Her gün üretim sürecinin nasıl işlediğini bilmediğimiz kıyafetler giyiyoruz. Herkesin gardırobunda muhakkak bir tane bile olsa siyah renkli ürün bulunuyor. Hiç kuşkusuz moda dünyasındaki en popüler renklerden biri olan siyahın hammaddesi ise petrol. Karbon siyahından (is karası) üretilen siyah renk ile sadece elbiselerimizde de değil hayatın her alanında karşılaşıyoruz. Plastikten mürekkebe, kablolardan kauçuğa kadar her alanda karşımıza çıkıyor. Karbon siyahının üretilme şekli ise hiç çevreci ve sürdürülebilir değil. Petrolü çıkarmak bölgedeki tüm bitki örtüsünü ve canlıları kötü etkilerken üretim sürecinde yakılan petrolden dolayı gezegene sera gazları dağılıyor. İşin kötü tarafı bu üretim şekli bir asırdan fazla süredir devam ediyor. Karbon siyahı ile ilgili bu kadar sorun varken ekosistem adına daha çevreci bir şekilde siyah rengi üretmenin yollarını aramak gerekiyor.
Siyah renk için sürdürülebilir ve çevreci bir çözüm
Sürdürülebilir çözümler üretmenin en doğru yolu teknolojik gelişmeleri de takip ederek insanlar için daha uzun ömürlü giysiler yapmak. Bunu yaparken de üretim sürecinde çevreye zararı minimuma indirmek gerekiyor. Tasarımlarındaki bilimsel ve teknolojik yaklaşımlarla sürdürülebilir çözümler üreten Vollebak, siyah rengine daha çevreci bir yaklaşım getiriyor. Ömrünü tamamladığında tamamen doğaya karışabilen Plant and Pomegranate Hoodie, elektronik atıklar kullanılarak üretilen Garbage Watch gibi ürünlerden sonra şimdi de siyah algleri kullanarak siyah pigmentini doğal yollardan elde ediyor ve Black Algae T-Shirt isimli ürünü ile karşımıza çıkıyor. Alg çiftliği bulunan Living Ink adlı biyomateryal şirketi ile iş birliği yapan şirket; organik bir üretim sürecinin olduğu, kullanımı sonrası doğada tekrar dönüşebilen Black Algae T-Shirt ile modada en çok tercih edilen siyah renk için daha sürdürülebilir bir çözüm üretiyor.
Alglerden hazırlanan siyahın üretim süreci karbon siyahının aksine oldukça çevreci. Çünkü algler gelişmek için fotosentez yapıyor. Havuzlarda yetiştirilen siyah alglerin gelişimi için sadece güneşe ve karbondioksite ihtiyaç duyuluyor. Mavi-yeşil bir alg türü olan spirulina yosunu büyük havuzlarda yetiştirildikten sonra alglerin çoğu doğal gıda boyaları yapmak için kullanılıyor. Geriye kalan atık ürün ise kurutuluyor ve öğütülüyor. Süreç sonrasında ısıl işleme tabi tutuluyor. Bu sayede alglerin tüm bu süreç boyunca emdiği karbondioksit de içinde hapsedilmiş oluyor. Yani üretim aşamasında çevreye zararın aksine fayda sağlanmış oluyor.
Tişört çözünse dahi algler depoladıkları karbondioksiti 100 yıl tutmaya devam ediyor
Her tişört sürdürülebilir bir şekilde yönetilen ve hasat edilen okaliptüs ağaçları kullanılarak üretiliyor. Ağaçlar önce hamura oradan ipliğe ve kumaşa dönüştürülüyor. Bu dönüşüm sırasında kullanılan suyun ve çözücülerin yüzde 99’u geri dönüştürülüp yeniden kullanılabiliyor. Normalde siyah bir tişört yapmak için siyah ipliklerden üretim yapılıyor. Ancak Black Algae T-Shirt için süreç böyle işlemiyor. Ağaçlardan elde edilen kumaş tişörte dönüştürüldükten sonra baskı yönetimiyle renklendiriliyor. Siyah yosun mürekkebi UV ışınlarına dayanaklı. Bu sayede rengini yıllarca koruyor.
Tişörtün tüm üretim süreci bitkisel olduğu için tıpkı Plant and Pomegranate Hoodie’de olduğu gibi toprağa konulduktan sonra 12 hafta içinde tamamen parçalanabiliyor. Çözünme işlemi sonrası siyah yosun mürekkebi neredeyse algılanmayacak kadar ufak parçalarda kalıyor ve içinde depoladığı karbonu 100 yıl daha saklı tutuyor.
Bu siyah alglerin pigment olarak kullanıldığı ilk deneme değil. Doğal gıda boyaları ve mürekkep için de siyah algler kullanılıyor. Moda endüstrisinde karbon siyahı yerine siyah algleri kullanmak ve böylece karbon ayak izini azaltmak mümkün duruyor.
Görsel: Vollebak