Bir kafede tek başına oturup bir şeyler içmek, akşam yemeği yemek filan ilk bakışta cool görünebilir. Ya da görünmüyordur da yalnızlar kendilerini böyle kandırıyorlardır, bilemedim. Ama yalnız gezmekten hoşlanmayanların ezici bir çoğunlukta olduğu kesin. Japonya’da Moomin adlı bir kafe, tek başına takılmak zorunda kalan müşterilerine birer arkadaş tahsis ediyor. Böyle söyleyince tabii kafenin aslında kafe kılığına girmiş bir randevuevi olduğu sonucu çıkabilir. Öyle değil. Söz konusu arkadaş, hipopotam benzeri bir masal karakteri. Böyle söyleyince de pek olmadı sanki. Demekki fotoğraf olmasa ben bu konuyu hiç anlatamayacakmışım. Neyse, fotoğraflardaki gibi karşınızda oyuncak bir hipopotam oturtuyor kafe. İlginç bir konsept. İnsanın sinirleri bozulur, ‘ne yapıyorum ben’ demekten yemek yiyemez. Ama hiç yoktan iyidir. Hem ağzı var dili yok. Kafa şişirmez, eski sevgilisinden bahsetmez, maç geyiğine sarmaz.
Ama “hipopotamın içtiği 50 lira” gibi bir durumun olmadığını umuyorum. Bu son geyiği, iyi aile çocuğu okurlar muhtemelen ömür boyu anlayamayacaktır. (Anahtar kelimeler: Pavyon, konsomasyon, efsane hesap)
Bu içerikle birlikte akla takılan sorular: Nasıl bir insan hipopotamdan masal karakteri yaratabilir? ‘Randevuevi’ tanımını ilk kullanan insanın hayalgücünün sınırları var mıdır?
Kaynak: http://en.rocketnews24.com/2014/04/19/with-the-stu…
Kapak resmi: http://catastrophicfindings.wordpress.com/2014/03/…