müzesi, Frenk Lloyd Wright
Birleşmiş Milletler, Le Corbusier
Metropolitan Opera Binası, Harrison &Abramovitz Architects
IAC Binası, Frank Gehry
New Museum, SANAA
Standard Hotel, Ennead Architects
Beekman Tower, Frank Gehry
Whitney Museum of American Art, Renzo Piano
Görsel: Anton Repponen