Yaratıcı bünyeler için günlük besin kaynağı
Kolektifli Komşularımız: Sinemia

Kolektifli Komşularımız: Sinemia

Kolektif House'daki komşularımızı tanıyoruz.

Bildiğiniz gibi biz de bir süredir hazır ofisi anlayışının Türkiye’deki en yeni temsilcilerinden Kolektif House’dayız. Farklı disiplinlerde üretim yapan Kolektifli komşularımızı tanıdığımız serimizin yeni bölümünde, kullanıcılarına sınırsız sinema bileti sağlayan ayrıca mobil uygulaması ve içerik üretimi ile sosyal bir sinema platformu olan özel sinema kulübü Sinemia ve kurucusu Rıfat Oğuz ile birlikteyiz.


Kuruluş hikayenizi anlatır mısın? Emekleme döneminde yaşadığınız zorluklar nelerdi?

Rıfat: Sinema, salona girdiğiniz anda hayata dair her şeye dur dediğiniz büyülü bir yer. Bu beni her zaman cezbetmiştir. Fakat sinemaya gittiğimde, belli başlı filmler ve seanslar dışında salonlardaki koltukların boş kaldığını gözlemliyordum. Ben de bu boş koltukları doldurmak için bir sistem üzerine düşünmeye başladım. Böylece tüm sinemalarda geçerli bir üyelik modeli yaratmak fikri ortaya çıktı. Sinemia sıra dışı bir iş modeli. Hala insanları şaşırtan bir yönü var. Yola ilk çıktığımızda bunun bir iş modeli olarak kanıtlanması gerekiyordu. Buradaki kastım finansal model.

Bu noktada Sinemia heyecan verici bir girişim olduğu kadar başta kendi risklerini de içinde barındıran bir girişimdi diyebilirim.

Bugün geldiğiniz noktaya ulaşırken geçtiğiniz en önemli aşamalar, atladığınız temel basamaklar nelerdi?

Rıfat: Üç kırılma noktasından bahsedebiliriz. Fikrin ortaya çıkmasından sonra teknik olarak işin nasıl geliştirileceği. Yani üyelik sisteminin nasıl hayata geçirileceği. Hangi teknolojilerin kullanılacağı ya da geliştirileceği. Örneğin tüm sinema salonlarına gidip tek tek sistemlerine entegre olmak bir yöntem olabilirdi. Beacon teknolojisini kullanmak başka bir yöntem olabilirdi. Biz burada kendi geliştirdiğimiz konum bazlı teknolojilerle banka kartı altyapısını birleştiren bir teknolojiyi tercih ettik. Böylece Avrupa’da bu teknolojiyi ilk kullanan şirket olduk. Ardından da iOS, Andorid ve WindowsPhone gibi farklı platformalar için bu teknolojiyi geliştirmeye başladık.

Bundan sonra tabi ki yukarıda da bahsettiğim finansal modelin kendini kanıtlaması ikinci bir aşamadır ki işin var olmasını sağlayan en önemli nokta bu. Üçüncüsü de yurtdışına açılma oldu. Şubat ayında İngiltere’ye yaptığımız açılımın ardından ki, İngiltere Avrupa’daki en büyük sinema pazarlarından birisi, finansal modelimizin orada da çalıştığını ve hizmetimizin talep edildiğini görmek ilk büyük işimiz diyebiliriz.

Sinemia’nın Türkiye’den çıkan bir milyar dolarlık girişim olacağına, küresel anlamda sinema tüketimini iyileştireceğine, kolaylaştıracağına, yeni yollar yaratacağına inanıyoruz. Bu anlamda Türkiye’deki büyüme ile birlikte ilk yurt dışı denememizin olumlu sonuç vermesi bizim için en önemli başarılardan biri.

Kolektifi ilk nereden duydunuz?

Rıfat: İlk nereden duyduğumu hatırlamıyorum ama ilk ziyaretim Borsa İstanbul Özel Pazar toplantısı ile oldu. Bugün bile o toplantıda tanıştığım kişilerle iletişim halindeyim. Bunun gibi tanışmaların, destek olmanın yeri olarak görüyorum Kolektif’i Silikon Vadisi’nde çalıştığım dönemde vadideki girişimci ekosistemindeki yardımlaşmayı birlikte büyümeyi Kollektif’te çok net görebiliyorum. Ekosistem içindeki pek çok oyuncu ile bir arada olduğumuz ve birbirimize değer kattığımız, girişimci olarak kendimizi ait hissettiğimiz bir alan.

Ne zamandır Kolektiflisiniz?

Rıfat: Biz Kolektif’teki en yeni yüz olabiliriz. Bayram öncesi taşındık yani Kolektif’te ilk ayımız. Ama tüm ekip hızla alıştık Kolektif’e…

Sinemia’nın gelişiminde ve şu anki çalışma dinamiklerinde Kolektif’in yeni ve yaratıcı ofis anlayışının size ne gibi faydaları oldu?

Rıfat: Buranın sağladığı en büyük avantaj girişimlere çok canlı bir iletişim alanı sağlaması bence. Elbette pek çok girişimle dışarıdaki aktivitelerde, konferanslarda bir araya geliyoruz ama burada herkesin birlikte çalıştığı bir ortam var. Büyük bir bilgi alışverişi var. Girişimlerin konvansiyonel şirketlerden ayrılan en önemli yönlerinden biri de bilgi alış verişi bence. Çoğu girişim henüz keşfedilmemiş topraklarda çalışıyor, yeni teknolojiler, bunların iş modeline dönüştürülmesi, bu herkesteki ortak heyecan. Bu ortak heyecan da bu girişimler arasında konvansiyonel şirketlerde olana göre çok daha fazla bilgi alışverişi yapılmasını sağlıyor. Kolektif de bunun gelişebileceği fiziksel ve psikolojik zemini yaratıyor ve destekliyor.

Sinemia’nın bu yıl içinde hedefleri neler?

Rıfat: Bu yıl Sinemia’nın 2. yaşını kutlayacağız. İlk gün çıktığımız nokta ile bugün ilerlediğimiz vizyon aynı. Sinemia bir sinema kulübü, sinemaya erişimi kolaylaştıran, iyileştiren bir platform. Bu yüzden Premium üyeliğimizden yani sınırsız sinema bileti modelinden sonra 30 kişilik bir editör ekibinin yaptığı içerik üretimi ile bulunduğumuz sinema sektörüne değer katmaya başladık, arkasından da bu ay piyasaya sürdüğümüz yeni uygulamamız geldi. Sinemia App sinemaseverlerin tüm ihtiyaçlarını tek bir platformda karşılayan, ayrıca sinemaseverlere özel bir sosyal medya uygulaması ve veri tabanı. Şimdi önümüzde Premium ve mobil uygulamanın yurt dışına açılma süreci var. Mobil uygulamayı 20 ülkede yayına alacağız. Şu an Türkiye’de ve İngiltere’de faaliyet gösteren Premium ise Amerika pazarına açılacak. Yani bu yıl hedefimiz için sinema platformunu büyütmek ve küresel pazarlardaki başarıları artırmak, diyebiliriz.

Türkiye’de Sinemia’nın yaptığı işi yapmanın zorlukları ve kolaylıkları var mı? Neler?

Rıfat: Her iş gibi Türkiye’de olmanın da kolaylık ve zorlukları var. Önce size ilginç bir bilgi vereyim. Tahmin edebileceğiniz gibi siyasi krizlerin, toplumsal olayların ilk vurduğu sektörler kültür-sanat, reklam gibi yaratıcı alanlardır. Ancak Türkiye’de sinemanın farklı bir durumu var. Biz işin içine girdikçe bunu çok daha net gördük ve ölçümledik. Geçtiğimiz yaz Temmuz 15’de yaşanan darbe girişiminin ardından ayın 16’sı sinemaya neredeyse hiç gidilmedi. Ama 17’sinde büyük bir sürprizle karşılaştık: ayın 17’si Pazar günü Temmuz ayı boyunca en çok sinemaya gidilen gün oldu. Ayrıca geçtiğimiz yaz sinema Türkiye’de tarihi bir rekor kırdı ve tüm zamanların en çok bilet satışı gerçekleşen yazını gördük. Biz bunu toplumun sinema ile moral bulduğuna yorumluyoruz. Yani her şeye rağmen yaptığımız işin çok sevildiği bir ülkede çalışmak gibi bizi mutlu eden ve belki de kolaylaştıran bir şey var Türkiye’de.

Ancak her ne kadar sinemasever bir ülke olsak da aslında sinemaya gitme sıklığımız ABD ve Avrupa gibi bir rutin haline gelmiş değil. Bizim hareket noktamız da aslında tam olarak bu. Sinemaya gidiş sıklığını artırabilecek bir çözüm üretiyoruz. Yani gerçekten sinemasever bir toplumun Sinemia Premium ile daha fazla ve özgürce sinemaya gitmesini sağlıyor öte yandan içerik üretimi ve Sinemia Mobil Uygulamamızla da sinema deneyimini zenginleştiriyor ve kolaylaştırıyoruz.

Görsel: Sinemia