Bireysel kimliği çok çeşitli sembollerle dışa vurmak mümkün. Film, kitap, müzik gibi hangi kültür ürünlerini tükettiğinizden tutun da yiyecekler, giyecekler, mekanlar, makyaj stili, aksesuarlar, dövmeler ya da kim olduğunuzu anlatan diğer pek çok şey kimliğinizin dış dünyaya bir iz düşümü. Sosyal medya platformları da aslında bu tür göstergelerle dolup taşan alanlar. Bir noktadan sonra dış dünyadan onay alma maratonuna dönüşen paylaşımlar, yoğun eleştiriye de maruz kalabiliyor. Aslında kapağını bile açmadığı bir kitabın fotoğrafını çekip koyanlar, neredeyse sırf selfie paylaşımı için gezenler, her yediğinin fotoğrafını paylaşanlar bir noktadan sonra kendimize, kimliğimize ve yaşadığımız ana dahi yabancılaşabilen varlıklar olduğumuzu ortaya koyuyor. Fotoğrafçı Edu Monteiro; kum, oyuncaklar, yapraklar, bağırsaklar veya gerçek bir ahtapotu maske olarak kullandığı göz tırmalayan otoportreleriyle bu konuda sarsıcı bir eleştiri yöneltmişti. Fotoğraf ve video sanatçısı Oliver KMIA da Instagram’daki klişe fotoğrafları ortaya koyan Instravel çalışmasıyla bu konuda sağlam bir tespit yapmıştı. Kanadalı fotoğrafçı Libby Oliver ise konuya gardırop çerçevesinden yaklaşıyor ve “Soft Shells” isimli fotoğraf serisiyle giysiler ve kimlik arasındaki bağları ele alıyor.
Giysiler hem koruyucu bir kabuk hem de insanı ele veren bir ayna
Libby Oliver, Soft Shells projesinde giysilerimizin kimliğimizi ve arzularımızı ortaya koymaktaki gücünü inceliyor. Oliver’a göre giysiler ve aksesuarlar aynı zamanda güvensizlikleri dış dünyadan gizlemek için de birer kalkan. Bu kalkanı ya da kabuğu çamaşır yığınları şeklinde görünür kılıyor. Dağınık bluz, eşarp ve pantolon yığınlarının arasından görünen bir göz ya da kol izleyiciye kabukların içlerinde birer insan olduğuna dair işaret veriyor. Oliver, bir bireyin kendi kurguladığı estetik anlayışını dışarıdan manipüle ederek bu müdahale nedeniyle oluşan estetik gerilimi yakalamayı amaçlamış. Proje, insanın kurguladığı görsel temsilin savunmasızlığına, yarattığı güvene, gücüne ve bu temsil üzerindeki kontrol ilişkilerine değiniyor.
Oliver’ın fotoğrafları hem renkli, hem de insanın kimliğine dair kırılgan bir şeyleri ortaya koyuyor. Fotoğraflar; kabuğun ya da maskenin ardına gizlenmek, bir mumya gibi hareketsiz ve sabit kalmak, eli kolu bağlı kalmak, sınırlanmak, kundaktaki bir bebek gibi savunmasız olmak, korkular, dış dünyaya karşı geliştirilen savunma mekanizmaları ve giysilerle dış dünyadan onay alma mücadelesi gibi farklı çağrışımlar yapıyor.
Sanatçının çalışmalarını Instagram profili üzerinden takip edebilirsiniz.
Görsel: Libby Oliver
Manşet görseli düzenlenmiştir.